Ben varım traduction Français
8,053 traduction parallèle
Burada ben varım.
Voici quelques unes de moi.
- Çünkü artık ben varım.
Parce que je serai là.
Artık ben varım.
Et puis je suis là maintenant.
Bak şimdi neredeyim, koca operasyonun başında ben varım.
Regardez où j'en suis maintenant, à la tête d'une opération majeure.
Ben varım.
Je le ferai.
Yanında ben varım.
Tu m'as toujours moi.
- Ben varım.
Ouais, j'suis là.
Ben varım dedim.
Je l'ai dit moi.
Ben varım.
Dis toujours.
Eğer kocamın faydasına olacaksa, ben varım.
Si cela avantage mon mari, je suis partante.
Şurada da ben varım. Gözlüklü hâlim. Otları biçiyorum.
C'est moi et mes lunettes, en train de tondre.
Hayır, sadece ben varım.
Non, il n'y a que moi.
Ve bunun içinde yaşlı bir ağacı görmek de varsa, ben varım Paddy.
Et si ça inclut voir un vieil arbre, je marche, Paddy.
Ben varım. 1994'teki gibi.
Je suis partant. C'est comme en 1994.
Senin bir ailen var. Ben varım.
Tu as une famille Moi.
Şimdiyse ben varım.
Et maintenant, il y a moi.
Ben varım. Ve sen varsın. On saniye önceye kadar Lynn var diyecektim ama...
Et tu as... tu il y a 10 secondes, j'allais dire que tu avais Lynn, mais...
- Ben varım.
Oh, tu m'as moi.
Ben varım.
Je vais le faire.
- Ben varım.
- J'en suis.
- Ve Ben bir kızım var.
J'ai également une fille.
Ben bir karım var.
J'ai une femme.
Bakın, harika bir işim var ve dairem dehşet... Ailem ve arkadaşlarım harika.. ve ben biriyle görüşüyor gibiyim...
J'ai un emploi génial, un appartement d'enfer, une famille et des amis fantastiques, et je fréquente quelqu'un, si on veut.
Ne? Bak ben bu gece izliyorum çünkü yarın sabah idmanım var.. ... ve bütün çocuklar bundan bahsederken ben dışlanıyorum.
Je dois le voir ce soir, autrement demain, à l'entraînement, tous les gars en parleront, et je serai exclu.
- Bilmeye hakkım var. - Hayır, ben... - Hakkım var.
J'ai le droit de savoir après qui je suis passé!
Biraz burnunu sürt, ben olacaktım var ya...
Fais-le ramper à plat ventre...
Ama çocuklarımı Noel için bir araya getirecekse, ben varım.
- C'est pas mon genre. - Non.
"Ben Gizli Servis ajanıyım. Acil bir durum var" deyip duruyor.
Je suis un agent des services secrets, j'ai une urgence. "
Ben 17 yaşındayım.17. Bazı haberlerim var.
J'ai 17 ans. J'ai 17 ans. Une nouvelle, hein...
Peder, ben MBA yapıyorum ve çalışıyorum. Her yerde kitaplarım var.
Je travaille sur mon M.B.A. Les livres envahissent mon appartement.
Ben Var olmayan Ülke'nin hep bir parçası olacağım.
Je ferai toujours partie de ce Pays Imaginaire.
- Takım yok, ben varım.
- Chacun pour soi.
Yani ben de varım.
D'accord.
İçinde ben de var mıyım?
Je suis dedans?
- Ben varım.
Moi.
- Ben hukuk okumadım. Ama bizim mutlu bir evliliğimiz var.
Je n'ai pas étudié le droit... mais je sais que nous avons eu un mariage heureux.
Ben, bize söyleyebileceğin, herhangi birşey var mı?
Ben, pouvez-vous nous dire autre chose?
Ben niye varım?
Pourquois je suis la?
Ben de varım.
Moi aussi.
Bu aritmi ben orduya kabul edildiğimden beridir var.
J'ai cette arythmie depuis qu'on m'a recruté.
Ve şimdi sırada ben varım, ben olacağım.
Maintenant que je suis le prochain, je vais l'être.
Ben varım!
Je suis là.
Ben de varım.
J'en suis.
Ben varım.
Ouaip.
Her yerde ceset var ama sadece ben hayattayım.
Il y a des corps partout et il ne reste plus que moi.
Ben de varım. Birlikteyiz.
Nous deux, ensembles.
Ne yapmayı planlıyorsan... Ben de varım.
Quoi que tu mijotes... je suis avec toi.
Lauren ile buluşmam gerekiyor, ben bunu okurken senin de onu ağırlaman için yardımına ihtiyacım var.
Je dois voir Lauren, et tu pourrais la divertir pendant que je lis.
Galerimde ön gösterim yapan genç bir sanatçı var. Ben de ona destekçi olmak için orada bulunmalıyım.
Bien, il y a le vernissage de ce nouveau jeune artiste, ce soir à ma galerie et je dois me montrer pour le soutenir.
- Sadece ben ve yardımcım varız.
Il n'y a que moi et mon associé.
Millet, bana para var mı diye sordunuz, ben de...
Vous le vouliez, ce fric!