English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bayılacağım

Bayılacağım traduction Français

287 traduction parallèle
Bayılacağım.
Je vais m'évanouir.
Böyle bir gün daha geçirirsem düşüp bayılacağım.
Un jour de plus et je mourais!
Bayılacağım şimdi.
Je vais m'évanouir.
Yapma. Bayılacağım.
Assez, je vais m'évanouir.
Sanırım bayılacağım.
Je crois que je vais perdre connaissance.
- Şimdi düşüp bayılacağım.
Je vais m'écrouler!
Ben, pek iyi uyuyamıyorum ve böyle devam ederse sanırım bayılacağım. Bir uyku problemim var.
Je dors mal depuis quelque temps et si je suis en manque de sommeil, il m'arrive souvent de m'endormir.
- Bayılacağım.
- Je vais m'evanouir.
Galiba bayılacağım.
Je vais m'évanouir.
Evet... Bayılacağımı sanmıyorum.
Eh bien... je ne pense pas que je vais m'évanouir.
yoksa bayılacağım.
Je m'évanouis.
Günlüğünü okuduğumu ve korkudan..... neredeyse bayılacağımı söylemek istiyorum.
Je veux te dire : j'ai lu ton journal et j'ai peur. Non, laisse-moi finir.
Sanırım bayılacağım!
Je vais m'évanouir.
Hubert, kendimi iyi hissetmiyorum. Sanırım bayılacağım.
Hubert, j'ai les mains moites et les jambes en coton.
Bayılacağım galiba. - Bayılacaksanız biraz oturun.
Il va se trouver mal.
- Sanırım bayılacağım.
- Je crois que je vais m'évanouir.
Hayır, burada bayılacağım.
Non, je vais m'évanouir ici.
Yemek bitince, bayılacağım.
Quand nous aurons dîné, je m'évanouirai...
Bir şey yemezsem yakında bayılacağım.
Oh non Jock, je vais me trouver mal si je ne mange pas quelque chose.
Ofice döndüğümde bayılacağım.
Je reviens au bureau et je défaille.
Sanırım bayılacağım.
Je vais m'évanouir...
Bayılacağım, İlahım.
Je défaille, ô divinité.
Acele et, birazdan bayılacağım.
Sors vite, je vais m'évanouir.
Sanırım bana bakarsa bayılacağım!
S'il me regarde, je crois que je vais m'évanouir!
Allah'ım, bayılacağım.
Mon Dieu, je vais m'évanouir.
Sanırım bayılacağım.
Je crois que vais tourner de l'œil.
- Bayılacağım veya kusacağım.
- M'évanouir ou vomir. Ou les deux.
Eve geldiğimde bayılacağımı sandım.
J'ai cru m'évanouir en arrivant.
- Bayılacağım.
- Je vais m'évanouir.
Sanki bayılacağım.
Oh, mon Dieu... je vais m'évanouir!
Buradan bir an önce gitmezsek, bayılacağım.
Partons vite avant que je gerbe!
Filo komutanıyla gidecektiniz Bay Manning. Fakat ekibime katılacağım yer gideceğiniz yerden pek uzak değil. Bu yüzden sizi Londra'dan getirme görevini bana verdiler.
Vous deviez partir avec le commandant, M. Manning, mais comme je me rends dans le même secteur, je vous déposerai.
Bir gazete, Bay White'ın da katılacağı üzere her zaman halkın çıkarlarını gözetmelidir.
Un journal, et M. White sera d'accord, a toujours eu pour point de mire l'intérêt public.
Sizden ayrılacağım yer de işte tam orası olacak Bay Nordley. Hepinizden.
Et là, Mme Nordley, je vous quitte mes chéris.
Paranın bay Kirk Edwards'ı sizden daha çekici kılacağını sanıyorsunuz.
Vous craignez que l'argent de M. Edwards le rende séduisant.
- Ona bayılacağına bahse varım.
- Je parie que vous aimez ça.
Bunda sırıtacak ne var, bayım? Ben de asılacağınızı düşünüyorum.
Pas la peine de sourire, on te pendra.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, ben bu davaya saygın dostum Bay Barton'la savcılığı temsilen katılacağım.
Messieurs les jurés, je représente le ministère public avec Me Barton.
Bayılacağım.
Je crois que je vais m'évanouir.
- Pekala, bayım, Biz satışın nerede yapılacağını anladık..... Orada en yüksek teklifi verene satacağız.
Mais elle refuse. On a pensé que c'est sur le lieu de vente qu'on nous ferait la plus grosse offre.
Bay Maggott'un katılacağını sanmam ona biraz viski ayırın.
M. Maggot, je crois, préfère s'abstenir. Mais gardez-lui un peu de whisky.
- Ben de bayılacağını düşünmemiştim.
Le contraire m'aurait étonnée.
Bayılacağını sandım.
Que s'est-il passé? Tu as l'air souffrante.
Ortağım Bay Jardine, bana nasıl ulaşılacağını her zaman bilir.
Mon associé, M. Jardine, sait toujours où me joindre.
Katil Bay Norris'in film odasından ayrılacağı tam zamanı nasıl oluyor da biliyordu?
Comment l'assassin a su que M. Norris sortait de la salle?
Ve sonra, Bay Lang içeri girip, onu masamda gördüğünde, şey, bir kelime bile etmedi. Fakat bir an için onun bayılacağını sandım.
Puis quand M. Lang l'a vue sur mon bureau, il n'a rien dit, mais j'ai bien cru qu'il allait s'évanouir.
Ve şimdi değerli bir eski favori söylemek istiyorum bu işe başlamamı sağlayan şarkı, bana çok başarı getirmiş bir şarkı yıllar boyunca sevdiğiniz ve eminim bu akşam da bayılacağınız bir şarkı.
Et maintenant je vais vous chanter un de mes vieux succès, la chanson qui m'a mis le pied à l'étrier dans ce métier qui m'a tant donné, une chanson que vous continuez à aimer au fil des années et je suis certain que vous allez encore l'aimer ce soir.
Ama bu küçük çocuğa ebeveynlik yapmada Bay Kramer'dan daha az payım olduğuna inanılacağını düşünemem.
Je ne sais pas comment on peut penser... que mon rôle de mère serait moins important... que celui de M. Kramer.
Bayılacağım.
Igor!
Bir an bayılacağım sandım.
Doucement.
Galiba bayılacağım.
Je crois que... je vais m'évanouir!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]