English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Ç ] / Çok sıkıldım

Çok sıkıldım traduction Espagnol

647 traduction parallèle
Buradan çok sıkıldım "
"Estoy tan harta de este sitio."
Otelde çok sıkıldım bende bay Marvin'le buraya geldim.
Yo me aburría en el hotel y me vine aquí con el Sr. Marvin.
İlk başta ilgi çekiciydi ama sonrasında çok sıkıldım.
Al principio era interesante, pero luego me cansó.
Tara'da herşey yolunda, sadece çok sıkıldım, şehre gelmek istedim.
Todos están bien en Tara, pero me aburría y decidí venir a la ciudad.
- Gece çok sıkıldım.
- Me aburrí por la noche.
Bu surattan çok sıkıldım.
Estoy harta de este rostro.
Öte taraftan elde edebileceğimiz sıradan derleme parçalardan çok sıkıldım.
Lo cierto es que estoy aburrido de las piezas vulgares que se encuentran por todas partes.
Kendi kendime çok sıkıldım.
Porque yo solo me aburro.
Phyllis, oyunu bitirmesek olmaz mı? Çok sıkıldım.
Phylis, quiero acabar la partida, me aburro.
Ama çok sıkıldım.
Estoy muy aburrido.
- Genelde evet ama bugün çok sıkıldım.
- Sí, pero hoy ha sido un poco duro...
Başka bir birlik problemi daha, bu problemlerden çok sıkıldım!
Otro problema para el escuadrón. Y ya estoy cansado de los problemas.
Ben sıkıldım! Artık çok sıkıldım!
¡ Ya estoy harto de esto!
Çok sıkıldım. Gara kadar sana eşlik edebilir miyim?
Qué lástima... ¿ Me permite acompañarla a la estación?
Beni izlemenden ve arabanın kilometre saatini kontrol etmenden çok sıkıldım artık ve yoruldum.
Estoy cansada de que me espíes y me examines... y veas el kilometraje del auto.
Bu ölümlerden dolayı çok sıkıldım.
estoy cansado de tantas matanzas.
Essex ormanlarında çadırda yatmaktan çok sıkıldım. Belki bundan bir şey çıkar diye düşündüm.
Pense que esto seria algo asi.
Söylediklerinden kesinlikle çok sıkıldım.
Y estoy seguro que estoy aburrido por lo que dice.
Kimseye söyleme, çok sıkıldım.
No se lo digas a nadie, pero me aburro.
Çok sıkıldım.
Estoy aburrida.
Buradaki her şeyden çok sıkıldım.
Todo lo de aquí me pone enfermo
Sana hayır dedim ve çok sıkıldım.
No y me aburre hasta la muerte.
Hepinizden çok sıkıldım!
¡ Estoy harta de todo!
Bütün bu somunlardan, bez parçalarından çok sıkıldım.
Estoy harto de todas esas vendas y tuercas.
Bu plaklardan çok sıkıldım, hayatım.
Estoy cansado de estos discos, cariño.
Her şeyden çok sıkıldım.
Si, claro. Estoy tan aburrido de todo.
ve tanrı aşkına ben de... bu trende karşılaşan yabancılar oyunundan çok sıkıldım.
- pero a mí me aburre... - caramba. - esta rutina de desconocidos.
Bu işten çok sıkıldım.
Ironhide, vuelve.
Sensiz çok sıkıldım. Kendi kendime şöyle dedim, babacığımı bir arayayım.
¡ Así que dije : voy a llamar a mi querido Papito...!
- Çok sıkıldım.
- Estoy harta.
Bu insalardan çok sıkıldım.
Estoy tan aburrida con esta gente.
Çocuğun biraz cesareti kırıldı anlıyorum ama hatırlatırım burada herkes çok çalışır.
¡ Ay, estos hijos, querida señora mía! De acuerdo, puede que su hija se sienta un poco desmoralizada. Pero escuche, le digo que lo que hay que hacer es estudiar...
Tom, bu çok kötüydü. - Üzgünüm, sanırım Bay Carpenter'ı duymaktan sıkıldım artık. - Tom!
Estoy harto de oír hablar del Sr. Carpenter.
- Bu kadar mı çok sıkıldın?
¿ Está realimente tan aburrido?
O kadar çok sıkıştırıldım ve zorlandım, ama sonrasında ışığı gördüm ve şimdi dünyadaki en mutlu kişiyim, ve Tanrıya şükrettim.
Pero después me convirtieron... y ahora soy la mujer más feliz del mundo, y alabo y doy gracias a Dios.
Kendimi çok boş hissediyorum. Sıkıldım.
Me siento tan vacío.
Çok sıkıldın mı?
¿ Fue muy aburrido?
- Burada çok sık misafir olarak onurlandırıldım.
Soy un invitado habitual aquí.
İnanır mısınız bilmem ama, o far, daha bu sabah garajdan çıkarken kırıldı. - Evet. Çok kolay kırılıyorlar, değil mi?
Sabe, puede o no creerlo, pero estropeé el farol de enfrente esta mañana cuando salí del establo.
Çok sıkıldım!
- ¡ Que estoy harta!
Aslında sen hariç insan ırkından çok sıkıldığıma karar verdim. İnsanlarla ortak bir yanım yok.
He llegado a la conclusión de que, aparte de contigo, no tengo nada en común con la raza humana.
Ama çok geçmeden bundan da sıkıldım.
Pronto me aburrí con esto.
Ama Carol'a canım çok sıkıldı.
- Me preocupa tanto Carol.
Canım çok sıkıldı cüzdanımda ehliyetim ve kredi kartlarım vardı.
Tenía mi permiso de conducir y mis tarjetas de crédito y no sé qué hacer.
Çok özür dilerim ama hiç kaçık bir kadın tarafından köşeye sıkıştırıldın mı?
Watson, te brindo mis más sinceras disculpas. Alguna vez te ha atrapado una loca?
Bir yıl beni de yanlarında götürmüşlerdi. Çok canım sıkıldı.
Una vez me llevaron con ellos y fue muy aburrido
O zamandan beri... çok kez silah sıkıldı bana ama asla vurulmadım.
Y desde entonces nunca me ha alcanzado... una bala. Me han disparado muchas veces, pero no me han dado nunca.
Sonra onu yapmaktan da sıkıldım. Peynir fabrikasında kamyonculuk yapmak çok daha eğlenceliydi.
Entonces también me cansé de ordeñar, porque me gustaba más viajar en el camión, que llevaba la leche a la fábrica de queso.
Sevgili Pyotr Nikolayevich iki yıldır İtalya'dayım çok önemli olanlar hem mesleğim hem de günlük yaşantım için dün gece bir rüya gördüm efendim kontun tiyatrosunda bir opera sahnelemem gerekiyordu ilk perde heykellerle dolu bir parkta geçecekti ama aslında onlar kıpırdamadan durmaya zorlanan çıplak adamlardı ben de bir heykeldim kıpırdarsam şiddetle cezalandırılacağımı biliyordum çünkü efendimiz ve sahibimiz bizi seyrediyordu havaya kalkmış koluma, sonbahar yaprakları düşerken mermer kaidemden yükselen soğuğu hissedebiliyordum yine de kıpırdamıyordum.
Querido Pyotr Nikolayevich : He estado en Italia por 2 años. Muy importantes en todos los sentidos.
Bütün arkadaşlarım ayrıldı, nişanlım hariç... ama onu çok sık görüyorum.
Todos mis amigos se marcharon, excepto mi novio... pero lo he visto demasiado.
Bu hafta canım çok sıkıldı.
Ha sido una semana aburrida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]