Ölmüs traduction Espagnol
20,873 traduction parallèle
Warren çoktan ölmüş.
Warren ya está muerto.
İntihara benziyor. Bu adam saatler önce ölmüş.
Parece suicidio, pero este tipo lleva horas muerto.
- Bu yüzden mi ölmüş?
¿ Es lo que le mató?
Ben çok küçükken ailem bir kazada ölmüş.
Mis padres murieron en un accidente, cuando yo era muy joven.
Annem beni doğururken ölmüş.
Mi madre murió en el parto.
Herkes ölmüş ama yalnız başına kurtulmuş mu?
¿ Todos murieron pero él sobrevivió?
Ölmüş.
Está muerto.
Ölmüş numarası yapın.
Haceos los muertos.
4 kızıl şapkalı ölmüş. Basit bir yiyecek isyanı değil.
Cuatro Boinas Rojas muertos.
" Ölmüş dostlarınız yüzünden çok mu içiyorsunuz?
" ¿ Demasiada cerveza en nombre de tus amigos muertos?
Bir gün ölmüş olacağız.
Un día, estaremos muertos.
Senin yüzünden, bu şehirdeki her bir kişi patronumla yani bir sonraki başkan yardımcısının ölmüş kocasıyla yattığımı biliyor.
Por tu culpa, todas y cada una de las personas en esta ciudad... saben que me acosté con mi jefe... el difunto marido de la próxima vicepresidenta.
Kahretsin eğer hastanede yatmıyor olsaydım, ben de ölmüş olabilirdim.
Mierda, si no hubiera sido hospitalizado por ayudarte... podría estar muerto, también.
Mac ölmüş olamaz.
Mac no pudo haberse ido.
Annem ben küçükken bir yangında ölmüş.
Mi madre murió en un incendio cuando yo era pequeña.
Geliyor musun gelmiyor musun? Bir santim kaysaydı ölmüş olurdum.
¿ Vienes, o qué? Un centímetro más y estaría muerto.
Çoktan ölmüş bile olabilirler ve öldülerse karşılık vermeye hazır olmalıyız.
Podrían estar muertos, por lo que sabemos, y si lo están, necesitamos estar listos para responder.
Arkada bıraktığınız iki nöbetçi ölmüş.
Los dos guardias que has dejado atrás ya están muertos.
Ölmüş.
Ha muerto.
Kral Håkon ölmüş.
El rey Håkon está muerto.
Ailene bu kadarcık mı değer veriyorsun? Onların hayatını ölmüş bir kral için feda edecek kadar mı?
¿ Te importa tan poco tu familia que sacrificarías sus vidas por un rey muerto?
Size haber verdiğim için üzgünüm ama... oğlan dağlardaki fırtınada ölmüş.
Y me entristece tener que informarles que el niño murió en una tormenta en las montañas.
Yoksa çoktan ölmüş olurduk.
Ya estaríamos muertos.
Tracey ölmüş.
Tracey está muerto.
Ne demek ölmüş?
¿ Qué quiere decir, Tracey está muerto?
Ölmüş işte, öldürülmüş.
Es decir, muertos, ella ha estado puta mató.
Doğal sebeplerden ölmüş demiştin!
- ¡ Dijiste que eran causas naturales!
Ronald ölmüş.
Ronald está muerto.
Dr. Fishman öldüyse, Max de ölmüş sayılırdı.
Si el Dr. Fishman estaba muerto, Max estaba muerto.
Geçmişte insanlar bu yaşa gelmeden ölmüş olurdu.
Para la mayor parte de la historia humana, todos estaríamos muertos ya.
Ölmüş olamaz!
¡ No puede estar muerto!
İçinde bir şeyler ölmüş gibi Marge. Bu da asla temizleyemeyeceğin bir olay yeri olacak.
Algo en tu interior se ha muerto, marge, y esa es una escena del crimen que no puedes limpiar.
Çoktan ölmüş zaten.
Ya estaba muerto.
Arkadaşların ölmüş.
- Tus amigos están muertos.
Ya da burada olmasa da burada ölmüş olabilir.
O pudo haber muerto aquí, incluso aunque no esté.
Hasta bağırsak kanserinden dolayı ölmüş.
El difunto falleció de cáncer de intestino.
Hepsi ölmüş.
Todos están muertos.
Çocuğun ebeveynleri, o dokuz yaşındayken araba kazasında ölmüş.
Los padres murieron en un accidente de auto cuando él tenía nueve años.
O olmasa, ben de ölmüş olabilirdim.
Sin ella, bien podría estar muerto.
Ölmüş çocuğunla mı konuşacaksın?
¿ Hablar con tu hijo muerto?
Her şey ölmüş.
Todo está muerto.
Hikâyeye göre ileri yaşlarda, Güney Pasifik'teki unutulmuş bir mağarada ölmüş.
Historia dice que murió de viejo en algún lugar en una gruta perdida en el Pacífico Sur.
Cumartesi günü kadının biri Richardsonlar marketten dönerken kaldırıma yığılıp ölmüş.
Una joven se desmayó y murió en la calle el sábado tras comprar en Richardsons.
- Çoktan ölmüş olabilirler.
Puede que estén muertos.
- Ama ölmüş olabilir değil mi?
¿ Pero podría estarlo?
Ben ölmüş olurdum, sen de yalnız kalırdın.
Yo estaría muerto, y tú sola.
Aldığımız bilgiye göre en az bir Gizli Servis ajanıyla birlikte tetikçi ölmüş. Ama bunu henüz kesin olarak teyit ettiremedik.
Nos han dicho que el hombre armado fue muerto, así como al menos una agente del servicio secreto, pero no tenemos confirmación definitiva de que todavía.
Ortak düşmanımız ölmüş olacak ve sizin de emrinizin altında baştan aşağı silahlanmış bir ordunuz olacak.
Nuestros enemigos comunes estarán muertos, y tendrá tropas... armadas hasta los dientes, a sus órdenes.
Sekiz keşik ölmüş.
Ocho keshig muertos.
Annem, beni doğururken ölmüş.
Mi madre falleció apenas nací.
- Bu dünden ölmüş.
Él vino dispuesto a morir.
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş bil 39
olmuş yani 32
ölmüş olamaz 20
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş bil 39
olmuş yani 32
ölmüş olamaz 20