Anladığınızı sanmıyorum traduction Français
157 traduction parallèle
Sahip olacağınız mevkinin önemini tam olarak anladığınızı sanmıyorum. Dolayısıyla bütün mal varlığınızın çok ayrıntılı bir listesini ilişikte dikkatinize sunuyorum, gerekli bütün bilgi verilmiştir.
Pour vous faire mieux comprendre l'importance de votre position, je vous adresse la liste complète de vos biens.
Anladığınızı sanmıyorum, Peder.
Vous n'avez pas bien compris, mon père.
Affedersiniz efendim. Müdürün demek istediğini pek anladığınızı sanmıyorum.
Pardon, je crois que vous n'avez pas compris le directeur.
Bu tür işlerden anladığınızı sanmıyorum.
Je ne crois pas que vous compreniez ce genre d'arrangement.
Bunun nasıl büyük bir manzara olduğunu anladığınızı sanmıyorum.
Je ne crois pas que vous réalisez quel grand spectacle c'est.
Beni anladığınızı sanmıyorum.
Je crois que vous me comprenez mal.
Mevkiimi tam olarak anladığınızı sanmıyorum.
Je crois que vous ne comprenez pas bien ma position.
Hayır efendim, anladığınızı sanmıyorum, Bay Shocker.
Non, Monsieur, je... je... je... ne crois pas que vous compreniez, Mr. Shocker.
Görevimin önemini anladığınızı sanmıyorum.
Vous devriez comprendre l'importance de ma mission.
Bunun ne ifade ettiğini anladığınızı sanmıyorum.
Vous ne vous rendez pas compte.
Anladığınızı sanmıyorum.
Vous ne comprenez pas.
Anladığınızı sanmıyorum.
Je ne crois pas que vous compreniez.
Anladığınızı sanmıyorum. Bu Yıldız Filosu tarafından onaylandı zaten. Şef Mühendis ya da benim tarafımdan onaylanmadı.
Il contrôlait la console quand il a convulsé, comme frappé par quelque chose.
Anladığınızı sanmıyorum. Bu benim işim.
C'est mon boulot.
Anladığınızı sanmıyorum.
Je ne crois pas.
Anladığınızı sanmıyorum, komutanız yarın sabah saat 09 : 00'a kadar başlamıyor.
Vous ne comprenez pas, vous aurez le commandement à 9 h demain.
Anladığınızı sanmıyorum.
- Vous m'avez mal comprise.
Beni anladığınızı sanmıyorum.
Je crois que vous ne m'avez pas compris.
Anladığınızı sanmıyorum.
Vous ne voyez rien.
Anladığınızı sanmıyorum.
Vous ne devez pas comprendre.
- Tam anladığınızı sanmıyorum.
Vous ne comprenez pas bien.
Beni anladığınızı sanmıyorum.
Ecoutez, c'est pourtant...
-... yanlış anlamışsınız. - Yanlış anladığınızı sanmıyorum.
Je ne me méprends sur rien en vous.
Anladığınızı sanmıyorum, Bay Broden, onlar benim iş ortaklarım ve ev arkadaşlarım.
Non, vous n'y êtes pas. Nous travaillons de concert.
Pek anladığınızı sanmıyorum.
- Allait-il voir son éditeur? - Je ne sais pas.
Siz bayanların durumumun ciddiyetini anladığınızı sanmıyorum.
Je ne crois pas que vous compreniez la gravité de ma situation.
İtirazımı anladığınızı sanmıyorum.
Vous ne comprenez pas mon objection.
Beni anladığınızı sanmıyorum kumandan.
Vous ne m'avez pas compris.
- Anladığınızı sanmıyorum.
- Vous ne comprenez pas...
Bunun, bana ve projenin tümüne ne yapacağını anladığınızı sanmıyorum.
Savez-vous que c'est grave pour l'affaire et désastreux pour moi?
Anladığınızı sanmıyorum, Doktor.
Je crois que vous ne comprenez pas.
Beni anladığınızı sanmıyorum. Beni o kadar seviyordu ki benim uğruma cinayet işledi.
Il m'aimait tellement, qu'il en a commis un meurtre.
Bunun ne kadar zor olduğunu anladığınızı sanmıyorum.
Vous ne réalisez pas comme c'est difficile.
Tüm saygımla General, anladığınızı sanmıyorum.
Avec tout le respect que je vous dois, ça m'étonnerait.
Ama durumun ne kadar ciddi olduğunu sizin anladığınızı sanmıyorum.
Mais vous ne réalisez pas combien la situation est critique.
Durumu anladığınızı sanmıyorum.
Je ne crois pas que vous compreniez la situation.
- Anladığınızı sanmıyorum.
- Je ne m'attendais pas à ce que vous compreniez. /
Ne kadar ilerlediğimizi ve sizlerle tanışmak için halkımın ne kadar fedakârlık yaptığını anladığınızı sanmıyorum.
Vous ne comprenez pas d'où nous venons, tout ce que mon peuple a sacrifié pour vous rencontrer.
Bu ilacın ne kadar harika olduğunu anladığınızı sanmıyorum.
Je ne pense pas que vous réalisiez comment ces remèdes sont géniaux.
Bay Yellen, beni anladığınızı sanmıyorum.
Mr Yellen, je ne pense pas que vous me compreniez.
Hayır, anladığınızı sanmıyorum.
Non, vous ne comprenez pas.
Hayır, anladığınızı sanmıyorum.
Ça ne m'étonne pas.
Anladığını sanmıyorum. Saat 7 : 00 de kayıta başlayacağız.
Vous n'avez pas l'air de comprendre.
Burada kiminle konuştuğunuzu anladığınızı hiç sanmıyorum.
Je crois que vous n'avez pas compris à qui vous aviez affaire.
Anladığınızı hiç sanmıyorum.
Je crois que tu ne comprends pas...
Anladığınızı hiç sanmıyorum.
je ne crois pas.
Sonra babanı nereye gideceksen oraya götür. Babamı anladığınızı sanmıyorum. İşimle ilgilenmiyor.
Mon père n'est pas intéressé par mon travail.
Nasıl bir endişe içinde olduğumu gerçekten anladığınızı pek sanmıyorum.
- Je suis fou d'inquiétude!
Vay canına! Tam anladığınızı sanmıyorum.
Vous ne vous rendez pas compte.
Ama dediklerinizden anladığıma göre biraz umutsuz bir durumdasınız ve ben bunun, dün gece olanlardan kaynaklandığını sanmıyorum.
Vous êtes libre de partir... Mais, à vous entendre, je vois que vous êtes assez désespérée. J'imagine que ce n'est pas seulement la conséquence d'hier soir.
Anladığınızı sanmıyorum. Sanırım yanlış kişiyi hapse atmışlar.
Je ne pense pas que vous compreniez.
sanmıyorum 1596
sanmıyorum efendim 16
anladım 3457
anladim 18
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladın mı şimdi 18
anladınız mı 673
sanmıyorum efendim 16
anladım 3457
anladim 18
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladın mı şimdi 18
anladınız mı 673