Düşündün mü traduction Français
3,846 traduction parallèle
Deb'in bunlardan ne kadar etkilendiğini düşündün mü hiç?
As-tu déjà pensé à quel point Deb était affectée?
- Kimsenin senden bunu istemiyor olabileceğini düşündün mü?
As-tu considéré la possibilité que personne ne veuille que tu le trouves? Quoi?
Şimdi... Kendine bir silah bulacaksın. Kılıç düşündün mü?
Maintenant tu vas choisir ton arme as-tu pensé à une épée?
Ne söyleyeceğini düşündün mü?
Tu as pensé à ce que tu vas dire?
Hiç tekerlekleri gözalıcı bir şekilde süslemeyi düşündün mü?
T'as déjà pensé à décorer les roues avec un truc tape-à-l'oeil?
Benim durumumu hiç düşündün mü?
Allo? ! Et comment tu crois que je me sens?
Sen ne yapacaksın? Bunu hiç düşündün mü?
Qu'est-ce que tu vas faire?
Benim savcının duygularını ne kadar umursadığımı hiç düşündün mü?
Tu sais à quel point j'en n'ai rien à foutre des sentiments du procureur?
Will'in hiç gerizekalının biri olabileceğini düşündün mü?
Tu n'as jamais pensé que Will n'était juste qu'un gros con?
Shane'nin kız kardeşi hakkında düşündün mü?
Tu étais en train de penser à la soeur de Shane?
Bu işe yaramaz ve Madrabaz aile mücevherlerinle birlikte kirişi kırarsa ne olur diye hiç düşündün mü?
En parlant de ça, as-tu une idée de ce qui peut se passer si jamais ça ne marche pas et que le Dodger s'enfuit avec tes bijoux de famille?
Bir sorunun olabileceğini düşündün mü?
T'aurais pas un problème?
- Adam akıllı düşündün mü, anasını satayım?
- Tu réfléchis, deux minutes?
Çok düşündün mü bunu?
Quand en es-tu arrivé avec là?
Başka işlere yönelmeyi hiç düşündün mü merak ediyorum. Hem de her gün.
Je me demandais seulement si tu avais considéré d'essayer quelque chose d'autre.
Kızından bahsetmiyorum bile ama duruşmanın Sloane Moseley'i nasıl etkileyeceğini hiç düşündün mü?
Ça va l'affecter. Et as-tu pensé à l'effet que cela aurait sur Sloane Moseley, sans parler de sa fille?
Hiç Chicago'ya taşınmayı düşündün mü?
T'as jamais pensé à emménager à Chicago?
Başka bir iş bulmayı düşündün mü hiç?
Tu n'as jamais pensé à en trouver un autre?
İlk öpücüğümüzün nasıl olacağını düşündün mü hiç?
Est-ce que tu avais déjà imaginé comment serait notre premier baiser?
Az önce 6 haberlerinde yavru domuzların kuyruklarını kesen bir adamın haberini gördüm ve acaba o saatte kaç çocuk ekran başında diye düşündün mü, merak ettim.
"J'ai vu un homme amputer des porcelets au JT de 18 h. " Sais-tu combien d'enfants regardent à cet horaire? " TV1 est une chaîne familiale.
Cenaze töreninde ne diyeceğini düşündün mü Bobby?
As tu pensé à ce que tu allais dire aux funérailles Bobby?
Bu işe yaramaz ve Madrabaz aile mücevherlerinle birlikte kirişi kırarsa ne olur diye hiç düşündün mü?
En parlant de ça, as-tu une idée de ce qui peut se passer si jamais ça ne marche pas et le Dodger s'enfuit avec tes bijoux de famille?
İkinci olarak, eğer özel bir bağlantın varsa hiç deponun senin dikkatini çekmeye çalıştığını düşündün mü?
Ensuite, si vous avez ce lien spécial, vous n'avez pas envisagé que peut-être l'Entrepôt essaye d'attirer votre attention?
Gerçekten adamımın sen bulasın diye çöp kutusuna telefonunu atmasına izin vereceğimi düşündün mü?
Penses-tu vraiment, que je n'avais pas prévu de jeter le téléphone dans la poubelle pour que tu le trouves?
Takımdan biriyle birlikte mi acaba diye düşündün mü hiç?
T'as jamais pensé qu'elle sortait avec quelqu'un dans l'organisation?
Hiç iç mekan işi yapmayı düşündün mü?
Vous n'auriez pas envie de travailler avec nous?
Hiç, her şeyi geride bırakmayı düşündün mü?
T'as déjà pensé à tout abandonner?
