English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bilmiyorsunuz

Bilmiyorsunuz traduction Français

1,878 traduction parallèle
# Beni istasyona kimin bıraktığını bilmiyorsunuz #
Personne ne peut nous dire non, M. Hyde. Pas même vous. D'accord, vous pouvez tuer un lion à mains nues.
Nasıl olduğunu bilseydiniz sorun olmazdı, ama bilmiyorsunuz.
Ce n'est pas un problème si vous savez comment, mais vous l'ignorez, donc...
- Ne dediğinizi bilmiyorsunuz.
- Vous ne savez pas de quoi vous parlez. - Apprenez-moi.
Bugün kampüsteydim ama nedenini bilmiyorsunuz.
J'étais sur le campus aujourd'hui, mais vous ne savez pas pourquoi.
Bir şey bilmiyorsunuz.
Vous ne savez rien du tout.
Hayalet denemez ama korku filmlerini aratmıyor doğrusu. - Neye bulaştığınızı bilmiyorsunuz.
Ce n'est pas un fantôme, mais il a un truc de film d'horreur de série B.
Arabanın kaza sebebini, Kyle'ın neden içinde olduğunu bilmiyorsunuz.
Vous ignorez pourquoi la voiture s'est écrasée, pourquoi il était dedans.
- Bunu bilmiyorsunuz.
- Vous n'en savez rien.
Nasıl oluyorda 6 yaşındaki yeğeninizin, kitap okumayı ve değişik kıyafetler... giymeyi sevdiğini biliyorsunuz da oğlunuzla ilgili birşey bilmiyorsunuz?
Comment se fait-il que vous sachiez que votre nièce aime lire et s'habiller, mais que vous ne sachiez rien de votre propre fils?
Bu odayla ilgili, benimle ilgili hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Vous ne savez rien sur cette pièce. Ou à mon sujet.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Vous ne savez rien.
Orada neler olduğunu bilmiyorsunuz.
Vous savez pas ce qu'il y a dehors!
Kocamın bu işe dahil olduğunu bilmiyorsunuz.
Tu ne sais pas si mon mari est impliqué.
Onu gördüğümde ne hissettiğimi bilmiyorsunuz.
Tu sais pas ce que j'ai ressenti, quand je l'ai vue.
Aşk hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Ne savez-vous rien des codes de l'amour. Il m'a envoyé une carte de la Saint Valentin
Oh, sevgili Bayan Rose, aşkın işaretleri konusunda hiçbir şey bilmiyorsunuz!
Oh, ma chère Mrs Rose! Ne savez-vous rien des codes de l'amour?
Çünkü siz gerçekleri bilmiyorsunuz.
Vous ignorez la vérité.
Onun öldürüp öldürmediğini bilmiyorsunuz.
Vous ne savez pas s'il a fait ça.
Hayır, bilmiyorsunuz.
Non.
Bu konuda bir şey bilmiyorsunuz yani?
Vous n'êtes pas au courant?
Onları bilmiyorsunuz çünkü gazeteler hiçbir şey yazmadı.
Ah! Vous ne les avez pas trouvées parce qu'elles n'ont jamais paru dans le moindre journal.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Au fond, vous ne savez rien.
- Neyle karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz.
- Vous ignorez à qui vous avez affaire.
- Ne ettiğini bilmiyorsunuz yani?
- Vous n'avez pas réponse à tout. - C'est exact.
Çünkü siz artık bunu bilmiyorsunuz.
Parce que tu as tout oublié.
5,6 veya yakın bir değer mümkün değil diyorsanız doğrusu Byllups ana raporunu bilmiyorsunuz demektir.
Et si vous ne croyez pas que ce soit possible. C'est que vous ne connaissez pas le rapport Senior, en particulier le chapitre sur le bloc du Morabé.
Nerelisiniz ki, timsahı bilmiyorsunuz?
Vous êtes d'où?
Bay Boyle, anladığımız kadarıyla müvekkilinizin kimliğini bilmiyorsunuz.
