Dans et traduction Français
155,134 traduction parallèle
ETB Energy'e yerleştirildi ve 9 saat içinde Chicago'yu karartacak.
Il a été introduit dans ETB Energy et va provoquer une coupure de Chicago dans neuf heures.
Ve karşılığında cömert bir bağış aldın ve seçimlerde farkedilir bir darbe. Ve bak şimdi ne oldu.
Et en échange, vous avez reçu un don généreux et une côte appréciable dans les sondages, et maintenant regarder ce qui est arrivé.
Bunu yaparken neredeyse ölüyordun.
- Et presque été tuée dans le processus.
Söyledim ya. Hasta kızın gırtlak nakline ihtiyacı var ve donör de aynı hastanede.
Je t'ai dit, nous avons une fille qui a besoin d'une greffe de gorge et le donneur est dans le même hôpital.
Vaktini barda geçirip hastalarını yüzüstü bırakmazsın.
Tu ne te saoules pas dans les bars et tu ne laisses pas tomber tes patients...
İhtiyacı olan insanlar geliyor. Ben de onları rahatlatıyorum.
Les gens dans le besoin viennent à vous et vous les réconfortez.
Sonra sonra o gözümün içine baktı.
Et après... Après il... Il m'a regardé droit dans les yeux.
İlk önce yalan bir tehdit oluşturdu sonra da Jane'i kullanarak bizi tesise çekti.
D'abord, elle a inventé une fausse menace Et ensuite elle a utilisé Jane pour nous attirer dans le complexe.
Bizimle oynamak isteseydi aramızda kalıp Sandstorm'a bilgi sızdırırdı.
Si elle voulait nous piéger, il valait mieux qu'elle reste dans nos rangs et donner des informations à Sandstorm.
Arama alanımızda 4 tane restoran ve aynı slogana sahip 18 tane pano var.
Il y a quatre restaurants et 18 panneaux publicitaires avec ce slogan dans notre zone de recherche.
Bir takside doğurmak üzereyim!
Et moi je vais accoucher dans un putain de taxi!
Doğum kanalındaki bebeği hissediyorsun. Geriye yaslan, kalçalarını havaya dik bacaklarını kaldır. Sizi park alanında bekleyeceğiz.
Vous sentez le bébé qui descend dans le canal, adossez-vous, levez vos fesses, mettez vos pieds en l'air, et on vous attend sur le parking, d'accord?
Bacaklarını göğsüne ve karnına doğru ittirmiş.
Et sa puissance a propulsé les jambes dans sa poitrine et son abdomen.
Boynuna sopayla vurmuşlar. Yüzünden de patenle geçmişler.
Un coup de crosse dans le cou, et un patin sur le visage.
Travma tahlilleri, göğüs sıvısı ve kan tahlili yapılsın.
Bilan trauma, liquide dans la poitrine et transfusion.
Sen de genel cerrahi şefi olduğun için onu desteklemen gerek.
Et tu es le chef de chirurgie générale, donc j'ai besoin que tu entres dans le rang.
Öylece yatıyordu. Her tarafında dikenli tel vardı.
Et elle était là, enroulée dans tout ce fil barbelé.
Yani gelen bir hastayla en baştan başlayabiliriz.
On devrait tout les deux descendre dans la salle des urgences. et voir si on peut en trouver une aux admissions.
Bir saat içinde arabada olursak yetişebiliriz. - Dana.
Et puis, si on arrive à la voiture dans l'heure, c'est encore jouable.
Küçük, minicik bir delik açacağım ve bu delikten içeri kameramı ve diğer malzemelerimi yerleştireceğim.
Je fais juste un tout petit trou et dans ce trou, j'insère ma caméra et mes instruments...
Dr. Grey'le ikimizi kıyaslayabileceğin bir sürü konu vardır ama iş nazikliğe gelince ben kazanırım.
Il y a des comparaisons que vous pouvez faire entre le Dr Grey et moi, mais dans le contexte de la gentillesse, je gagne.
Hoşlansan da, hoşlanmasan da ben yetkiliyim. Bunu kabul edene kadar ameliyathanemde istenmiyorsun.
C'est moi la responsable, que vous soyez d'accord ou pas, et tant que vous ne serez pas d'accord avec ça, vous n'êtes pas la bienvenue dans mon bloc.
