Bu yasak traduction Français
608 traduction parallèle
Neden bağırdın? Biliyorsun ki bu yasak.
Nathalie, pourquoi as-tu crié?
- Bu yasak!
C'est interdit!
Ama bu yasak...
C'est interdit.
- Nedir bu Yasak Vadi?
- La Vallée interdite?
Bu yasak, o dönemdeki her Katolik için geçerliydi.
C ´ était une prohibition qui s'est étendu alors sur chaque catholique.
Bu yasak.
C'est interdit.
Bildiğim kadarıyla bu yasak değil.
C ´ est pas interdit que je sache.
Bu yasak değil mi?
- Vous risquez gros.
Ama içmeniz yasak. Bu neye yarar ki?
Mais on n'a pas le droit de boire A quoi bon?
Bu ilk gece nöbetim. Grand düşesin gece dışarıda dolaşması yasak.
La grande-duchesse ne sort pas la nuit.
Üzügünüm çocuklar ama bu gece gazeteciler için tiyatro yasak.
Désolé, les gars, pas de journalistes au théâtre ce soir.
Bu güne kadar hiçbir beyazın gitmediği buralarda biri veya bir şey var diyelim ki, bu şey yerlilerin korktuğu, gizemli, yasak ve rahatsız edilmemesi gereken bir şey.
Je crois que sur ces hauteurs vit quelqu'un ou quelque chose de mystérieux que les indigènes ont appris à redouter.
Bu kesinlikle yasak, tatlım!
"Strictement interdit"!
Kalpsizlik de çekiciliğinin bir parçası. Bu kadar çok cazibe kanunen yasak.
Vous êtes une femme sans cœur mais ça fait partie de votre charme.
Nedir bu maskaralık böyle? Bunun yasak olduğunu bilmiyor musunuz?
Ne savez-vous pas que c'est illégal?
Ani hareket etmek yasak, sizden öncekiler bu hataya düşmüştü!
Plus de mouvements brusques. Vous savez ce qui peut arriver!
Bu isim yasak!
Il est interdit de le mentionner.
Bu saçma yasak sonra ermeli!
Cette interdiction inique prendra fin un jour.
Üzgünüm bu gece park etmek yasak.
Je m'excuse madame ce soir c'est défendu de stationner.
Gerçek hayatta Kharis, Ananka'ya aşıktı. Yasak bir aşktı bu. Baş rahibe tüm yeminlerle tanrı Karnak'a bağlı idi.
Kharis avait aime Ananka,'etait un amour interdit, car la princesse etait vouee a Karnak en personne,
- Bu yasak!
- C'est défendu!
- Bu da mı yasak?
- Même pas ça?
Bu akşam askerlere satış yapmamız yasak.
On a interdiction de servir les soldats.
Bu her ülkede yasak.
C'est interdit dans tous les pays
- Yasak bir ilişki zaten yeterince kötü bir de bu yalanla örtbas etmek!
- Avoir une liaison est assez grave!
Papa hazretleri, bu konuyu açmanın yasak olduğunu biliyorum ama iskelenin yeniden kurulması gerekecek. Para vermem lâzım.
Saint Père, je sais qu'il est défendu de mentionner le sujet... mais j'ai besoin d'argent pour reconstruire l'échafaudage.
Marcello, yasak bu!
Marcello, c'est inacceptable!
Yasak bu.
C'est interdit.
Bu ahlaksızca şeyleri yapmanın yasak olduğunu biliyorsun.
Tu sais qu'il est défendu de commettre des actes impurs...
Bu bölge yasak.
Cette zone est interdite.
Bu okulda çatıya çıkmak yasak!
Tout d'un coup, quelque chose t'arrive. Sur le toit!
Bu neden yasak?
Pourquoi est-ce interdit?
Bu inancımıza küfür. Yasak. Cezası ölümdür.
C'est un acte blasphématoire passible de la peine de mort.
Bu akşam konuşulması yasak.
Sujet tabou ce soir.
İdare, bahse girmenin yasak olduğu uyarısında bulunuyor. Ama en sevdiğiniz çifte tezahürat yapabilirsiniz. Ve inanın bana bu harika gençler tezahüratı hak ediyor.
La direction prévient qu'aucun pari n'est autorisé mais vous pouvez toujours soutenir votre couple préféré et croyez-moi, ces gosses méritent vos encouragements parce que chacun lutte contre la douleur, la fatigue, la lassitude, se bat pour continuer,
Ve bu verimli toprakları bir zamanlar Yasak Bölge olan yerde bulacağız.
Espaces que nous obtiendrons dans ce qui fut la zone interdite.
Yasak Bölge'yle ilgili bize gelen bütün raporlardaki garip olayları siz de biliyorsunuz, bu garip olayları, söylememe gerek yok ama,
Vous êtes au courant des rapports sur les phénomènes étranges dans la zone interdite.
Bu odaya girmemiz yasak.
Votre chambre est interdite.
Cin'in yasal olmadığı Yasak sırasında siz hiç cin içmediniz mi?
Vous n'avez pas bu un seul verre pendant la prohibition?
- Bu tür bilgileri vermemiz yasak.
- On ne peut pas vous dire...
Aldo, eğer bir kral halkına bir yasak koyduysa, bu, o yasağa kendi de uyacak anlamına gelmez.
Un roi peut interdire à ses sujets de mettre une couronne et en porter une.
Bu vagona dokunmak yasak!
Interdit de toucher à ce wagon!
Bu akşam buraya inmeniz yasak.
Vous n'avez pas le droit de descendre ce soir.
Bu merdiven benim dışımda herkese yasak, tamam mı?
Ces escaliers sont ma chasse gardée.
- Bu konuları görüşmemiz yasak.
- On ne devait pas en discuter.
Anne, biliyorsun ki, adının bu evde anılması yasak.
Mère, tu sais que son nom est banni de cette maison.
O adam bana paramı geri versin! Bırak beni! Bu kadının kumarhaneye girmesi yasak tamam mı?
- Elle est interdite de casino.
Adamla senin dostun kızın pek anlamadığı bir şeyle meşgul ama sanki ağızla cinsel temas gibi bir şey tarif ediyor o da bu eyalette artık yasak değil.
Elle comprend pas bien ce que ta nénette... et l'autre font. Pour moi ça s'appelle coït oral. Heureusement, ce n'est plus illégal en Floride.
Bu andan itibaren odadan çıkman yasak.
Je t'interdis de sortir.
Bu dinime göre yasak. Ben toprağa bağlı bir Yahudiyim.
C'est contre ma religion juive à tendance terrestre.
Bu sabah, onu elma düşürmek için yasak ağacı silkelerken buldum.
Ce matin je l'ai vue en train d'essayer de prendre des pommes sur l'arbre interdit.
yasak 63
yasak mı 20
bu yaz 17
bu yalan 50
bu yanlış 112
bu yanına kalmayacak 17
bu yasal değil 22
bu yasal mı 22
bu yaşta 24
bu yasadışı 25
yasak mı 20
bu yaz 17
bu yalan 50
bu yanlış 112
bu yanına kalmayacak 17
bu yasal değil 22
bu yasal mı 22
bu yaşta 24
bu yasadışı 25