Başarılı traduction Français
15,581 traduction parallèle
- Enjeksiyon başarılı.
Injection réussie.
Üretim zincirini optimize etmede öyle başarılıymışım ki bana gerek bile kalmamış.
Apparemment, j'avais si bien réussi à rationaliser la chaîne de fourniture de boisson que j'ai rendu mon propre job obsolète.
Central Lisesinin All Valley atletizm takımının kaptanı, drama klübünün başkanı ve... "Büyük Olasılıkla Başarılı"'nın seçilmiş son sınıf öğrencisi
le président du club de théâtre, et le terminale vu comme "Celui qui réussira sûrement sa vie".
"Büyük Olasılıkla Başarılı"'nın seçilmişi.
Celui qui réussira sûrement sa vie.
"Bir dakika. Sen"'Büyük Olasılıkla Başarılı'ya seçilmemiş miydin?
" Tu devais pas réussir ta vie?
Ve eğer başarılı olursa jeopolitik olayları ateşleyecek zincirleme bir reaksiyon oluşturabilir ve 3. Dünya Savaşıyla Kıyamet Savaşı arasında bir savaş başlatabilir.
S'il y parvient, il va déclencher une série d'événements géopolitiques que nos modèles prédictifs classent entre la troisième guerre mondiale et l'Apocalypse.
Kıyaslanır mı bilmiyorum ama ondada başarılı olamamıştım zaten.
Je sais pas si c'est comparable, mais c'était pas une réussite.
75 yılı aşkın süredir, sosyal veya duygusal sebeplerden başarılı olma konusunda sorunlar yaşayan gençlere geleneksel bir akademik ortamda yardımcı oluyoruz.
- Depuis plus de 75 ans nous nous occupons d'adolescents, qui a cause de problèmes sociaux et / ou émotionnels auxquels ils font face, n'ont pas pu s'en sortir dans un environnement académique traditionnel.
Eskiden başarılı bir model / moda ikonu'ydum. Şimdiyse model / başarısızlık'ım.
Avant, j'étais un mannequin à succès-Slash-icône de la mode, je suis plus qu'un mannequin-Slash-loser.
Vinny çok başarılıydı. Hafif orta sıklet dünya şampiyonuydu.
Vinny était le champion du monde junior poids moyen.
Yemi bir kere yuttuğunda soğuk füzyon bombalarımız başarılı olabilir.
Et une fois qu'elle aura mordu à l'appât, nos bombes à fusion froide pouront tout faire sauter.
Ve başarılı yemek tariflerimdeki, en önemli malzemesiniz.
Et vous êtes un ingrédient clé Dans ma recette pour le succès.
Burada hiçbir akraban yoksa başarılı oluyorsun.
C'est là que c'est un avantage de ne pas avoir de famille.
Şansımız yaver gider. Keşif çok başarılı olur ve biz çok ama çok şanslıysak
Les Dieux de la prospection font une fête aux portes de paradis, et on est très très très, très chanceux.
Beyler, test başarılı oldu.
{ \ 1cH00ffff } Le test était bon!
Özgüven yayan ve hayatta başarılı olan insanlar...
Oui, oui, oui! Ceux qui rayonnent de confiance - et naturellement doués pour la vie.
Başarılı geçti. Seni hoş ve kabul edilir hâle getirdiler.
Ils t'ont rendue sympathique et agréable.
Eşim başarılı bir hukukçu.
Ma femme est avocate.
Koyu takım elbiseli adam Nicolas Petrov, Prens bildiğim kadarıyla dünyanın ilgilendiği son derece başarılı ve meşru bir işadamı.
Cet homme, en noir, est Nicolas Petrov, le Prince, un businessman très talentueux, d'après nos informations.
Bernie Webber'in, Richard Livesey'in, Andy Fitzgerald'ın ve Ervin Maske'ın 18 Şubat 1952 gecesi başarıyla sonlandırdıkları görev hâlâ Sahil Güvenlik tarihinde küçük teknelerle gerçekleşen kurtarma operasyonlarının en başarılısı olarak düşünülmektedir.
Ce que Bernie Webber, Richard Livesey, Andy Fitzgerald et Ervin Maske ont réussi... l'après-midi du 18 février 1952... continue d'être considéré comme le plus grand sauvetage de l'histoire, accompli par un petit appareillage.
Bu kadar başarılı bir okçunun neden bu kadar ilkel bir yay kullandığını merak ettim doğrusu.
Je ne cesse de m'interroger. Pourquoi un archer aussi doué a-t-il un arc aussi rudimentaire?
Bu onların en başarılı dönemi.
C'est leur heure de gloire.
Diğer materyaller üzerindeki denemeleri düşünürsen, başarılı olabilir.
Les applications sur d'autres matériaux peuvent être intéressantes.
Uluslararası üne sahip başarılı model Kate Moss'un balkondan Thames Nehri'ne düştüğü veya itildiği yer, işte bu nokta.
