Çok sıkıcısın traduction Espagnol
954 traduction parallèle
- Çok sıkıcısınız.
Lo que usted diga.
Lanet olsun, çok sıkıcısın!
¡ Diablos, eres un pesado!
Sen de çok sıkıcısın.
Qué dura eres tú también.
- Çok sıkıcısın, değil mi?
- Usted es un joven fastidioso, ¿ No?
Dinle, her kimsen çok sıkıcısın ve ben içeri...
Escuche, quien quiera que sea, eres aburrido y yo me voy a entrar.
Bir çok insana gıcık kapıyorum... Ama sen farklısın.
Me canso de la mayoría de la gente... pero tú eres distinta.
Son zamanlarda kartlarımda çok sık çıkıyordu, ama bu kadar yakın, hiç.
Últimamente ha estado en mis cartas, pero nunca tan cerca.
Böyle bir beyanat verdikten sonra şunu söylemeliyim ki, şu an 54 yaşındayım ama zamanında epey zorluklarla bu yola çıktım çok fazla yükselmediysem, sebebi geldiğim noktayı yeterli gördüğümdür! Diğer insanların paraları ile geçimimi sağladım durdum ve bu şekilde milyonlar kazandım. Şimdiyse meteliğe kurşun sıkıyorum.
Tras esta declaración... tengo que decir que hoy tengo 54 años... que partí de muy abajo... que si no subí mucho, al menos si fui lejos, que solo viví del dinero de los demás, que fui rico... y hoy estoy al borde de la miseria.
- Bize katılır mısın? - Briç çok sıkıcı.
- El bridge me aburre.
En çok övündüğümüz taraflarını göstereyim mi? Can sıkıcı olabilir.
¿ Puedo destacar las cosas de las que estamos más orgullosos aunque sea aburrido?
Bir çok aktör mesleklerinde çıkış yapmak için tüm hayatlarını ortaya koyarlar.
La mayoría de los actores no llegan a tener un gran éxito.
Bana gerçeği söylemediğin sürece içinden çıkmanın kolay olmayacağı çok sıkışık bir durumun içindesin.
Se ha metido en un lío del que no le será nada fácil salir a menos que colabore.
Çok can sıkıcısın. Bundan nefret edeceğimi pekala biliyorsun.
Lo dices por fastidiar.
Ve biliyoruz ki, pek çok kişi, sanatın sıkıcı şeyler olduğunu düşünmekte.
Todos saben que muchos piensan que la pintura es algo tonto.
Daha çok dışarı çıkıp insanlarla tanışmalısın.
Deberías salir más al mundo, conocer gente.
Geçtiğimiz iki yıl boyunca hiç sevmediğim Denver, Colorado'daydım. Son derece sıkıcı bir yatılı okuldaydım. O yüzden atın üzerindeki herhangi bir şey bana çok güzel görünüyor.
He permanecido los últimos dos años en el Este, en Denver, Colorado... encerrada en una escuela de internos... y me fascina la vista de cualquier cosa que esté sobre un caballo.
Yanma çok basit ve cazip bir çıkış yolu gibi görünüyor ama katilin kurbanın cesedini basitçe küle çevirme korkusu yüzünden genellikle başarısız olur.
Quemarlos parece una salida sencilla y tentadora, pero generalmente fracasa cuando, para horror del asesino, el cuerpo de la víctima se niega a convertirse en cenizas.
Eğer kıçını kurtarmış olsaydın yeni bir kadın bulurdun kendine yüzü güzel bir kadın! ... çok içmeyen bir kadın!
Si ahora te salvaras, encontrarías a otra mujer, una que no estaría marcada, una que no bebiera demasiado.
Çok sıkıcı bir adamsın Anquetin.
Eres un pesado, Anquetin.
- Sen de çok kırıcısın.
- Y tú eres demasiado abrumador.
Eğer sizin sıkıcı yaşamlarınıza bir parça neşe getirebildiysek çok sıkı ve zorlu çalışmalarımızın boşa gitmediğini hissetmekten mutlu olacağız.
El Caballero Danzarín es nuestra primera opereta. Si los hemos entretenido un poquitín creemos que nuestro trabajo no ha sido del todo inútil.
Roma'dan sonra maalesef buradaki hayatı çok sıkıcı bulacaksın.
Después de Roma, temo que encontrarás esto muy aburrido.
Ç-A-L-I-Ş-M-A-K. Çok iyi.
T-R-A-B-A-J-A-N-D-O
Senin de güvencen var ama çok sıkıcı bir hayat yaşadın.
Ud. tiene seguridad y la vida más aburrida del mundo.
Eh, orası sıkıcı değil, ve kıyıya çok daha yakın.
No es tan aburrido y está veinte días más cerca de la costa.
Onlara sıkıcı sarılmak, çok geç olmadan onları yaşamak zorundasın, değil mi?
Basta con retenerlos, vivirlos antes de que sea demasiado tarde.
Çok sıkı tekme ve yumruk atarım ve de Allegheny'lerin bu tarafında vaşağın gözünü bile yuvalarından çıkarabilirim.
Y puedo pegar y patalear más fuerte y arrancar más ojos que cualquier gato a este lado de los montes Alleghenies.
Sen çok sıkıcı, sıradan bir insansın ve ben büyük bir sanatçıyım.