Hatırlamadığın bir adamın beni arayıp sende belsoğukluğu olduğunu söylediğini gerçekten düşündün mü?
Tu crois qu'un type dont tu ne te souviens même pas, m'appellerait pour me dire que tu as une super gonorrhée?
Hiç kendinin tetikleyici olabileceğini düşündün mü?
Avez-vous envisagé que vous-même pourriez être le catalyseur d'une rechute?
Gidip Yüzbaşı Gregson'dan özür dilemeyi hiç düşündün mü?
As tu pensé à peut-être aller voir le Capitaine Gregson et t'excuser?
Makalesinde senin hakkında yalan söylemiş olabileceğini hiç düşündün mü?
N'avez vous jamais envisagé, qu'elle mente à propos de vous dans son article?
IAB'den 5 - 4'e onların gözü kulağı olsun diye gönderilmiş olabileceğini düşündün mü hiç?
As-tu déjà pensé qu'elle puisse être associée aux Affaires Internes, envoyée au 5-4 pour être leurs yeux et leurs oreilles?
Ahsoka, duygularını reddetmenin doğru olup olmadığını hiç düşündün mü?
Tu ne t'es jamais demandé si tu avais raison d'ignorer tes émotions?
Acaba şunu hiç düşündün mü?
Est-ce que tu as déjà envisagé que, peut-être,
Hiç onu düşündün mü? Belki kümeste bir tilki vardı?
Qu'il pouvait y avoir un renard dans le poulailler?
Hiç geri dönmeyi düşündün mü?
Tu as déjà pensé à y retourner?
Birkhoff, hiç düşündün mü? Belki biz Bölüm'ü değiştirmiyoruzdur?
Birkoff, tu n'as jamais pensé que peut-être nous ne changions pas la Division?
Hiç bana nasıl göründüğünü düşündün mü?
As tu déjà pensé à quoi ça me ferai ressembler?
Bazen yanılabileceklerini düşündün mü peki?
Tu as déjà pensé qu'ils pourraient avoir tort parfois?
Hiç spermin için donör olmayı düşündün mü?
As tu déjà pensé à donner ton sperme?
Zamanınızı harcıyorsunuz. Doğru olanı yaptığını hiç düşündün mü?
- Vous n'avez jamais pensé à faire de bonnes choses?
Erkek erkeğe konuşalım. Yanında kondom olduğunu biliyorum ama sana asıl sorum şu gerçekten böyle seksi bir kadınla şansının yaver gideceğini düşündün mü?
Ecoute Shivrang, parlons d'homme à homme, je sais que t'es un préservatif dans ton porte-feuille, mais la question est : penses tu vraiment que tu vas être chanceux avec une fille aussi sexy?
Dedektif, kendi suçluluk duygularını bana yansıtıyor olabileceğini hiç düşündün mü?
Inspecteur, avez-vous pensé que vous projetiez peut-être votre propre culpabilité sur moi?
Onlardan birine sormayı hiç düşündün mü?
Avez-vous pensé à demander à l'un d'entre eux?
Hiç Damon'ın yanlış bilgi bulmuş olabileceğini düşündün mü?
Tu n'as pas envisagé que les informations de Damon pouvaient être mauvaises?
Çocuklarını veya akrabalarını ya da dostlarını çağırmayı düşündün mü?
Avez-vous envisagé de venir accompagnée par vos enfants, un proche ou un ami?
Yas danışmanıyla görüşmeyi düşündün mü hiç?
As-tu pensé à, peut-être, aller voir un conseiller en deuil?
Hidrostatik şoku düşündün mü? Buldum.
Je pense.
Ya Lou eski bir mafya üyesiyse diye düşündün mü?
Vous est-il venu à l'idée que Lou soit un mafieux?
Belki burada kalabilirsin. Bunu gerçekten etraflıca düşündün mü?
As-tu vraiment bien réfléchi?
Teklifimi düşündün mü?
Avez-vous réfléchi à mon offre?
murray 151
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
musashi 31
mükemmel 2580
mullen 21
murph 40
murdock 227
murdoch 26
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
musashi 31
mükemmel 2580
mullen 21
murph 40
murdock 227
murdoch 26
mueller 30
muhteşem 1010
mutluluklar dilerim 16
muriel 143
mutlu ol 66
mümkün 194
müdür 145
müthiş 502
mutlu günler 26
mutlu 183
muhteşem 1010
mutluluklar dilerim 16
muriel 143
mutlu ol 66
mümkün 194
müdür 145
müthiş 502
mutlu günler 26
mutlu 183