English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Ç ] / Çıkarın onları

Çıkarın onları traduction Espagnol

644 traduction parallèle
Çıkarın onları!
¡ Sacadlos!
Çabuk olun, sizi aptallar, çıkarın onları.
¡ Rápido, idiota! ¡ Suéltenos!
Çıkarın onları.
¡ Adelante!
Çıkarın onları.
¡ Sácales!
Çıkarın onları!
¡ Sacadlos del coche!
Çıkarın onları buradan.
Llévatelos a todos.
Çıkarın onları dışarı!
¡ Sacadlo!
Merrihew, çıkarın onları ordan.
Merrihew, sáquela de ahí.
Çıkarın onları.
Sácalos.
"Onları araziden çıkarın."
"Desocupa la propiedad."
Bakın mösyö, her fırsatta onları güneşe çıkarıp çocuklar gibi oynamalarını sağlıyorum.
Monsieur, cuando tengo la oportunidad, me gusta sacarles al aire libre... y dejar que jueguen como... niños.
- Rüzgar çıkar çıkmaz onları bırakın.
- Suéltalas cuando sople el viento.
Çıkarın onları.
¡ Suéltenos!
- Onları çıkarın!
- ¡ Súbanlos!
Onlar ancak küçük bir yangın çıkarır.
DéjaIes, será un fuego muy pequeño.
Karınız, oğlunuz, babanız, ve bütün kumpanya onları böyle bir çırpıda unutamazsınız!
¿ Y su mujer, su hijito, su padre, toda la troupe? No puede haberlos olvidado a todos de repente.
Onları yukarı çıkarın.
Súbanlo a bordo.
- Onları yarın çıkarırım.
Las quitaré mañana.
Eğer onları şimdi buradan çıkarırsak yarın tekrar savaşabilirler. Ama bu...
Si los retiramos, podrán luchar mañana.
Onları dışarı çıkarın ve Baron Gruda'nın takdirine bırakalım.
Llévenlos afuera y entréguenselos al barón Gruda.
Onları yürüyüşe çıkarır mısınız?
¿ Los saca de paseo?
Onları baştan çıkarıcı artist kızların pençesinden ve zenginlerin aşırı tutkulu kızlarından kurtaran kızı mı diyorsun?
¿ Es esa la chica que les salva de las garras de las seductoras coristas y de las apasionadas hijas de los millonarios?
Onları buraya çıkarın.
Súbanlos abordo.
Onları hemen buraya çıkarın.
Súbanlos ya.
Kazıp çıkarın onları.
Sacarlos a flote.
Deniz kaplumbağalarına dalış yapıyor onları sırtüstü çevirip yumuşak karınlarını ortaya çıkarıyor alt kısımlarını yırtarak açıp etlerini paralayıp yiyorlardı.
Se lanzaron sobre las tortugas volteándolas para exponer su tierna parte inferior abriendo sus partes internas desgarrando y comiendo su carne.
Onları nereye götüreceğiniz önemli değil, sadece çıkarın!
¡ Lévalos donde sea, sácalos de aquí!
Deli bu. Onlar için çabalarsın, yaparsın, denersin, için dışına çıkar.
Luchas, construyes, te esfuerzas, te desvives por ellas.
Onları dışarı çıkarın ve tutuklayın.
Sacadles de aquí y ponedles las cadenas.!
Kendim giderim. Onların ilgisini çektiğini nereden çıkarıyorsun ki?
No importa, iré a la embajada yo sola.
Aslında içtenlikle inanıyorum ki, o iki hanım kişisel husumetlerini bir kenara bırakabilirdi. Fakat onların birbirine düşmesinden çıkar sağlayan çok kişi vardı.
verdaderamente creí que las damas hicieron a un lado su natural enemidad personal, pero hubo muchos que se enriquecieron con ellas agarradas de las greñas.
Onları ve Za'yı Kurukafa Mağarasından çıkarın.
Sacadlos de la Caverna de los Cráneos y a Za también.
- Onları buradan çıkarın. - Gidelim.
¡ Sáquenlos de aquí!
Kendini günah çıkarır gibi onların ellerine bırakmalısın.
Debes ponerte en sus manos como si fuera un confesor.
İstemedim ama o insanların hayatlarına karışır hale geldim. Yediğim her lokmanın, giydiğim her elbisenin onların hayatlarından çıktığını öğrendim.
Yo vivía con un hombre que controlaba la vida de 5 mil personas.
Bu oynadıkları oyun onların mı yoksa benim mi çıkarımaydı bilmiyordum.
No sé si hacían el juego para ellos o para mí.
Şimdi onları buradan çıkarınız.
Lléveselas.
Ziyaret ettiğim son köy şeflerini öldürmediler. Onu bir ağaca astılar genç kızlarını onun önünde ortaya çıkardılar ve onların karınlarını deştiler.
En la última aldea que visité no mataron al Jefe, sino que lo ataron a un árbol y le trajeron sus hijas jovencitas y las desentrañaron.
Onları sudan çıkarın!
Sacalos del agua!
Müdürler, onların eşleri ve okulumuzun esas dostları için çıkarılır.
Maestros, sus esposas, y los amigos del Colegio.
Sen de onlarınkini çıkarırsın.
Y tú las llevas por ellos.
Onları hemen çıkarın.
Sáquelos de aquí.
Bununla birlikte onlar, hayvanat bahçesinin hastanesinden alınıp bir otele yerleştirilecek ve ayrıntılı bir şehir turuna çıkarılacaklar.
No obstante, serán trasladados del zoo a un hotel y podrán disfrutar de una excursión por la ciudad.
Ve sen de bilim uğruna onları parçalıyor, organlarını çıkarıyor ve karşılaştırmalar yapıyordun. Neleri?
Y, en nombre de la ciencia, diseccionaba y comparaba estadísticamente...
Onları aslanın ağzından ve içindeki karanlıktan çıkarıp ve nurun, kutsal hayatın ebedi huzurun nimetlerine erdirsin.
Sálvalos de la boca del león y de la oscuridad eterna y condúcelos hasta la luz bendita, la vida sagrada y el descanso eterno.
Onların yardımıyla, eskisi gibi soframıza et çıkarır geceleri rahat uyur, bıçakları şölenlerimizden uzak tutarız.
Con la ayuda de éstos, daremos otra vez alimento a nuestras mesas y sueño a nuestras noches. En nuestros banquetes no habrá sangre.
Nasıl sömürüyorlar seni görmüyor musun? Parayı kontrol edenlerin havayı kirletip dünyayı mahveden pis bir fabrikada çalıştırarak seni varlığını nasıl erittiğini,... onlar yüzlerce dolar kar ederken senin üç beş kuruş kazanmak ve çocuklarına para biriktirmek için kıçını yırtmak zorunda kaldığını?
No te das cuenta de que te están explotando, como aquellos que controlan el dinero reducen tu existencia a la esclavitud trabajando en asquerosas fábricas contaminando el aire, contaminando el mundo entero, sudando la gota gorda intentando ahorrar algo para tus hijos,
Fitillerle ne yapılacağını biliyorum. Yalnızca onları çıkar buradan!
¡ Ya sé cómo se usan los supositorios!
Onları buradan çıkarıyorum. Diğerlerinin de katılmasını dene.
Intente que se unan a nosotros.
Ben onların ilişkisinden çıkarılmıştım.
A mi me excluyeron del asunto.
Çık dışarı. Hadi, onları odalarınıza çıkarın kızlar.
Vamos, llévenselos a sus habitaciones, chicas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]