English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Z ] / Zavallı adam

Zavallı adam traduction Espagnol

1,816 traduction parallèle
Bence o gece o zavallı adamı ben biçtim ve sonra arabayı sürüp gittim.
Creó que asesiné a ese pobre hombre esa noche y luego huí.
Zavallı adam toparlanma sürecinde, gece dışarı çıkması gerek.
El pobre chico está recuperándose, necesita una noche fuera.
Bilemiyorum, Rachel hala ona bağırıyor. Zavallı adam. Şu an onun yerinde olmak istemezdim.
No lo sé, Rachel aún está ahí gritándole pobre tipo, no quisiera ser él en estos momentos.
- Bu zavallı adamı kullandığın için.
- Por utilizar a este pobre.
Zavallı adam, zor bir sene geçiriyor.
Pobre tipo, ha tenido un año bastante duro.
Zavallı adam.
- Pobre hombre.
Biri o zavallı adamın kafasını kırdı.
Alguien le destrozó la cabeza a ese pobre hombre.
Biri zavallı adamın kafasını kırdı, dedi.
Ella dijo : "Alguien le destrozó la cabeza a ese pobre hombre."
Testlere göre, zavallı adam altı ay kadar önce ölmüş.
Las pruebas indican que el pobre lleva muerto al menos seis meses.
Zavallı adam.
Pobre chico.
Tanrım, zavallı adam.
Pobre hombre.
Zavallı adam.
Pobre hombre.
Seni zavallı adam.
Pobre hombre.
Şu zavallı adamın karısı boğulmuş.
Mira, ahí está el tío al que se le ahogó su mujer.
Galiba TB mahvoldu. Zavallı adam.
Supongo que el pobre T.B. está jodido.
Zavallı adam mı?
¿ Pobre?
Duyduğum kadarıyla, o zavallı adamın vurulmasının sebebi, Londra'nın yarısının Zuli'nin programını bilmesiymiş.
Por lo que he oído, la razón por la que ese pobre tipo resultó herido fue que medio Londres conocía la agenda de Zuli.
Hayır, sadece şu zavallı adam Sevgililer Gününde tamamen yalnız.
Es sólo ese pobre hombre, solo en el día de San Valentín.
Zavallı adam, sadece ondan arta kalanlar...
Pobre hombre. Casi no quedó nada.
- Zavallı adam.
- No, pobre.
- Zavallı adam.
- ¡ Pobre hombre!
Zavallı adam, kendisini Tessa'ya karşı bir komplo kurulduğuna ve hepimizin de bu komplonun bir parçası olduğumuza inandırmış gözüküyor.
El pobre hombre parece estar convencido... de que había una conspiración contra Tessa y de que nosotros somos cómplices.
Zavallı adamın ailesi ne haldedir şimdi?
Su pobre familia.
Zavallı adam! Zavallı çocuklar!
Pobre de él... y pobre de ellos.
Evet, değil mi? Zavallı adam çok fazla utandırılmıştı
¡ Qué vergüenza pasaría el hombre!
Zavallı adam, hiç şansı yoktu.
Pobre, no tenía ninguna posibilidad.
Zavallı adam.
Pobre.
- Zavallı adam.
- Pobre hombre.
Zavallı adam ölüyor. Ben de ona yardımcı olmaya çalışıyorum.
El pobre sujeto está muriendo.
Zavallı adamı mahvettin, haftalardır sıkıntılı ve üzgün.
Ya lo aplastaste al pobre, lleva semanas deprimido.
Gelecek hakkında hiç de iyi düşüncelerim yoktu, estetik ve sanatsal hiç bir ifade hakkında, bu ülkede, herhangi bir sanat kolunda, bu zavallı adam, kim olduğunu biliyorsunuz, bir anda günah keçisi haline geldi.
No se auguraba un buen futuro... para ningún tipo de expresión artística o estética en este país... en ningún arte, mucho menos para este pobre tipo... que de pronto se convirtió en el chivo expiatorio.
"Zavallı adam iki hat arasında öldü..."
El pobre murió entre nuestras líneas.
O zavallı adam! Zavallı adam!
Ese pobre... ese pobre hombre.
Evet, görünüşe göre dul. Zavallı adam.
Parece que enviudó hace poco, pobre hombre.
Kocamda başıma geldi doktor, bir kaç ayı kaldığını söyleyince, bunu yaşadım. Zavallı adam. Çok korkunçtu.
Me, me pasó con mi marido, cuando le dijo el médico, le diagnosticó que tenía pocos meses de vida, pobre.
" Evet, Johansen, zavallı adam.
" Oh, Johansen, pobre tío.
İşkence edeceğin bu zavallı adam kimse...
Sea quien sea el pobre hombre al que vaya a torturar - -
- Zavallı adam.
Pobre hombre.
Boğulup ölmüş. Zavallı küçük adam.
Pobre pequeño.
Zavallı adam.
Sólo tiene 2 camisas.
On papele bahse girerim ki, Cohen o zavallı kıza Batman ya da Süpermen'i anlatıyor ya da kızın ilgilenmediği, üniforma giyen bir adamı anlatıyor.
Diez dólares a que Cohen está obligando a esa pobre chica a escuchar cosas sobre Superman o Batman o de algún otro hombre en leotardos de los que ella no sabe ni una mierda.
Oh, adamım, bazı zavallı ezikler kesin bir kazaya kurban gitti.
Oh, hombre, algun pobre perdedor se acaba de accidentar.
Adamım Kelso'nun zavallı minibüsü.
Hombre, pobre van de Kelso.
Zavallıların peşinden koşuyor ve onları adam ediyorsun. Onlarsa şehir dışından gelen ilk manikürcüye atlıyorlar.
Buscas perdedores, los cuidas, los pones en casa y luego se largan con la primera que encuentran.
Mahkemeye giden zavallı beyaz adamın tanrı yardımcısı olsun.
Que Dios proteja a cualquier blanco que vaya a juicio.
Ama bu çiçekleri, hediyeleri veren adamın yoldan geçen ilk zavallıyı sırf eğlence olsun diye öldürebileceğini bilince tüm o takılar, güller ensene dayalı bir tüfek kadar soğuk geliyor.
Pero cuando sabes que el hombre que te hace regalos y te sonríe, puede matar por diversión al primer desgraciado que se le ponga delante, los regalos, las joyas, las rosas o lo que sea son como una metralleta en la nuca.
Ben basit bir adamım Sonuç olarak bir zavallıyım
Soy un ingenuo No sirvo para nada
Yoksa birazı dışarı taşarmış... Ve zavallı bi adamın onu temizlemesi gerekirmiş.
Sino, algunos pueden salir desviados... y algunos pobres tipos tienen que limpiarlo.
O kısa, zavallı adam....
es bajo y pequeño
Seni aptal, zavallı yaşlı adam.
¿ Lo hiciste?
Zavallı bir adamın arabasında Jack Nicholson'cılık oynadı.
El chiflado se volvió Jack Nicholson con el auto de un pobre tipo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]