Böö traduction Français
957 traduction parallèle
Böö!
Bou
Böö!
Bouh!
- Matmazel eve gidelim. Böö!
Mademoiselle, rentrons à la maison.
Karpuz? Geliyorum! - Böö!
- Je vais chercher la pastèque, je reviens!
Bunu Bay Button'un kafasına koyacağım, sen kulağına "böö" diye bağırdığında... bununla birlikte havaya zıplayacak.
Je vais le poser sur la tête de M. Button. Quand tu feras "hou" dans son oreille, il sursautera avec ça sur la tête.
Genelde, sağlam bir "Böö" çekerseniz, korkar kaçar.
Tu leur fais "hou!" et ils décarrent.
- Boo! - Onu bizden saklayamazsın!
- Tu ne peux pas te cacher.
Böö! Hâlâ bir fareden korkuyorlar.
Effrayées par une simple souris.
Duyuyor musun baba?
Boola boola, boola boo Vous entendez?
Bağıracaklar "Boola boo"
Ils hurleront : "Boola boo"
Sala-gadoola-menchika-boo-la Bibbidi-bobbidi-boo
Salagadou, la menchikabou, la Bibidi Bobidi Bou
Bibbidi-bobbidi-boo
Bibidi Bobidi Bou!
Bibbidi-bobbidi-boo
C'est Bibidi Bobidi Bou!
Sala-gadoola-menchika-boo-la Bibbidi-bobbidi-boo
Ô, Salagadou, la menchikabou la Bibidi Bobidi Bou
Bibbidi-bobbidi, bibbidi-bobbidi Bibbidi-bobbidi-boo
Bibidi Babidi, Bibidi Babidi, Bibidi Bobidi Bou!
Değneğimi bir kere sallarım ve hileyi tamamlamak için, bibbidi, bobbidi, boo.
Juste un coup de baguette et pour finir le tout, bibidi, bobidi, bou!
Bibbidi, bobbidi, boo.
Bibidi, bobidi, bou!
Bibbidi-bobbidi-boo.
Bibidi bobidi bou!
Bibbidi-bobbidi-boo
Bibidi bobidi bou
Aynen. Boo!
Exactement!
Bir kere... Boo adlı bir oğlu var... onu ordaki evinde yatağına zincirliyor.
Eh bien, d'abord... il a un garçon qui s'appelle Boo... qu'il garde la maison enchaîné à un lit dans la maison là-bas.
Boo ancak geceleri herkes uykudayken zifiri karanlıkta dışarı çıkıyor.
Boo ne sort que la nuit quand t'es endormi et qu'il fait tout noir.
Onu Boo konusunda uyarmaya çalışıyordum ama bana inanmadı.
J'essayais de l'avertir mais il voulait pas me croire.
Ona Boo'nun babasını nasıI öldürmeye yeltendiğini anlatsana.
Racontez-lui quand Boo a essayé de tuer son papa.
Sonra anlaşıldı ki Boo karalama defteri için kağıt kesiyormuş... babası gelince makası kaptığı gibi... bacağına saplamış, sonra çıkarıp kağıt kesmeye devam etmiş.
En fait, Boo découpait le journal pour son album. Quand son père est arrivé, il a brandi les ciseaux, les lui a plantés... dans la jambe, les a retirés et a continué à découper le journal.
Boo Radley'in gerçekten geceleri gelip penceremden içeri... baktığına inanıyor musun?
Tu crois qu'il arrive vraiment que Boo Radley vienne... regarder à ma fenêtre la nuit?
Hey, Jem... İki "Tom Swift" e bir "Boz Hortlak" veriyorum... Boo Radley'in bahçe kapısından öteye gidemezsin, iddiaya var mısın?
Hé, Jem... je te parie un "Fantôme gris" contre deux "Tom Swift"... que t'irais pas plus loin que le portail de Boo Radley.
Hayatım boyunca hemen her gün Boo Radley'in evinin önünden geçtim.
Je passe devant chez Boo Radley presque tous les jours.
Adliyeye gidip Boo'yu kapattıkları odayı görelim.
Allons au tribunal voir la salle où ils ont enfermé Boo.
Boo Radley'in kapatıldığı yeri bulmaya geldik.
On est venus pour trouver où Boo Radley était enfermé.
Radley'lerin evinde bir pencereden içeriye bakacağız... ve Boo Radley'i görmeye çalışacağız!
On va regarder à une fenêtre de chez les Radley... et voir si on peut apercevoir Boo Radley!
Jem ile ben bir daha uzun bir süre... Boo'dan söz etmedik.
Jem et moi ne devions pas... reparler de Boo avant longtemps.
Radley'lerin oradan geçerken her seferinde hâlâ Boo'yu arıyordum.
Je cherchais toujours Boo chaque fois que je passais devant chez les Radley.
Selam, Boo.
Salut, Boo.
Boo bizim komşumuzdu.
Boo était notre voisin.
Ve Boo Radley dünyaya çıkmıştı.
Et Boo Radley était sorti.
O günleri daha sonra pek çok kez düşünecektim... Jem'i ve Dill'i... ve Boo Radley ile Tom Robinson'ı.
Je repensai bien des fois à ces jours... à Jem et Dill... et à Boo Radley et Tom Robinson.
Boo'yla bir cümbüştesin.
Tu es en virée avec Boon.
- Küçük Frannie Boo.
- Petit Frannie Hou.
Kes havlamayı Boo Boo.
Ça suffit, Bubi.
Boo-Boo!
J'ai été un peu retardée. Bouboule!
Uyuşturucunun kendisine de ot, çay, boo denir.
La drogue elle-même est appelée chichon... shit, beuh... barette, herbe.
Bowie-Bowie-bu. ... kuşlar gece değil diye düşünüp şarkılar söylemeye başlar.
Bowie-Bowie-boo!
Bowie-Bowie-bu.
Craie-bowie-boo!
- Böö! - Fanta'nın Fantazileri!
- C'est ça, Fanta, tu as trop d'imagination!
En azından bana yardımı olur. Boo!
Il peut au moins m'aider.
Boo-boop-be-do.
Boop boop a doop.
Boo boo sen ağzımı izle
Ta gueule, boubou! Pygmée à lance!
Şimdi bir horsey daha.
Et un peek-a-boo.
Cindy Boo bu şekilde 40 kilo verdi. Üstelik dondurma bile yiyerek.
Cindy Boo a perdu 40 kilos tout en se goinfrant de glaces.
Pres, Buffy, Boo, Binky, herkes.
Vicky, Kiki, Binky, Bessy...