Ici même, il y a quelques heures, Kate Moss, top model international, est tombée ou a été poussée d'une terrasse dans les eaux de la Tamise.
Başarılı oldukları takdirde başka dalgalar ve çatışmalar olmayacak.
S'ils sont couronnés de succès, il n'y aura pas plus de vagues. Pas plus de conflits.
Çok fazla insan bunda başarılı olamadı.
Rares sont ceux qui y sont parvenus.
Fazla başarılı ve tarzlar, birbirlerine karşı... fazla sevecenler.
Ils sont exagérément brillants, beaux et affectueux l'un envers l'autre.
Carl çabuk huylanabiliyor ama işinde çok başarılıdır. Bu casusluk konusunda da seninle aynı fikirde.
Carl peut être susceptible, mais c'est un pro et ta façon de penser lui plaît, OK?
Wei Fang'in başarısız olduğu yerde ben başarılı olacağım.
Je réussirai là où Wei-Fang a échoué.
Aynı Wei Fang'in baskınında başarılı olacağını duyduğundaki gibi bir şey mi?
Vous aviez aussi entendu que Wei-Fang réussirait sa mission.
Pek başarılı olmadığımı söyleyebiliriz.
Disons que j'ai eu de petits ennuis.
Uzun yaşa ve başarılı ol.
Que votre vie soit longue et prospère.
Uzun yaşa ve başarılı ol.
Longue et prospère.
Oynatmıyorlar bile çocuğu. Bir şans verseler o oğlan başarılı olabilirdi.
Ils le font à peine jouer.
Ben başarılı bir iş kadınıyım.
Je suis une femme d'affaires.
Gezegen başarılı bir şekilde boşaltıldığı halde akıllara takılan tek bir soru var. Yanlış Lombax'a mı güvendik?
Bien que la planète ait été évacuée à temps, on se demande si on a fait confiance au bon Lombax.
Öğüt vermekte hiçbir zaman başarılı olamadım. Ama şunu biliyorum.
Je ne suis pas un expert en conseils, mais je sais une chose.
Bu geceki işte pek başarılı olamayacaksın.
Tu ne risques pas de faire du bon boulot ce soir.
Geçen 10 yıl boyunca deneyip başarısız olmansa senin, onun için doğru kişi olmadığını gösteriyor.
Vous avez essayé et échoué pendant dix ans. Vous ne l'êtes pas.
Başarını neye bağlıyorsun?
À quoi l'attribuez vous?
Merkez, patlama başarısız oldu!
Commandement, l'impact est négatif!
Ablam başarısız olmamı istemişti ben de öyleydim, o yüzden ensemden inmedi.
Ma sœur voulait que j'échoue, et je l'ai fait, alors elle va en profiter.
Test başarılı oldu.
- Le test est bon.
Başaramadın, başarısız seni!
T'es un vrai loser. Trou de cul. C'est pas de l'alcool.
Nasıl başarılı olacak peki?
Comment vous allez faire ça?
Birinci dava maddesi, gemiyi zamanında terk etme emrini vermede başarısızlık Albay Charles Butler McVay, suçsuz bulundu.
Pour l'inculpation d'échec à donner l'ordre d'abandonner le navire dans un temps approprié, l'accusé, le capitaine Charles Butler McVay III, est reconnu non coupable.
Detaylar şu an tam netleşmese de polis, bir düzine evin yıkılmasının arkasında başarısız bir uyuşturucu baskınının olduğunu düşünüyor.
- Nous avons peu d'informations pour le moment, mais il semblerait qu'une intervention ratée de la brigade des stupéfiants ait provoque l'effondrement de près de douze logements...
Başarınıza gölge düşürmek istemem Doktor Banks ama gerçekten doğru bir yaklaşım mı bu?
Je pas l'intention de nier votre succès, mais Dr Banks, est-ce vraiment la bonne approche?
BM'nin diplomatik çabalarının başarısızlığa uğramasının ardından Çin, dil uzmanlarının bu akşam Şanghay bölgesinden ültimatom aldığını doğruladı.
Après l'échec des efforts diplomatiques des Nations Unies, la Chine ce soir, a confirmé avoir... délivré un ultimatum à Shanghai.
Bu başarı seviyesine nasıl mı ulaştım?
Comment en suis-je arrivée là?
Novalis'in boşaltılması başarıyla tamamlandı.
L'évacuation de Novalis s'est bien passée.
başarısız 35
başarılar 28
başarı 43
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başardın 415
başaracaksın 136
başaramadım 52
başarılar 28
başarı 43
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başardın 415
başaracaksın 136
başaramadım 52
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadık 18
başaramadın 18
başarısız oldum 33
başaramayacaksın 18
başaracak 37
başarmışsın 17
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadık 18
başaramadın 18
başarısız oldum 33
başaramayacaksın 18
başaracak 37
başarmışsın 17