Politik bir sidik yarışı yüzünden hastaneye karşı sorumluluğumu göz ardı mı etmeliyim?
Et ignorer ma responsabilité dans cet hôpital, à cause d'un concours pour savoir qui pissera le plus loin?
Sen yatakta yatıyorsun ve burada yaşıyorsun.
Tu vis dans un lit. Et tu vis ici.
Edwards ve Wilson, 3. ameliyathanede olacaksınız. Dr. Karev'le birlikte çocukla ilgileneceksiniz.
Edwards et Wilson vous travaillerez dans le bloc 3 sur le garçon du Dr Karev.
Eğer bir an önce birine takmazsak ölecek ve kimse alamayacak.
Et si on le met pas bientôt dans un corps, le rein va mourir, et personne ne l'aura eu.
Gerçek dünyaya nasıl tepki verdiği ve içinde neler olup bittiği belli değil.
entre ce qui se passe dans le monde extérieur et à l'intérieur d'elle.
Zamanda geriye gidip sana "Fritöz kullanmak çok saçma" dediğimde beni dinle!
Retourne dans le temps, quand je t'ai dit, "Les friteuses c'est stupide", et écoute moi!
Gus'ın durumunda semptomlar başa çıkılamaz hale gelene kadar vaktimiz var.
Et dans le cas de Gus, nous avons un peu de temps avant que ses symptômes ne deviennent intolérables. Je ne suis pas prêt à accepter un tel risque.
Birisi bu kodu benim bilgisayarıma koymuş ve beni siber terörizmden tutuklattırmayı istiyor.
Quelqu'un a mis ce code dans mon ordinateur, et il veut que je sois arrêté pour cyber-terrorisme.
Bu hack işi, Bayan Quinn gibi ne yaptığından habersiz birinin kandırılıp devlet internet sistemine flash bellekle bu virüsü yüklemesini gerektiriyordu.
Mais le piratage a été conçu de sorte à pousser une mule innocente, telle que Mlle Quinn, à le transporter via une clé USB et à l'injecter dans un disque dur gouvernemental.
Hesaplamalarına göre vakalarımızın % 29'unda tamamlayıcı görev almış.
J'ai fait quelques calculs, et il a été utile dans 29 % de nos missions.
Bu federal görevi denetlemek üzere görevlendirilen bir federal ajan olarak ben de bu sandalyeden gözlerim kapalı şekilde izleyip güneşin altında buzlu kahvemin tadını çıkartacağım.
Et comme un agent fédéral assigné pour surveiller ce travail fédéral, je vais observer depuis cette chaise, avec mes yeux fermés, tandis que j'apprécierai un café glacé dans la lumière du soleil.
- Hayır, ama straforun içindeki polimer polistirendir ve matkabımın kutusunun içinde bundan var.
Non, le polymère est en polystyrène et j'ai ça dans la mousse d'emballage de ma perceuse.
Ben de telefonumu titreşime alıp birçok uygulama çalıştırarak ısıtıyor ve çorabımın içine koyuyorum.
Alors je mets mon téléphone portable sur vibreur, j'exécute plusieurs applications pour le chauffer, et je le mets dans ma chaussette.
Bu rezil şeyleri giydik çünkü kıyafetlerimiz aynı anda hem ıslandı hem de güneşte kurudu.
Nous sommes dans ces cauchemars parce que nos vêtements sont mouillés et brûlés par le soleil.
- Ve elektrotları kullanmak için... -... suya girmek zorundasınız.
Et vous deviez entrer dans l'eau pour utiliser les électrodes.
Paige bir dakikaya gelmiş olur Toby ve Happy de bize şaraphanede katılacak.
Paige sera là dans une minute et Toby et Happy nous rejoindront au vignoble.
Ve Lucinda da o matbaa beş dakika içinde çalışmazsa duvarları kırmızıya boyamam gerektiğini söyledi.
Et Lucinda a dit que si cette presse n'est pas opérationnelle dans 5 minutes je devrais peindre les murs en rouge
Tamam, arkandan biraz reçine al ve parmaklarının üstüne yerleştir... -... ve bana uzat.
Attrape de la sève des arbres derrière toi et met la sur tes doigts et envoie la dans ma direction
Şöyle ki, kaçırılıp Norteguay'daki gizli bir devlet yerleşkesinde tutulduğumuzu sanıyorduk ama Simi Valley'de olduğumuz ortaya çıktı.
