Diyebilirsiniz traduction Français
984 traduction parallèle
Bak. Bana'cehenneme kadar yolun var'diyebilirsiniz, ama bana gülemezsiniz.
Bon, écoutez... vous pouvez m'envoyer au diable, mais ne vous moquez pas de moi.
Ben de tam ona anlatıyordum hanımefendi -... hemen burada, gözlerimin önünde arkadaşı, en iyi arkadaşı, tabii bunu siz diyebilirsiniz cebinden kelepçe çıkarttı ve şak, şak ;
Je lui racontais, Là, devant mes yeux, son ami, son meilleur ami, comme on pourrait dire, a sorti une paire de menottes et clic, clac, il lui les a mises.
Kovuldu diyebilirsiniz, sevgili Baron. Doğru sözcük bu.
Viré, mon cher baron, est le terme adéquat.
... kuruntular görüyor diyebilirsiniz..
D'hallucinations.
İklim, beslenme, dağ suyunun sonucu diyebilirsiniz.
Le climat, le régime, l'eau de montagnes...
Meşgul de diyebilirsiniz, meşgul değil de. - Ha?
On peut dire qu'il est occupé, sans être vraiment occupé.
Bilmiyorum, sanırım "Castle Walk" diyebilirsiniz.
Eh bien, je ne sais pas. Appelons ça la marche de Castle.
Öyle bakacak olursaniz aslinda Ispanya IKrali'nin da diyebilirsiniz.
Ou encore au roi d'Espagne.
Öyleyse hiç değişmemiş diyebilirsiniz.
Elle n'a pas tellement changé.
Dost oldugumuza göre, bana bayan Malotte diyebilirsiniz.
Et puisque nous sommes amis, appelez-moi Miss Malotte.
Sanırım bana girişimci diyebilirsiniz.
Disons que j'étais promoteur.
Öyle de diyebilirsiniz.
En quelque sorte.
- Joe diyebilirsiniz.
- George? - Appelez-moi Joe.
- "Kanlı Kürek" diyebilirsiniz.
Et bien, "Pelle Sanglante." Exactement.
Her odanın yarım banyosu var da diyebilirsiniz.
On peut dire aussi que chaque chambre a une demi-baignoire.
- Darmond. Bana Vicki diyebilirsiniz.
- Darmond, appelez-moi Vicki.
- Öyle diyebilirsiniz.
On peut appeler ça comme ça.
Öyle de diyebilirsiniz.
On pourrait dire ça.
Kik diyebilirsiniz. Burada bana herkes öyle der.
Appelez-moi Kik comme tout le monde ici.
Öyle de diyebilirsiniz, Bay Stevenson.
Je suppose qu'on peut le dire comme ça.
Ancak o zaman, karı koca olduk diyebilirsiniz.
Alors, on est un vrai couple.
"Daha çok yokluk çektik diyebilirsiniz."
"On était plus affamés, c'est tout."
Bay Sampson gideli bir ay oldu diyebilirsiniz.
On sent que M. Sampson est absent depuis un mois.
Öyle de diyebilirsiniz.
Tu comptes attaquer une banque?
Tabi eğer Leydi Barbara size basit gelmiyorsa ve dikkatimi çekmek istiyorsanız, şöyle diyebilirsiniz.
Si vous trouvez Lady Barbara difficile à dire, pour attirer mon attention, vous pouvez toujours dire :
Bir çeşit ithalat-ihracat işi yapıyorum, diyebilirsiniz.
on peut dire que J'ai des affaires d'importation et l'exportation,.
Bana bir tür aracı diyebilirsiniz.
Je suppose que vous pouvez me situer entre les deux.
Savaş halinde ülkeniz öyle bir vurur ki... Pearl Harbor onun yanında tokat gibi kalır. Amerika'yı kendi silahıyla vurmak kaderin bir cilvesi diyebilirsiniz.
En cas de guerre, votre pays pourrait frapper et faire passer Pearl Harbour pour de la gnognote, en utilisant les armes de l'Amérique elle-même, si vous appréciez l'ironie.
- Bana Anya diyebilirsiniz.
Vous pouvez m'appeler Anya.
- Bana Shane diyebilirsiniz.
Appelle-moi Shane.
- Bana, Kaptan Nemo, diyebilirsiniz.
- Vous pouvez m'appeler Capitaine Némo.
Ve bundan sonra Steve Miles'a paketleri paketledim diyebilirsiniz.
C'est gentil! Dites à Miles que dorénavant, je ficellerai tous les colis!
Yanan arabalarım yüzünden diyebilirsiniz. Ya da beni alevlerin içinde yerlerde sürükleyen ipi suçlayabilirsiniz.
Peut-être pour trois ou quatre chariots qu'on m'a brûlés, ou pour m'être fait traîner au bout d'une corde à travers un feu de camp.
Şimdi, Bay Parrish... farklı bir durumla karşı karşıyayız diyebilirsiniz.
M. Parrish, nous voici face à une situation singulière.
Öyle de diyebilirsiniz sanırım.
On peut le dire.
Böyle diyebilirsiniz.
On peut dire ça comme ça.
Öyle diyebilirsiniz. Müvekkil mahremiyeti.
Secret professionnel.
Bunun bir bedeli yok. Buna sadece "hizmet" diyebilirsiniz.
Prenez ça et buvez-le demain à 10 heures.
Bana kısaca Charlie diyebilirsiniz.
Appelez-moi Charlie tout court.
Kiminle konuştuğunuzu daha iyi bilmeniz için şunu söyleyeyim. Bizim için kasabanın sorumluları diyebilirsiniz.
Comme vous le constatez, nous sommes les notables de la ville.
Ona şimdi hoşçakal diyebilirsiniz, doktor.
Docteur, j'emmène votre fils. Faites-lui vos adieux.
Rica ederim, tabii ki diyebilirsiniz.
Ah, je ne permet pas, je préconise!
- Bana Lord X diyebilirsiniz.
- Appelez-moi... lord X.
- Yarbay da diyebilirsiniz.
- Lieutenant-colonel, en fait.
Dövüş sanatları ustası olarak mesleki merak diyebilirsiniz.
Car c'est un homme des arts martiaux, comme moi.
Arzu ederseniz, Cecillia da diyebilirsiniz.
- Mme Gerber. Ou Cécilia, si vous préférez.
"Daha neler?" de diyebilirsiniz.
Vous auriez même pu dire, septième ciel.
Hızı konusunda ne diyebilirsiniz?
Que diriez-vous de sa vitesse?
Bana Diane diyebilirsiniz.
Appelez-moi Diane.
Öyle de diyebilirsiniz.
Vous allez travailler?
Öyle diyebilirsiniz.
Ça, vous l'avez dit!