Bu yaşta traduction Français
699 traduction parallèle
Bu yaşta, bu karamsarlık.
Si jeune et si désabusé.
Kızım daha bu yaşta erkekleri peşinde sürüklüyor, öyle değil mi?
Demandez à ma nurse, mon anglais n'est pas assez bon.
Bu yaşta deve güreşi!
Jouez à dada à mon âge!
Bu yaşta.
À votre âge!
Rahibe Bessie gibi karı alacak şanslı adam azdır bu yaşta gül gibi.
Il n'y a pas beaucoup d'hommes qui auraient la chance d'épouser une femme aussi belle à cet âge-là.
- Bu yaşta alkolik değilsiniz değil mi? - Hayır.
A votre âge, vous n'êtes pas dipsomane?
Bu yaşta gizli bir hayatın mı var yoksa?
Mênes-tu une double vie, à ton âge?
Şunu eklemem gerekir ki, benim yaşadıklarımı yaşamış ve teslim olmuş biri, ilk defa, bu yaşta bir babaysa her şeyi hak ediyordur.
J'ajoute que tout homme ayant vécu comme moi... qui se permet d'être père, à mon âge, pour la première fois... mérite ce qui lui arrive.
Utanman lazım, daha bu yaşta ahlakı bozuk ve karaktersiz biri oldun çıktın!
Tu n'as pas honte d'être tombé aussi bas à ton âge?
Dillerine diyecek doğrusu. Bu yaşta bu zeka biraz fazla. Babam hain mi oldu anne?
Tu parles avec tout ton esprit, et assez d'esprit pour ton âge.
Neden çocuklarıma bu yaşta böyle bir utanç yaşatmak isteyeyim ki?
J'exposerais mes enfants à la honte?
- Bu yaşta hepsi sevimli oluyor. - Evet.
Elles le sont toutes, à cet âge.
Seni görmek için bu yaşta taa Amerika'dan kalkıp buraya geldi.
Malgré son âge, elle est venue d'Amérique juste pour te voir...
- Bu yaşta kavga ediyorsun.
- Une bagarre. A ton âge!
Bu yaşta bir patronun olmaması ne utanç verici.
C'est honteux de ne pas avoir de patron à ton âge.
Bu yaşta biri için iyi bir fikir değil. Pek akıllıca olmaz.
A ton âge, ménage tes artères.
Ama bu yaşta nasıl böyle şeyler yapmaya devam edebiliyorsun?
Comment tiens-tu le coup? A ton âge!
Aptal gibi hissediyorum. Hem de bu yaşta.
Je me trouve un petit peu ridicule à mon âge.
Bu yaşta bana reva mı bu?
Je n'ai pas besoin de ça à mon âge.
Bu yaşta ne yapacaklarını bilemezler.
L'âge où tout va de travers.
Neden bu yaşta bırakasın ki?
Pourquoi essayer à nos âges?
Bu yaşta bir kız ve bunca erkek...
Une fille de votre âge... tous ces hommes...
Bu yaşta delirmeye başladın.
Tu deviens folle, avec l'âge.
Bu yaşta mı?
A votre âge?
Bu yaşta bunu bir daha yaşayamam.
Je ne pourrais plus endurer ça, à mon âge.
Orada yatıp, bu yaşta ölümden bahsetmeye nasıl kalkışırsın? !
Comment peux-tu parler de mourir à ton âge?
Bu yaşta öyle gergin oluyorlar ki. Çok fazla çalışmış olmalı.
Elle a dû beaucoup travailler.
Bu yaşta hâlâ ça-ça-ça mı yapıyorsun?
A ton âge, le cha-cha-cha!
Bu yaşta ihtiyacın olan tek kadın annendir.
Idiot! La seule femme, c'est ta mère...
Bu yaşta bu zeka!
Si jeune mais déjà si futé!
Bu yaşta çoktan yatmış olman gerekirdi!
Vous devriez être au lit, à votre âge!
Bu yaşta güzel bir şey tabi...
C'est du propre, à ton âge!
Bu yaşta her şeyin altından kalkarsınız siz.
il est vrai qu'à l'âge de monsieur, tout est permis
Bense güçlü olmaya çalışıyorum, ancak bu yaşta ne kadar olur, bilirsin.
Moi je fais des efforts, mais à mon âge...
- Bu yaşta okula gidilir mi?
- Un peu trop vieux pour l'école?
Bu yaşta bir kız, hele burada, baykuşlara yem olur. Sakin ol anne.
C'est dangereux pour les jeunes filles, ici.
Bu yaşta evlenmek mi?
Est-ce qu'on pense au mariage à ton âge? "
Bu yaşta her yerini boyamışsın.
File! Va donc, pot de peinture!
Bu yaşta hayatta kalmaya çabalıyorsam, sen daha çok çabalarsın.
Si je m'accroche toujours pour rester en vie à mon âge, j'imagine que tu t'accroches aussi.
Neden bu yaşta hiçbir şeye hevesin yok?
Comment peux-tu, à ton âge, avoir si peu d'ambition?
Fakat eşinizin ilk çocuğuna bu yaşta gebe kalması hiç normal değil.
Mais un premier enfant à son âge...
Bu yaşta böyle şeyleri görmemen gerekir.
Foutez-lui une baffe. Allez-vous-en, faut pas regarder.
Bu yaşta hâlâ maskaralık mı ediyorsun?
T'as pas fini de faire la noce? À ton âge!
Bu genç yaşta bu kadar başarı...
Un de nos clients parlait justement de vous.
Dışarıda bu kadar geç kalacak yaşta değiller. Johnny neyin peşinde olduklarını söyletmeliydi.
Johnny n'aurait pas dû les laisser sortir.
Bu çocuk yaşta yapılacak evlilikleri kimin finanse edeceğinden de bahsetti mi bu Buckley?
Buckley dit qu'il faut se marier tôt.
- Kay bana 5000 dolar biriktirdiğini ve bu yaşta kendi şirketinin başına geçtiğini söyledi.
Et nous étions inquiets!
Bu yaşta mı?
Quelle vie pleine d'aventures!
Bu yaşta? Senin konumundaki biri?
Tu n'as pas fini tes conneries?
Bu gün, bu yaşta bir kırkayak tarafından ısırıldığınızı düşünün.
Comme c'est déshonorant de se faire piquer par un mille-pattes.
Bu küçük yaşta fazla olgunsun.
Tu as un grand cœur, pour une fille de ton âge.
bu yaz 17
bu yalan 50
bu yasak 17
bu yanlış 112
bu yanına kalmayacak 17
bu yasal mı 22
bu yasal değil 22
bu yasadışı 25
bu yasalara aykırı 18
bu yalan 50
bu yasak 17
bu yanlış 112
bu yanına kalmayacak 17
bu yasal mı 22
bu yasal değil 22
bu yasadışı 25
bu yasalara aykırı 18