Bildiniz traduction Français
543 traduction parallèle
- Doğru, bildiniz!
- Ça y est, vous avez trouvé!
Onun burada olduğunu nereden bildiniz?
Comment avez-vous deviné qu'elle était ici?
Ernest olduğumu nereden bildiniz?
Comment avez-vous deviné?
İyi bildiniz.
- Oui. Vous êtes bon.
Evet, adımı nasıl bildiniz?
Oui, comment connaissez-vous mon nom?
Bir soba maşası kullanıldığını nasıl bildiniz?
Comment savez-vous pour l'arme?
- Yerimi nasıl bildiniz?
- Vous saviez que je serais là?
- Nereden bildiniz? - Bilmedim.
- Comment avez-vous deviné?
Buraya uyum sağlayacağımı nasıl bildiniz?
Pourquoi croyiez-vous que je m'y adapterais?
Nereden bildiniz?
Comment avez-vous deviné? - Deviné quoi?
Yerimi nereden bildiniz?
Comment saviez-vous oû me trouver?
- Evet, nereden bildiniz?
- Comment le savez-vous?
- Evet, ama nasıl bildiniz?
- Oui. Mais comment... - Comment je le sais?
Söyler misiniz, odamdaki küpeleri nereden bildiniz?
Dites-moi, comment savez-vous pour les boucles d'oreilles dans ma chambre?
- Peki, beni bulacağınız yeri nasıl bildiniz?
Il m'a fallu venir. Comment m'avez-vous trouvée?
Liverpool'da olduğumu nereden bildiniz?
Vous saviez que j'étais ici?
O zaman nasıl bildiniz orada diye?
Alors comment saviez-vous?
İyi bildiniz. Beni öldürmek için bundan çok daha fazlası gerekir.
Ce n'est pas ça qui va me tuer.
- Burada olduğumu nasıl bildiniz?
- Vous saviez que j'étais ici?
- Doğru bildiniz, Doktor Bey.
- C'est exact, Docteur.
- Nerden bildiniz? Tahmin ettim.
- Comment vous saviez?
Adımın Sylvester olduğunu nereden bildiniz?
Comment saviez-vous Que je m'appelais Sylvester?
Bunu yapabileceğinize eminim. Annemin öldüğünü nasıl bildiniz?
Comment saviez-vous que ma mère était décédée?
Nereden bildiniz?
Comment le savez-vous?
- Evet, nereden bildiniz?
- Oui, comment le savez-vous?
Hayır, değilim. Nereden bildiniz?
Qu'en savez-vous?
İyi bildiniz, Shona.
- Shona? Oui, comme vous dites, Shona!
- Nereden bildiniz?
- Comment le savez-vous?
- Dansçı olduğumu nasıl bildiniz?
Comment savez-vous cela? Je vous ai vue.
- Nereden bildiniz?
Comment savez-vous?
Orada olduğumu nerden bildiniz?
Comment savez-vous que j'y étais?
- Nereden bildiniz?
- Vous avez deviné.
Bob'un uzun mesafeli konuşacağını nasıl bildiniz?
Qu'en savez-vous?
Bu taraftan geleceklerini nereden bildiniz?
Qui dit qu'ils viendront par ici?
Nasıl bildiniz? Bunu basına açıklamadık.
Comment le savez-vous?
Doğru, nasıl bildiniz?
Oui, vous y êtes.
Burayı nasıl bildiniz?
Comment connaissez-vous cet endroit?
Doğru bildiniz.
Vous avez raison.
- Evet, efendim. Nasıl bildiniz?
- Comment le savez-vous?
- Burada olduğumu nereden bildiniz?
- Comment m'avez-vous trouvé?
O bir kovboy. - Nasıl bildiniz?
- Comment vous le savez?
- Adımı nasıl bildiniz?
- Comment connaissiez vous mon nom?
Halen benim muhabbet kuşu istediğimi nasıl bildiniz anlayamadım.
Comment saviez-vous que je voulais des inséparables?
Nereden bildiniz?
- Mais comment?
- Bunu nasıl bildiniz?
- Comment le savez-vous?
- Nereden bildiniz?
Vous saviez?
Ben... bunu nerden bildiniz?
Ça alors!
Burada olduğumu nereden bildiniz? Daha şimdi sen otelini aradığında telefonu ben açtım.
- Vous saviez que j'étais ici?
Bu fotoğrafları benim çektiğimi nereden bildiniz?
- Comment avez-vous su que j'avais pris ces photos? - On a repassé vos photos à la brigade des mœurs.
- Nasıl bildiniz?
- Qui vous l'a dit?
- Nasıl bildiniz?
Elle est si joliment lugubre.