Et bien, on pas pensé que vous vous êtiez fait kidnapper dans une enceinte du gouvernement à Norteguay, mais en fait c'était juste Simi Valley.
Akciğerlerinizdeki dokular kanayacak ve siz de... -... kendi kanınızda boğulacaksınız.
Le tissu de tes poumons va saigner, et tu vas te noyer dans ton propre sang.
Görünmez deniz kabuğunu alacağım arkadaşım ve sana planının bir lağım faresinden daha delice olduğunu söyleyeceğim.
Je vais prendre ta conque invisible maintenant, mon pote, et te dire que ton plan est plus fou qu'un rat dans une mare.
Ve ben bu mekânı havaya uçururken bu kasada kendimizi koruyacağız ve kimse bu konuda tek kelime etmeyecek.
Et nous allons nous réfugier dans ce coffre fort pendant je fais sauter cet endroit et personne ne va débattre de ce sujet.
İğneleme yaptığının farkındayım ama seni dalgakıranların ardına attım ve sen güvenli bölgeye yüzdün.
Je sais que tu es sarcastique, mais... je t'ai jeté dans l'eau hors du passé des briseurs, et vous avez nagé en sécurité.
Birlikte bir kuruluş inşaa ettik ve ona yardım etmenin en iyi yolu... -... onu en derin sulara fırlatmak.
Nous avons construit les fondations ensemble et la meilleure façon de l'aider est de le jeter dans le grand bain.
Yeni bir yaklaşım deniyorum ona yardım etmenin en iyi yolu onu en derin sulara fırlatmak.
Etre génial n'est pas dans ta nature. J'essaye une nouvelle approche, Et le meilleur moyen de l'aider c'est de le pousser dans ses retranchements.
Projelerinden birine yardım etmeyi hiçbir zaman sevmedim dokuz yaşındayken de öyleydi, şimdi de kesinlikle öyle ama arkadaşlarımın tehlikede olmasını istemem ve şüphesiz Ralph'ın da yani paranı almana yardım edeceğim ama bu sefer patron benim.
j'ai jamais aimé t'aider dans un de tes plans. Pas quand javais 9 ans et certainement pas maintenant, Mais je... ne veux pas que mes amis soient en danger,
Zoolojik taksonomide "kumdomuzu" diye bir şey yok ve yeraltında çalıştıklarından D vitamini eksiklikleri var ve köstebek fareleri gibi soluk ciltliliğe yatkınlar kör bir yeraltı kemirgeni gayet uygun bir takma isim.
Il n'y a pas de "sandhog" dans la taxonomie zoologique, et comme ils travaillent sous terre, ils manquent de vitamine D, ils ont la peau pâle comme les rats taupe, un rongeur aveugle qui vit sous terre est le surnom approprié.
Yüzlerce, tümü çıplak gözle görülemez durumda su, üstümüzde ve etrafımızdaki toprağa sızıyor.
Il y en a des centaines, invisibles à l'oeil nu, l'eau goutte à goutte dans le sol au-dessus et autour de nous.
Ve kimyasallar subatana dökülürse akifere kalıcı olarak bulaşır bu da Güney California'nın büyük kesimi için içme suyunu yok eder.
Et si les produits chimiques tombent dans le gouffre, ils vont contaminer l'aquifère, ça va détruire l'eau potable d'une partie du sud de la Californie.
dans etmek 29
dans et benimle 25
dans etmek ister misin 197
dans etmek istiyorum 44
dans etmek istemiyorum 19
dans etmek ister misiniz 39
etienne 37
ethan 178
etti 29
ethel 94
dans et benimle 25
dans etmek ister misin 197
dans etmek istiyorum 44
dans etmek istemiyorum 19
dans etmek ister misiniz 39
etienne 37
ethan 178
etti 29
ethel 94
ettore 17
ettim 71
ettin 18
etme 17
etkilendim 140
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
ettim 71
ettin 18
etme 17
etkilendim 140
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etrafta kimse yok 27
etmelisin 16
etmiyor 21
etmeyecek misin 23
etrafına bak 98
etrafına bir bak 70
etkilendin mi 18
etmedim 69
etmem 47
etrafta kimse yok 27
etmelisin 16
etmiyor 21
etmeyecek misin 23
etrafına bak 98
etrafına bir bak 70
etkilendin mi 18