Anlayamıyor musun traduction Français
186 traduction parallèle
Dubois'nın bunu neden yaptığını anlayamıyor musun?
Ne comprenez-vous pas le jeu de Dubois?
Paraya çok ihtiyacım vardı. Bunu anlayamıyor musun? O yüzden kolyeni çalmak istedim.
J'avais besoin... d'argent, désespérément!
Bir kızın senden hoşlanıp hoşlanmadığını anlayamıyor musun?
Je plaisantais. Calmez-vous. Lequel vous va?
- Anlayamıyor musun?
- Non, ma chérie?
# Haydut olmak istiyorum # # Anlayamıyor musun #
Je veux être un brigand, l'avez-vous compris
Burada oturup diğer insanların sevişmelerini izlemek zorunda kalırsam aklımı kaçıracağımı anlayamıyor musun?
Tu ne vois pas que je vais devenir folle à regarder les autres être amoureux?
Anlayamıyor musun?
Tu ne vois pas?
Anlayamıyor musun? Hayır, sanırım anlayamazsın.
Vous ne pouvez pas comprendre.
Son zamanlardaki halimden anlayamıyor musun?
Tu n'as pas vu que j'avais changé depuis quelque temps?
Seninle servetin için evlenmediğimi anlayamıyor musun?
Mets-toi dans la tête que je ne t'ai pas épousée pour ça.
Anlayamıyor musun? Genç bir erkek belki dönüş yolunda bir şey yapabilir.
Un tel voyage présentait des dangers pour un jeune homme.
Bir aydır bütün lüzumsuz işler ona veriliyor. - Anlayamıyorum... - Anlayamıyor musun Pete?
Vous l'avez mis de corvée supplémentaire pendant un mois...
Neler olabileceğini anlayamıyor musun?
Mais l'affaire est grave!
Gloria, anlayamıyor musun?
Gloria, tu ne comprends donc pas?
- Anlayamıyor musun, Vinnie?
- Tu ne vois pas, Vinnie?
Bayan Wilberforce'un, planım için sadece ufak bir parça olmadığını onun çekirdeğindeki kişi olduğunu anlayamıyor musun?
Mrs Wilberforce n'est pas un accessoire de mon plan. Elle en est la base même!
Nasıl anlayamıyor musun? Kafasının içinden yaralı.
Tu vois pas qu'il est fêlé de l'intérieur?
İşe yaramazlığımın ne berbat bir şekilde ispatlandığını anlayamıyor musun?
une horrible preuve de mon incapacité?
Jenny birkaç gün daha yaşayabilir, ama sen cansız yatarken beşiğinde çaresiz hasta olarak mı yatsın? Bunu anlayamıyor musun?
Jenny pourrait survivre des jours, malade, avec toi morte auprès d'elle!
Vanya, savaşın yetişkin erkekler için olduğunu anlayamıyor musun aptal?
Comprends un peu, grand nigaud, que ce n'est pas ton rôle d'aller te battre.
Anlayamıyor musun?
Vas-tu comprendre?
Tüm delillerin seni gösterdiğini anlayamıyor musun?
Vous ne voyez pas que vous êtes le principal suspect.
Anlayamıyor musun? Bu yeteri kadar açık değil mi?
Vous ne comprenez pas?
Farkı anlayamıyor musun?
Ecoutez donc!
Ne yapıyorum anlayamıyor musun?
Tu comprends ce que je fais?
Anlayamıyor musun, bu bir acil durum?
Tu ne comprends pas qu'il s'agit d'une urgence?
Sorun ne? Bir şey iğrenç koktuğunda anlayamıyor musun?
Elle est dégueulasse, tu le sais, non?
Anlayamıyor musun? Ben tamirci değilim, sürücüyüm.
Je ne suis pas mécanicien, je suis pilote.
Rest! Anlayamıyor musun, annen bu evde O canavarın 40 yıl kölesi oldu!
- Tu réalises que ta mère as passé 40 ans dans cette maison à être l'esclave de ce monstre.
Tanrı aşkına Alistair, bunun doğal olmadığını anlayamıyor musun?
Tu vois donc pas que c'est pas naturel, Alistair?
Beni anlayamıyor musun?
Tu ne comprends pas?
Bunun bir tuzak olduğunu anlayamıyor musun?
Tu ne t'es jamais demandé combien toute cette affaire lui était profitable?
Anlayamıyor musun
Vous ne voyez pas
İngilizce anlayamıyor musun?
Mince, vous ne comprenez pas l'anglais?
Anlayamıyor musun?
Tu ne comprends donc pas?
Onu nasıl bana tercih edersin anlamıyorum. - Bunu anlayamıyor musun?
Comment peux-tu la préférer à moi?
Anlayamıyor musun?
Tu ne peux pas comprendre ça?
Sana acıdığımı anlayamıyor musun?
Tu piges pas, merde, tu me fais pitié!
Bilmiyorum. Kendimi tutamıyorum. Anlayamıyor musun?
C'est plus fort que moi, tu ne comprends pas ça?
Ölmeye aldırmıyor. Anlayamıyor musun?
Ii en a rien à foutre de mourir, tu vois pas comment il agit?
Ne zaman doğruyu söylediğimi anlayamıyor musun?
Tu ne vois pas quand je dis la vérité? Non.
Bu bir cinayetti! Anlayamıyor musun?
C'est un meurtre, vous ne comprenez donc pas?
Anlayamıyor musun?
Tu comprends?
- Anlayamıyor musun?
- Ne le devinez-vous pas?
Bunu anlayamıyor musun?
Ne le comprends-tu pas?
Anlayamıyor musun?
Mon colonel...
Bunu anlayamıyor musun?
Je devais partir...
Anlayamıyor musun sen?
Comment faire?
Bunu anlayamıyor musun?
Tu ne comprends pas?
Bunu anlayamıyor musun?
Tu ne comprends pas cela?
Bu gece beni anlayamıyor musun?
- Tu as du mal à me comprendre?