M.Boyle? Doit-on conclure que vous ignorez l'identité de votre client?
Bu envanterin içeriğini de bilmiyorsunuz.
Et la nature des biens?
- Ah, hiç bilmiyorsunuz.
- Vous ne pouvez pas savoir.
Siz şirketler dünyasını iyi bilmiyorsunuz değil mi Doktor?
Vous ne connaissez pas très bien le monde de l'entreprise, n'est-ce pas, docteur?
Ve ben nedenini biliyorum. Çünkü siz bir ata nasıl kanat ekleyeceğinizi bilmiyorsunuz.
Parce que vous ne savez pas comment greffer des ailes à un cheval.
Tasarım dünyasına girdiğinizde tarihin bir noktasından başlıyorsunuz ama tarihte bir yerde başladığınızı bilmiyorsunuz ; ve çoğu zaman, sizden önce nelerin geldiğinin ve nasıl ortaya çıktıklarının farkında değilsinizdir ; ve sizden sonra ne geleceğini de kesinlikle bilmezsiniz.
Vous pénétrez dans le design, et rentrez dans l'histoire, sans même le savoir, et souvent vous ne savez pas quand et comment c'est arrivé, et vous ne savez pas comment cela se passera plus tard.
Buraya ilk kez geldiniz ve nerden başlayacağınızı bilmiyorsunuz.
Eh bien... Vous venez d'arriver et vous voulez des conseils?
Ama siz onunla ilgili gerçeği bilmiyorsunuz, oğluma neler olduğunu?
Pourquoi vous ne me dites pas ce qu'il a? Qu'est-ce qu'il arrive à mon fils?
Hala mı bilmiyorsunuz lanet herifler?
Vous ne savez toujours pas?
Hala mı bilmiyorsunuz lanet herifler?
Toujours pas?
Siz içkiden uzak duranlar nerede bırakmanız gerektiğinizi bilmiyorsunuz.
Vous les sobres, vous ne savez pas vous arrêter.
"Siz içkiden uzak duranlar nerede bırakmanız gerektiğinizi bilmiyorsunuz?"
"Vous les sobres, vous ne savez pas vous arrêter?"
Kim olduğumuzu bilmiyorsunuz değil mi?
Vous ne savez pas qui nous sommes, hein?
Ve sanıyorum ki, yaptığınız şeyin tehlikeli olduğunu bilmiyorsunuz.
Et je suppose que tu ne trouves pas ça dangereux du tout?
Siz erişte beyinliler ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
Vous y connaissez rien, bande de nouilles.
Nükleer silah, Kuzey Kore ilişkisi ve İsrail'e, gerçek soykırım nedir bilmiyorsunuz, demek dışında mı?
Qu'ont-ils encore fait? À part fabriquer des armes nucléaires, traiter avec la Corée du nord et menacer Israël d'un véritable holocauste?
Siz ne boktan bahsettiğinizi bilmiyorsunuz.
Vous savez pas de quoi vous parlez.
Siz konuştuğunuz şeyin ne olduğunu bile bilmiyorsunuz. Ben bunları Hugo ile tanışmadan önce de söylemiştim.
Vous savez même pas de quoi vous parlez parce que je pensais pareil avant de rencontrer Hugo.
Kim olduğumu bile bilmiyorsunuz.
Vous ne savez même pas qui je suis.
Benim hakkımda birşey bilmiyorsunuz.
Vous ne savez rien de moi.
Bu kasabayla ilgili bir halt bilmiyorsunuz.
Vous ne savez rien de cette ville.
Son zamanlardaki garaj soygunları hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz, değil mi?
Vous ne seriez pas au courant d'une recrudescence des vols de garage, récemment?
Nereye bakacağınızı bilmiyorsunuz ve hevesli değilsiniz.
vous ne savez pas où chercher et vous n'êtes pas motivés.
Ne kadar özel olduğunuzu bilmiyorsunuz.
Vous ne savez pas à quel point.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]