Fazla traduction Français
135,105 traduction parallèle
Fazla cüretkârsın.
C'est présomptueux.
O perdelerin maliyeti bütün bir afyon sevkiyatından daha fazla.
Ces rideaux coûtent plus cher qu'une cargaison complète d'opium.
Ben her zaman merdiven almak istemiyorum, 2000'den fazla yaşındayım.
J'ai plus de 2 000 ans, je n'ai pas toujours envie de prendre l'escalier.
En fazla önünüzde akıllı robotların bir rocketload gönderin.
Vous envoyez plein de robots juste avant vous.
- Fazla kafanı yorma.
N'analysez pas trop.
Filmlerde gösterdiklerinden daha fazla esmer var.
Un peu plus noire que dans les films.
Öğlene fazla kalmadı.
Il reste peu de temps avant midi.
- Kutuyu fazla kaldırmayacak kadar yaşlısın.
Pour porter cette caisse si longtemps.
Dikkatimden kaçmış işte, siz insanların yaşam ömrü fazla değil, değil mi?
J'oublie que l'espérance de vie humaine est courte.
- Milano'da sokak lambalarına çok fazla talep var.
Grosse demande de réverbères à Milan.
Size daha fazla katılamazdım.
Je ne vous le fais pas dire.
Bu yabancı etsiki fazla uzun zamandır momentum kazanıyor.
Cette influence étrangère s'est propagée trop longtemps.
- Daha fazla patates yok.
- Il n'y a plus de pommes de terre.
Bana göre biraz fazla Fransız ama haklıymışsın.
Un peu trop français pour moi, mais vous aviez raison.
İndüklenmiş geriliminiz fazla yüksek.
Ta tension électrique est trop élevée.
Daha fazla kötü haberi kaldıramam.
Je ne veux plus de mauvaise nouvelle.
Orada avlanmak için fazla yaşlıydı hatta.
Il était probablement trop vieux pour être dehors...
Bu kadarı senin için fazla oldu.
C'était trop pour vous.
- Kesinlikle. Dudak ruju ve fazla sıkılmış traş sonrası losyonu gibi.
Comme une double ration d'après-rasage sur la mâchoire.
Kendini biraz fazla kaptırmışsın bakıyorum?
Compris. Et vous faites aussi vœu de célibat?
Bu yaptığımız canını ağzına yiyeceği bir yumruktan çok daha fazla yakacak.
Ça le blessera beaucoup plus et plus longtemps qu'un coup de poing dans la tronche.
Sanırım fazla kaçırdın Tom?
Tu as peut-être assez bu, Tom.
Steph Reed'e yol verdikten sonra daha da fazla.
Surtout depuis que je me suis séparé de Steph Reed.
- Fazla mesai mi?
Une longue soirée?
Petrol rezervlerine gereğinden fazla değer biçilmiş durumda.
Leurs réserves de pétrole sont sévèrement surévaluées.
- 30. En fazla.
- 30 ans, max.
Senin birden fazla mı var?
T'en as plus?
Evet, bende de gereğinden fazla pişmanlık var.
Ouais, j'ai l'estomac nouà © par les regrets.
Eski sevgilini seni tanıdığımdan fazla tanımam tuhaf.
C'est à © trange que j'en sache plus sur ton ex que sur toi.
Fazla özele giriyor.
C'est trà ¨ s intime.
Bu, onun hayatını iki yıldan fazla süre cehenneme çevirdi.
Sa vie a été un enfer pendant deux ans.
Annie Kevin'ın davası için kırktan fazla hukuk firması denedi.
Annie qui a vu 40 cabinets d'avocats pour qu'ils regardent son affaire.
Gelecekte daha fazla sorun yaşamalarını istemeyiz.
On ne veut pas qu'ils connaissent d'autres perturbations.
En fazla bir hafta.
Une semaine maximum.
En fazla 15, 20 dakikaya birbirlerinin saçlarını çekip içeri girmemiz için yalvarırlar.
Je leur donne 20 mn avant le crêpage de chignons et elles nous supplieront de rentrer.
Fazla gözümüze sokmuyor ama zarif.
Pas trop adapté pour une émeute, mais y a du style.
Fazla değil ama sana yardım etmek istiyorum.
Ce n'est pas beaucoup, mais je veux t'aider.
- Çok fazla çirkin, çok az zaman var.
- Tellement de laiderons, si peu de temps.
Daha fazla mahkumu nereden bulacağız?
Où va-t-on en trouver?
Gereğinden fazla hava solumak istemiyorum.
Je ne veux pas respirer trop fort.
O beyaz kız fazla mülayim.
Cette blanquita est fade.
Dünden altı tane daha fazla iğ lehimledim.
J'ai soudé six fois plus de broches qu'hier.
Belki fazla göz önündedir.
C'est peut-être trop voyant.
Fazla tehlikeli hâle geldi.
C'est devenu trop dangereux.
Annem der ki dünyada çok fazla insan olduğu için çok farklı renkler varmış.
Maman dit qu'il y a autant de nuances de différences qu'il y a de gens.
Bir kalpazana göre elleri fazla temiz.
Elle a des mains trop propres pour ce boulot.
- Fazla koyu tenli.
- Trop basané.
Bu kadarı çok fazla!
C'est trop!
Çok fazla ölüm var.
Y a trop de morts.
Bu kadarı çok fazla.
C'est trop.
Oldukça fazla hem de.
Vraiment incroyablement ennuyeux.