English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ F ] / Fazla vaktim yok

Fazla vaktim yok traduction Français

248 traduction parallèle
- George, fazla vaktim yok.
- Pas de temps à perdre.
- Teşekkürler. - Fazla vaktim yok.
Merci.
Üzgünüm ki fazla vaktim yok.
" Je n'ai hélas aucun temps libre,
Üzgünüm ki fazla vaktim yok. Bu yüzden fiyatını söyler misiniz?
Alors, s'il vous plaît, dites-moi le prix.
Tekrar etmeyeceğim. Fazla vaktim yok. Hazır mısınız?
Notez bien parce que je trépéterai pas.
Fazla vaktim yok.
Je suis à court de temps.
Fazla vaktim yok.
j'ai peu de temps.
Kendimi savunmak için fazla vaktim yok.
Mais je n'ai pas beaucoup de temps.
Fazla vaktim yok.
J'ai peu de temps.
Pekâlâ, fazla vaktim yok, şu işi halledelim.
J'ai peu de temps. Faites vite!
Fazla vaktim yok çünkü.
Parce que j'ai pas beaucoup de temps.
Aklınıza parlak bir fikir gelirse bana haber verin... çünkü benim fazla vaktim yok.
Si vous trouvez quelque chose, dites-le-moi, parce que j'ai peu de temps.
"Fazla vaktim yok."
"Je dois faire vite."
- Fazla vaktim yok.
- Tant qu'à faire.
Lütfen kalkmayın. Fazla vaktim yok.
Je vous en prie, restez assis.
Fazla vaktim yok.
Je suis pressé.
Bu çok hoşuma giderdi, ama fazla vaktim yok.
Malheureusement, je n'ai pas le temps. C'est dommage, car...
Fazla vaktim yok.
On n'a pas beaucoup de temps.
- Sek. Fazla vaktim yok.
- Sec, j'ai peu de temps.
Fazla vaktim yok. Enzimin tüm yapısı elde değil... Tekrar söylüyorum... elde değil.
La structure entière de l'enzyme n'est pas — je répète — pas disponible.
Dinle, maalesef daha fazla vaktim yok.
Je suis obligé de partir.
Fazla vaktim yok.
Mais je ne vais pas y passer la journée.
Fazla vaktim yok.
Je n'ai pas beaucoup de temps.
- Fazla vaktim yok.
- Pas longtemps.
Fazla vaktim yok.
Je n'ai pas trop le temps.
Fazla vaktim yok. Sizin için ne yapabilirim?
J'ai peu de temps à vous consacrer.
- Daha fazla vaktim yok. - Bizim de yok.
- Mon temps ne me le permet pas.
Fazla vaktim yok. Önemli bir dava ile ilgileniyorum.
- Je suis en plein procès.
Senin suçlu bulma oyunlarına ayıracak daha fazla vaktim yok.
Je n'ai pas de temps à perdre avec vos crimes d'école maternelle.
- Fazla vaktim yok.
- Je n'ai pas le temps.
Burada yapmam gereken şey için fazla vaktim yok.
Je dois faire un truc ici.
Baksana, fazla vaktim yok.
Écoutez Je n'ai pas beaucoup de temps
Toplantıdayım ve çok fazla vaktim yok.
Je suis en rendez-vous et je n'ai pas vraiment le temps.
Ben mi? Harika bir kadınla görüşüyorum ama iş yüzünden fazla vaktim yok.
Je suis avec une femme merveilleuse, mais le travail me laisse peu de temps.
Çabuk anlatsan iyi olur, fazla vaktim yok, Robert.
Tu as jusqu'au trottoir pour tout me dire. C'est aussi un flic?
Dinle, çok fazla vaktim yok, sanırım James'in başı belada.
Ecoute, je n'ai pas beaucoup de temps, mais... je crois que James a des ennuis.
- Fazla vaktim yok.
- J'aime pas perdre mon temps.
Fazla vaktim yok.
Je n " ai pas que ça à faire.
- Evet, fazla vaktim yok ama.
- J'ai peu de temps.
Lütfen beni olay yerinden birine bağlar mısınız, fazla vaktim yok.
Passez-moi un des policiers responsables. J'ai très peu de temps.
- Fazla vaktim yok.
- J'ai très peu de temps. - Quoi?
Fazla vaktim yok.
- Non, juste un mot.
Fazla vaktim yok.
Le temps presse.
Dinle, fazla vaktim yok.
J'ai peu de temps.
Aslında pek fazla boş vaktim yok, ama... yüzerim, tenis oynarım, ağırlık kaldırırım.
Ici, je n'en ai pas. Mais je nage, je fais du sport...
- Fazla vaktim yok.
- On n'a pas la journée.
Hayır, onu daha fazla göremem. Bu saçmalığa vaktim yok.
Je n'ai plus le temps de m'occuper de ces inepties.
- Hayır, fazla vaktim yok.
- Non, je ne reste pas.
Yürü. Fazla vaktim yok.
Je suis très pressée!
Artık fazla vaktim yok ve buraya size yardıma geldim.
Ne me fais pas ça.
Daha fazla felaket yaşayacak vaktim yok.
Pas Ie temps de subir d'autres dégâts.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]