Es Vd. Una persona muy aburrida y corriente, y yo una gran actriz.
Çok haklısın. Bizim amentümüz de sıkıcılık olmuş.
Así que hacemos del aburrimiento nuestra religión.
- Kıskandın mı? Bir kızın olmaması çok sıkıcı.
Es una carga no tener chica.
Uğradığınıza sevindim çünkü çok sıkıcı olmaya başlamıştı.
Menos mal que viniste, porque la cosa estaba aburrida.
Yavaşça sokağın çevresinde üç defa dolaştı,... bana bakışından anladım ki eğer ben başka türlü bir kız olsaydım bu çok hoş bir gönül macerasının başlangıcı olabilirdi.
Le dio la vuelta a la manzana tres veces, lentamente. Me di cuenta de que por la forma en que me miraba... si yo hubiera sido otro tipo de chica... habría sido el inicio de un hermosísimo romance.
Billie'nin sabahlığını denemek ve kapıya çıkmak gibi bir hata yapmış. Çok yazık değil mi?
Cometió el error de ponerse la bata de Billie... justo delante de la puerta de Billie.
- Buhar çıkışını daha çok kısmamız lazım.
Sé que tiene que mandar más vapor
Böylece, Viking'ler İngiltere'yi soymak ve yağmalamak üzere yola çıktıklarında kıyıdan çok uzaklaşmadılar. Saldırılarını gece baskınlarıyla sınırlı tutuyorlardı.
Cuando los vikingos zarpaban dispuestos a saquear Inglaterra, jamás perdían de vista la costa, y sus ataques se limitaban a rápidas incursiones nocturnas.
- Çok can sıkıcısın.
- Qué pesado es.
Şimdi gülüyorsun ama çok uzun sürmez. Çünkü kibirli, şişman ve can sıkıcısın.
Se ríe de nosotros ahora, pero no por mucho tiempo... porque es arrogante, gordo e hinchado.
Hayır, Mona'nın partisi çok sıkıcıydı.
No, la fiesta de Mona ha resultado ser una lata.
Savaşta olsaydık, ve sen bir Rus ajanının kızı tarafından baştan çıkarılmış olsaydın, benim sana gelip karşı çıkmamı ve çok geç olmadan her şeyi bitirmen için yalvarmamı beklemez miydin?
¿ no esperarías que me opusiese y te suplicase que lo terminases antes de que fuese demasiado tarde? Estamos en guerra.
Çok güzel bir gün. Sen kıyıya çıkmayacak mısın?
Es un día hermoso. ¿ No bajarás a tierra?
Çok kırıcısınız, Patricia.
¡ Vos me herís, Patricia!
Kollarınız, çok sık kılıç kullanıyorsunuz.
Sus brazos, usa su espada a menudo.
İnanır mısınız bilmem ama, o far, daha bu sabah garajdan çıkarken kırıldı. - Evet. Çok kolay kırılıyorlar, değil mi?
Sabe, puede o no creerlo, pero estropeé el farol de enfrente esta mañana cuando salí del establo.
Belki çok sıkıcı ve basmakalıp bulacaksın ama babamın bir tekne almasına yetecek kadar kazanmak istiyorum.
Te parecerá una tontería y algo vulgar pero quiero ahorrar para comprarle un bote a mi padre.
Pekala. Şimdiye kadar gösterdiğiniz kibarlık için çok teşekkür ederim, fakat eğer bizi eskortsuz olarak yolumuza devam etmeye mecbur bırakırsanız ve başımıza bir şey gelirse 3 milyon çileden çıkmış kadın Savaş Departmanının altını üstüne getirecektir.
Le agradezco su gentileza hasta ahora, pero si nos obliga a ir solas y nos pasa algo, tres millones de mujeres dejarán el Departamento de Guerra patas arriba.
Hayatımızın dönüm noktaları olmasaydı, yaşam çok sıkıcı olurdu.
La vida sin puntos de inflexión es aburrida.
Düşün bir kere. Hayatımızın dönüm noktaları olmasaydı, yaşam çok sıkıcı olurdu.
Pero la vida sin puntos de inflexión es aburrida.
Artık bu kadar paran olduğuna göre çok dikkatli olmalısın. Çünkü dünya sahtekarlarla ve dolandırıcılarla doludur.
Ahora que tienes todo este dinero, ten cuidado, porque el mundo está lleno de estafadores y timadores.
Bir sonraki adım kadavranın, bulunmadan önceki kimliğini açığa çıkaracak kısımlarının, çok dikkatli bir biçimde yok edilmesi işlemi.
El siguiente paso es la alteración cuidadosamente planificada de partes identificables del cadáver antes de que sea encontrado.
İleride çocukluğumuzu teminat altına almak için bin bir zorlukla kazandığımız paranın gidişini izlemek çok can sıkıcıydı.
Se me partía el corazón cuando entregaba el dinero que tan duramente había ganado y que podía asegurar nuestra feliz infancia.
Çok sıkıcısın.
Eres aburrido.
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sıkıcı 86
çok sert 55
çok sevinirim 68
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sıkıcı 86
çok sert 55
çok sevinirim 68
çok sakin 32
çok severim 65
çok sağolun 79
çok şanslısın 138
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok safsın 39
çok susadım 64
çok severim 65
çok sağolun 79
çok şanslısın 138
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok safsın 39
çok susadım 64