English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Buraya nasıl geldi

Buraya nasıl geldi traduction Français

227 traduction parallèle
Şimşek çaktığında ağaçlar altında... - Buraya nasıl geldi?
Il était sous un arbre... quand... un éclair l'a frappé!
O buraya nasıl geldi?
Comment est-il sorti d'ici?
Buraya nasıl geldi?
- Je ne sais pas. Comment est-elle venue?
Tabii ki o kasa, ama buraya nasıl geldi?
Oui, c'est le meme coffre, mais comment a-t-il abouti ici?
Her neyse, buraya nasıl geldi? Tam olarak ne oldu?
Mais comment est-il venu?
O buraya nasıl geldi?
Qu'est-ce qu'il fait ici?
Buraya nasıl geldi?
Comment est-il entré?
Buraya nasıl geldi hiç bilmiyorum.
J'ignore comment elle est venue avec ce...
Bu iş buraya nasıl geldi?
Comment est-ce arrivé?
Buraya nasıl geldi?
Comment est-il arrivé là?
- Buraya nasıl geldi?
- Que fait-elle ici?
Paranın buraya nasıl geldi- -
Comment de l'argent...
- Buraya nasıl geldi?
Hum! - Comment ceci a-t-il pu arriver ici?
- Peki buraya nasıl geldi?
- Que fait-il ici?
Bu deli buraya nasıl geldi?
Comment est-il arrivé là?
- Buraya nasıl geldi?
- Comment est-elle arrivée ici?
Hades aşkına, buraya nasıl geldi sizce?
Et comment est-il arrivé là?
O buraya nasıl geldi?
Comment diable est-il arrivé ici?
O halde bizim somunumuz buraya nasıl geldi?
Et notre boulon, comment s'est-il retrouvé ici?
- Nasıl olur? Buraya nasıl geldi?
Comment est-elle arrivée là?
- Arabam buraya nasıl geldi?
Ma voiture est là? Je l'ai mise en fourrière.
Kapı ve pencereler kapalı, buraya nasıl geldi?
Avec les fenêtres et les portes fermées, d'où sort-il?
- Peki, bu buraya nasıl geldi?
Vous n'avez tué personne.
Bu zıkkım buraya nasıl geldi be?
Comment c'est arrivé là?
- Buraya nasıl geldi?
- Comment c'est arrivé là?
Buraya nasıl geldi acaba?
Comment est-il tombé ici?
Peki buraya nasıl geldi?
Si, ces chiens qui coûtent chers.
Tamam anladık ama buraya nasıl geldi?
Ok, mais j'veux dire... Comment il est arrivé ici?
- Buraya nasıl geldi peki?
- Elle a fini ici?
Canın cehenneme pislik! - O buraya nasıl geldi?
Comment as-tu fait ton compte?
Senin gibi bir varlık buraya nasıl geldi?
Et comment êtes-vous arrivé ici?
Bob buraya nasıl geldi?
Comment est-il arrivé là?
- Bu buraya nasıl geldi?
Comment c'est arrivé ici? - Par courrier.
- Buraya nasıl geldi?
- Qu'est-il arrivé?
Ama soru şu ki ; [br] Buraya nasıl geldi?
Mais la question est : Comment est-il arrivé ici?
- Bu bebek buraya nasıl geldi, söyle.
Dites d'où vient cette poupée.
O bebek buraya nasıl geldi, iğneyi kim soktu, anlatacaksın.
Dire comment la poupée était là, et qui a planté l'aiguille!
Buraya nasıl geldi.
Comment il est arrivé ici?
- John buraya nasıl geldi?
- Et que fait John ici?
Söyle bana buraya nasıl geldi.
Alors d'où ca vient?
- Öyle tatlım, öyle. - Sence nasıl buraya geldi?
Comment ça se fait qu'elle soit ici?
Almanlarla çalıştığını nasıl bilebilirdim? Kılıf içinde kılıf. Buraya iki yıl önce geldi.
Comment aurais-je pu savoir qu'il travaillait pour eux?
Bu buraya nasıl geldi?
Comment se fait-il?
- Bu nasıl geldi buraya?
- Qui l'a amené ici?
Bunlar nasıl geldi buraya?
Comment ils ont fini ici?
- Acaba nasıl buraya geldi?
Qui l'a mise là?
Peki nasıl buraya geldi?
Alors comment il a atterri ici?
Buraya nasıl geldi? - Lütfen -
- Monsieur...
Dondurmanın nasıl yapıldığını görmek için Rosarinho buraya geldi.
Rosarinho est venue voir comment on fabrique une glace.
Bu nasıl geldi buraya?
Comment ce truc a pu arriver la?
Bu olayı kurcalamalarına müsade etmeyiz Bu iş buraya kadar nasıl geldi.
On en est là à cause d'elle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]