Zamandır traduction Espagnol
26,279 traduction parallèle
Harry'i uzun zamandır tanıyorum.
Son buenas personas.
Evet ama çok uzun zamandır birlikteler.
Sí, pero han sido juntos mucho tiempo,
Bunca zamandır burada yaşıyordu, söylediği kişi de değilmiş.
Todo el tiempo que ha vivido aquí, no es quién dijo ser.
- Ne zamandır bunu önemsiyorsun?
¿ Desde cuándo significa algo para ti?
Uzun zamandır böyle hissetmemiştim.
No me he sentido así en mucho tiempo.
Baba, ailemizi ne zamandır bu kadar önemsiyorsun?
Papá, ¿ cuándo te has vuelto tan interesado en tu familia?
Evet, uzun zamandır siyah beyaz bir film görmedim.
Sí, no he visto películas en blanco y negro desde hace tiempo.
Biliyorsun, seni uzun zamandır tanıyorum Cole...
Sabes, Cole, ya te conozco desde hace mucho tiempo.
Uzun zamandır yaptığım en eğlenceli şeydi.
Eso fue lo más divertido que haya hecho en mucho tiempo.
Yani, becerinle demek istedim uzun zamandır çalışmadığını düşünürsek.
Es decir, con tu nivel de habilidad teniendo en cuenta que no has estado entrenando tanto tiempo.
- Onca zamandır burada mısın yani?
¿ Así que has estado aquí afuera todo el tiempo?
William'ı uzun zamandır tanırım.
Conozco a William desde hace mucho tiempo.
Ne zamandır birliktesiniz?
¿ Cuánto tiempo lleváis juntos?
Uzun zamandır kütüphaneye uğramadığın için ben de buraya geleyim dedim.
Y tu no has ido a la biblioteca desde hace mucho. Así que tuve que venir aquí.
Uzun zamandır istiyordu bunu.
Ella lo buscó durante tanto tiempo.
Ne yani bunca zamandır onunla görüşüyordun da bize yalan mı söylüyordun?
¿ Entonces has seguido viéndola y mintiéndonos todo este tiempo?
Steve ne zamandır şu basamakları yazmak üzere uzaklarda?
¿ Sabes por cuánto tiempo Steve se ha ausentado escribiendo los peldaños?
Çünkü dürüst olmadığını düşünüyorum. Uzun zamandır değilsin.
Porque creo que no has sido honesto... no lo has sido en mucho tiempo.
Aslında uzun zamandır evde duran bir anneyim.
Bueno, de hecho, he sido ama de casa por mucho tiempo.
- Ne kadar zamandır uyanık?
¿ Ha estado despierto por un tiempo ahora?
Uzun zamandır kin tuttuğunu görüyorum.
Veo que eres rencoroso.
Ne zamandır buradayım?
¿ Cuánto tiempo... llevo aquí?
Ne zamandır arızalı?
¿ Por cuánto tiempo estamos hablando?
Çok uzun zamandır üzgündü yaptığından nefret ediyordu.
Estuvo tan triste durante tanto tiempo y... le odié por lo que hizo.
Yaptığım her şeye rağmen, onca zamandır beni seviyor musun?
Después de todo lo que he hecho, ¿ me has querido todo este tiempo?
Ne zamandır buradasın?
¿ Cuánto tiempo has estado ahí?
.. ne zamandır benimle birliktesin?
¿ Cuánto tiempo me has seguido?
Uzun zamandır ortalıkta görünmüyordu.
No ha venido desde hace tiempo.
Uzun zamandır doğru düzgün bir savaşa katılmadım.
No he estado en una batalla de verdad en mucho tiempo.
Bu oyunu uzun zamandır oynamadığımızın farkındayım ama yanlış oynuyorsun.
Sé que este juego no es frecuente entre nosotros pero lo estás jugando mal.
Hayır, sadece uzun zamandır burada olan bazı eski oyuncaklar.
¿ Alguna arma? No, solo algunos juguetes viejos que han estado ahí mucho tiempo.
Hiç özelimiz kalmadı, ve çok ama çok uzun zamandır mercimeği fırına veremedik.
No tenemos privacidad y hace mucho, mucho, mucho tiempo que Mamá no tiene sus galletas.
Dünya dışında koloniler kurma fikri uzun zamandır var.
Ideas de crear colonias fueras del planeta Tierra... existieron durante mucho tiempo.
- Ne zamandır evlisin Rowby?
¿ Cuánto tiempo ha estado casado, Rowby?
Cary, o kadar zamandır arkamızdan iş çeviriyormuş.
Cary nos ha estado jodiendo todo el tiempo.
Ne kadar zamandır bunun içindesin?
¿ Cuánto tiempo llevas haciendo esto?
Ne zamandır burdasın?
¿ Por cuánto tiempo has estado aquí?
Çok şaşırdım. Ne zamandır yapıyormuş?
Estoy impactada. ¿ Cuánto tiempo lleva haciéndolo?
Uzun zamandır tavan arasında saklıymış.
Estuvo oculto en su desván por quién sabe cuánto tiempo.
Callie Senate harika bir avukat, uzun zamandır tanırım.
Callie Senate es un abogada excelente. La conozco desde hace mucho tiempo.
- Uzun zamandır yanınızdayız, Sayın Yakovlev.
Estamos en deuda con usted, Sr. Yakolev.
- Ne zamandır onlara çalışıyorsun Arnold?
¿ Cuánto tiempo llevas trabajando para ellos, Arnold?
- Ne kadar zamandır uyuyordum?
¿ Cuánto tiempo he estado durmiendo de nuevo?
- Ne zamandır? Her zaman!
- Desde siempre.
Uzun zamandır çok kızgındım.
Yo estaba tan enfadada... por tanto tiempo.
Tommy, bu kadar zamandır nerede olduğunu söyleyecek misin?
Tommy, ¿ quieres decirme dónde demonios estuviste, viejo?
Dostum, bunca zamandır Diane'i öldürdüğüme dair tek kanıt bulamadın.
Tío, tras todo este tiempo, sigues sin tener ni una sola prueba de que yo matara a Diane.
Tek bildiğim Gabi ve ben bunu yürütmek için çok uzun zamandır uğraşıyoruz ama hiç de şu mutlu sonumuza ulaşacakmışız gibi görünmüyor.
Todo lo que sé es que Gabi y yo hemos estado intentando que esto funcione por tanto tiempo, pero... no parece como si fuéramos a tener el final feliz que queríamos.
Uzun zamandır endişelerimizi dile getiriyorduk.
Llevamos un tiempo señalando nuestra preocupación.
- Ne zamandır?
- ¿ Desde hace cuánto?
Uzun zamandır görüşmüyoruz.
- No hablamos demasiado.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanımız tükeniyor 18
zamanı gelince 71
zamanın var 16
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanımız tükeniyor 18
zamanı gelince 71
zamanın var 16
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236