Bir fikir traduction Français
16,551 traduction parallèle
Onu bırakmamızın iyi bir fikir olduğundan emin misin?
Vous êtes sûr que le laisser partir est une bonne idée?
Güven bana. Korkunç bir fikir.
Très mauvaise idée, crois-moi.
Harika bir fikir, Gina.
C'est une super idée, Gina.
Sahte cenaze düzenlemek iyi bir fikir ama cesedi nereden bulacağız?
Des fausses funérailles sont une bonne idée, mais où va-t-on trouver un corps?
Evet, Ama onu bu kadar delirtirse, O zaman belki de iyi bir fikir olmaz.
Oui mais s'il est fâché comme ça, c'est peut-être que c'était pas une idée géniale.
Hayır, hayır, hayır, hayır. Hiç iyi bir fikir değil. Endişe etmeyin.
Non, c'est pas une bonne idée.
Gayet güzel bir fikir.
C'est une très bonne idée.
Gerçekten bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Ce n'était pas une bonne idée.
İyi bir fikir değil.
- C'est pas une bonne idée. - J'aime ça.
- Bence mükemmel bir fikir.
- C'est une excellente idée. - Bien!
Aklıma bir fikir gelmişti Borodino'dan sonra, Napolyon'a suikast düzenleyebilirim diye düşündüm bunun kaderim olduğunu düşündüm.
J'ai eu cette idée... Après Borodine, que je pourrais assassiner Napoléon. Je pensais que c'était ma destinée.
Evet, aynen öyle. Ayrıca, sanırım Cliff, davanın bir nevi devamlılığa sahip olmasını iyi bir fikir olarak gördü.
Et je suppose aussi que Cliff trouvait ça judicieux dans cette affaire d'avoir une sorte de... continuité, dirons-nous.
Sanırım sana bunu söyleyeceğim için şaşırmamam gerekiyor. Ama artık suçlu bir insan olduğun için polisle isteyerek konuşman yüksek ihtimalle kötü bir fikir.
Je ne devrais pas être étonné de vous dire ça, mais c'était une mauvaise idée d'avoir parlé à la police, étant un criminel.
- Tabii yine şahsi bir fikir ama...
- C'est une opinion personnelle...
- Chuck, pek iyi bir fikir olmayabilir bu.
Je doute que ce soit une bonne idée.
Biliyor musunuz James, yardımımı istiyorsanız arada bir oyunu kaybetmeniz kötü bir fikir olmazdı.
Vous savez, James, si vous souhaitez obtenir mon aide, il serait de bon ton de perdre une partie de temps à autre.
Bu çok iyi bir fikir.
Ça, c'est une idée géniale.
Her neyse, geçen gece çocuklarımın söylediği bir fikir hoşuma gitti.
Bref, de toute façon, mes enfants m'ont donné une idée hier soir.
- İyi bir fikir değil.
- C'est pas...
Her zaman bir fikir kırıntısıydı ama kimlik olmadan topyekûn bir savunma?
Ça a toujours été des morceaux d'idéaux, sans identité... Une défense organisée?
Bu fikri teklif ettiğimde sadece bir fikir olduğunu söylemiştim.
Je vous ai dit que ce n'était qu'une suggestion.
Bu çok kötü bir fikir.
C'est vraiment une mauvaise idée.
Hey, Tess aklıma bir fikir geldi.
Tess, j'ai une idée.
Bunun iyi bir fikir olduğuna emin misin?
Tu crois que c'est une bonne idée?
Son 10 yıldır aklıma hiç orijinal bir fikir gelmemişti.
Je n'ai pas eu d'idée originale depuis dix ans.
Bu korkunç bir fikir.
C'est pas une bonne idée.
Başkan, burada kampanyayı koordine etmemin iyi bir fikir olacağını düşündü.
Le président veut que j'apporte mon aide.
Kötü bir fikir.
Mauvaise idée.
Evet, Laird sadece sizin için bu kaşam birden ortaya çıkan aşçının... iyi bir fikir olduğunu düşündü.
Oui, Laird pensait que ce serait amusant de faire un restaurant temporaire en votre honneur ce soir.
Fakat bunun iyi bir fikir olduğundan eminim.
Mais c'est une bonne idée.
Bu çok da iyi bir fikir değil bence.
Il ne vaut mieux pas.
- Ne kadar harika bir fikir.
Quelle riche idée.
İddianame, isnat edilen suçlar hakkında bir fikir vermiştir.
L'acte d'accusation donne une idée des crimes présumés.
Rapora göre, Kathy'yle yaşanan olaydan... bir gün önce... tam da bu konuda bir fikir ayrılığı yaşanmış.
J'ai lu dans les notes à propos de l'incident avec Kathy qu'il y a en fait eu un désaccord à ce sujet la veille.
Kendimce bir fikir geliştirdim sadece.
- N'importe quoi.
Bak bu harika bir fikir.
- Quelle excellente idée!
Ne kadar da sağlam zemine oturtulmuş bir fikir. Ver eline tokmağı, oturt hâkim sandalyesine.
Quelle sage façon de se forger une opinion rationnelle!
Harika bir fikir.
Quelle bonne idée.
Bazen, bazı şeyleri fazla değiştirmek çok iyi bir fikir olmayabilir.
Parfois, trop de changements, ce n'est pas toujours une bonne idée.
Bu ikisini bir zaman makinesinin başında bırakmak iyi bir fikir mi sence?
C'est une bonne idée de les laisser seuls dans un vaisseau?
Bu çok iyi bir fikir Cece.
C'est une super idée, Cece!
Sırf Spock'a odaklanan bir film yapmanın ilginç bir fikir olacağını düşündüm. Spock kimdir, nasıl ortaya çıkmıştır ve neden 50 yıl boyunca adından söz ettirmeye devam etmiştir?
C'était une idée intéressante de créer un film sur Spock, sur qui il est, comment il a pris forme, pourquoi il a continué à faire écho pendant 50 ans, et tout ça dans le cadre de la célébration
Bu evde doğan fikir, bu geceden başlayarak,... Nassau için yeni bir sayfa olacak.
Ce que nous creons, dans cette maison, ce soir, c'est la nouvelle histoire de Nassau.
Aklınızda böyle bir fikir oluştuysa onu hemen atın gitsin.
Les gens de Sandpiper ne sont pas venus cagoulés... pour voler Alma May en la menaçant d'une arme. Enlevez cette image de votre tête.
Dük, prens hakkında fikir edinip servetini ve hayatını riske atmaya değecek veya değmeyecek bir adam olduğuna karar vermek isteyecektir.
Le duc voudra... jauger le prince et décider s'il est un homme à qui on peut confier sa fortune et sa vie.
- Harika bir fikir.
J'adore l'idée.
- İyi bir fikir.
- Touche... touche mon doigt.
Bu iyi bir fikir değil.
Ce n'est pas une très bonne idée.
Fikir değiştirirlerse diye, istila planının bir parçası.
Le plan d'une invasion? - En cas de nécessité.
Düşünecek bir çok fikir verdin.
Tu me donnes trop de considération.
- Bu iyi bir fikir değil.
C'est une mauvaise idée.
fikir 30
fikirler 18
bir fahişe 36
bir fare 26
bir fincan kahve 36
bir fikrim var 616
bir fincan çay 24
bir fikrim yok 77
bir felaket 20
bir film 23
fikirler 18
bir fahişe 36
bir fare 26
bir fincan kahve 36
bir fikrim var 616
bir fincan çay 24
bir fikrim yok 77
bir felaket 20
bir film 23