Çıldırmış traduction Espagnol
1,759 traduction parallèle
Adam gerçekten çıldırmış. Ve ruhu şeytanın etkisi altına girmiş.
El hombre se vuelve loco y su alma, demoníaca.
Sen çıldırmış olmalısın. Başkanın onayı olmadan buna izin vermek!
Usted está loco, ¡ aceptando sin la aprobación del PM!
Çıldırmış olmalıyım.
Debí volverme loca.
- Bu kadın çıldırmış olmalı.
- Esta mujer esta loca.
Çıldırmış olmalıyım.
Debo haber enloquecido.
Görünüşe göre bu da çıldırmış.
Parece que él también se ha vuelto loco
- Onu dinleme sakın! Çıldırmış bu!
- No la escuchen.
Çıldırmış çakal gibi. En iyisi gidelim.
Solo es como un perro salvaje. |
Mezhep hakkında bilgisi olan... herkes ya ölmüş ya da çıldırmış gibiydi.
Parecía que quienes habían llegado a saber algo de ese culto estaban muertos o locos.
Çıldırmış bir kadın onu arıyor.
- Una mujer histérica la está buscando.
Otel ücretleri çıldırmış gibi günümüzde.
¡ Qué caros son los hoteles, es algo espantoso!
Genlik çıldırmış gibi dalgalanıyor.
La fluctuación de amplitud se volvió loca.
Eğer Amber kocasını takip edip onun karavana girdiğini gördüyse, ne yapmış olabilir, Tamamen çıldırmıştır.
Y si Amber siguió a su marido hasta el tráiler lo vio ingresar totalmente fuera de control.
Bu çıldırmış bisikletli kuryeler..
Esos degenerados mensajeros de bicicleta.
Sıcaktan mı nemden mi bilmiyorum fakat,... bu şehir bugün çıldırmış olmalı.
No sé si es el calor, la humedad o que pero la ciudad está loca hoy.
Evet çıldırmış olabilirim, ama bu onun için ne hissettiğimi değiştirmez.
Puedo estar muy exaltada pero eso no cambia lo que siento por él.
Tamamen çıldırmış durumdayım.
Estoy totalmente histérica.
- Delirmiş. Çıldırmış.
Lo está, está loco.
Çıldırmış olmalı.
Debió volverse loco.
İşte bu yüzden herkese ailemizin çıldırmış olduğunu düşünüyor.
Por esto todos creen que nuestra familia está loca.
O çıldırmış!
¡ Está loco!
Tanrım, çıldırmış bu kız.
Dios, se ha vuelto loca.
Lisa kaygılı. Bu yüzden çıldırmış gibi davranıyor.
Lisa se preocupa, es por eso que te vuelve loco.
Biraz çıldırmış gibi görünüyordun, o kadar.
- ¿ Qué? Pareció que te puso un poco loca. - ¿ Loca?
Ve o çıldırmış...
Y está enfadada...
Sigortam var, yani kapa lanet çeneni, lanet olası anladın mı beni seni siktiğimin geri zekalısı, ya da senin gibi bağırmalı mıyım, çıldırmış bir vahşi gibi?
Así que, cállate! ¿ Lo comprendes imbécil o me tengo que poner a gritar como tú, como un puto salvaje?
Bu yer çıldırmış.
Este lugar está loco.
* Çıldırmış diyorlar bana, bakıp da sürekli endişeli olmama *
La gente cree que estoy loco. Me preocupo todo el tiempo.
Çıldırmış vaziyette.
Estaba bastante desesperada.
Babanı hiç çıldırmış gibi gördün mü, Anne?
¿ Tu papi suele enojarse, Anne?
Bu adam tamamen kontrol dışı beyler, Tamamen çıldırmış.
Este tipo está fuera de control. Es un loco.
Karen Roe. Oyunuzu ona vermek için çıldırmış olmalısınız.
Karen Roe... estarías "loco" si votas por ella.
Çıldırmıştım, ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Me estaba volviendo loco, tratando de entender qué había pasado.
Trafik çıldırmış durumda.
- Una locura de dia
Sevgili Cumhuriyetimiz çıldırmış adamların ellerinde.
Nuestra bienamada república está en manos de unos locos.
Sen her yerin kanarken çıldırmış halde kapıma gelmeden önce kendi hayatım vardı.
Yo tenía mi propia vida, joder antes de que llegaras a mi puerta, sangrando y loco.
Judith çıldırmış durumda. Eski karın için ilgileniyormuş gibi görünmek zorunda bile değilsin.
Ésa es la diferencia entre esposa y ex esposa con la ex no hay que simular que te importa.
Bizim gibi kaybolmalıydı. Burası tam anlamıyla çıldırmış.
Debería estar tan perdido como nosotros este lugar es una locura
Yeni yuvasında yavrusu var, ve babunlar da neredeyse çıldırmış durumda, hızlı bir seçim yapması lazım.
Ella tenía un neuvo cachorro en su nuevo cubíl, expuesto en el bosque, corriendo sólo con mantriles en cacería, y una rápida decisión que tomar.
- Çıldırmış.
- Está loco.
Neredeyse çıldırmış gibiydim.
Qué locura.
- O kadar mı çıldırmış?
- Está loco, entonces.
Çıldırmış olmalıyım.
Debo de estar chiflado.
Tamamen çıldırmış olmalı.
El hombre se volvió totalmente loco.
Fırtınalı havada onları birbirine çarpıştırmış ve yıldırım kıçında patlamış.
En tiempo tormentoso, él las repegaba juntas, y el relámpago le iluminaba el trasero.
Kalbiniz çıldırmış gibi atıyor.
- Su corazon está acelerado.
Çıldırmış mı?
!
Miles? Evet, annem babam çıldırmış olmalı.
- ¿ Y mamá y papa estan furiosos?
- Fareler çıldırmış.
Estos muchachos están exaltados.
Çıldırmış.
Está loco.
- Bu herif çıldırmış.
- Estб loco.