Gece vakti traduction Français
377 traduction parallèle
Gece vakti.
La Nuit
- Fakat gece vakti silah sesi duyulabilir.
- Mais on entendra le coup de feu.
Zaten burasi gece vakti bos oluyor.
D'ailleurs, la nuit, c'est désert.
Doktor neden hep gece vakti geliyor?
Pourquoi le médecin vient-il toujours tard le soir?
Hadi. Bir kızın gece vakti burada yalnız kalmasını istemezsiniz, değil mi?
Vous n'allez pas laisser une femme passer la nuit toute seule ici?
Benzin nadirdir gece vakti...
Vous savez, le rationnement, l'heure tardive...
- Gece vakti?
- À cette heure?
# Âşıklar kol kola yürür Güler geçer giderler gece vakti #
♪ qui s'enlacent, ♪ ♪ passent gaiement dans le soir. ♪
Denizde geçen aylardan sonra, bir gece vakti karaya yanaşmak.
Ils arrivent à la nuit tombante après des mois passés en mer.
Gece vakti, ışıklarla dolu bir limana yanaşmak.
Ils sortent de l'obscurité pour entrer dans les lumières du port.
Gece vakti 500 metre falan gider. Arkasına güçlü bir rüzgar alarak.
De nuit, je dirais 400 m avec un bon vent arrière.
Gece vakti konuşulamayacak kadar önemli bir konu bu.
C'est un sujet trop sérieux pour en parler ce soir.
Gece vakti beni yataktan çıkardıktan sonra mı?
Après avoir été tiré du lit?
Sal üstünde gideriz. Gece vakti.
On peut le faire en radeau de nuit.
Gece vakti çiftliğimizi yakanlara yaptıklarımız için bizi kimse suçlayamaz.
On ne peut pas nous reprocher de nous en prendre à nos incendiaires.
Gece vakti çekip gitmiş.
Au milieu de la nuit.
Evet, bir defasında gece vakti senin odandan çıkarken görülmüş, Alec.
Oui, on l'a vu sortir de ta chambre à coucher la nuit.
Fakat kasabaya gece vakti gidemem.
Je ne peux pas arriver de nuit dans un village.
Gündüz vakti de yaparlar. Gece vakti de yaparlar.
Ils le font le jour... et ils le font la nuit.
Sert birisin Dave bunu biliyorum ama gece vakti çıkan ani bir ses ürkütücü olabilir.
Je sais que t'étais un flic solide, mais un bruit dans la nuit peut faire peur à un Noir.
Elbet bir gece vakti, zulmetmek için yok etmek için geri döneceğim.
Je reviendrai tourmenter, détruire dans la nuit des temps!
Cadı senin arkadaşını Şeytan'ın bir kölesine dönüştürmüş. Gündüz vakti ölü, ama gece vakti canlı. Bu şekilde efendisinin kötücül emirlerini yerine getirebiliyordu.
La sorcière a fait de votre ami un esclave du Démon, mort le jour, mais vivant la nuit pour exécuter les desseins mauvais de son maître.
- Gördüklerimi anlamak istiyorum. Baban gece vakti seni çekerek ne yapmaya çalışıyordu?
Que voulait donc votre père, en vous filmant la nuit?
Gece vakti onu buraya getir.
Emmène-la ici avant la nuit.
Bu yüzden de karar verdim, neden gece vakti dışarı çıkıp yalınayak dolaşmıyordum?
Alors je me suis dit : si je sortais pieds nus?
Zayıf Doc'u bilirsin. Gece vakti para makinesine gitti.
II s'est glissé dans la boîte aux lettres.
Dediklerine göre, dürüst insanlar gece vakti bu nehirde yolculuk yapmazmış.
On ne navigue pas si tard.
Çünkü yıldız için gece vakti.
Parce que pour elle, c'est la nuit.
O zamandan beri içimde şüphe var. Ya gece vakti uyanıp... onu duyduğum halde uykuma dönmüşsem?
Je me suis demandée depuis si je ne m'étais pas levée dans la nuit, en l'entendant, puis recouchée sans lui répondre.
Gece vakti buna niye kafa yoruyorsun?
Quelle question a poser en pleine nuit!
- Gece vakti bir şey yapamayız. Her yerde nöbetçiler var.
Les hangars sont gardés.
Anna, gece vakti onu bulamazsin.
Anna, tu ne le trouveras pas ce soir. Demain!
Rajomon Geçidinde gece vakti avare dolaşan bir youkai misin?
Un spectre errant si tard dans la nuit?
Gece vakti yalnız yürümekten mi korkarsın?
Vous avez peur de marcher seule la nuit tombée?
Gece vakti evine nasıl döneceksin?
Comment allez-vous rentrer ce soir?
Kuşun gece vakti neden yalnız uçtuğu kafama takıldı.
Je me demande pourquoi l'oiseau volait seul la nuit.
Karısı gece vakti kalkıp sevgilisinin koynuna girmiş bir adam.
Quel homme? Un homme dont la femme est partie avec son amant, il y a deux nuits de ça.
Ayın dört çeyreği çocukken gece vakti balığa gittiğimiz zamanlardaki gibi.
Regarde... Les 4 quartiers de lune comme lorsque nous allions pêcher la nuit, enfants.
Bir rahip gece vakti bir mezara bir sıvı damlatır ve ölü hortlar.
La nuit tombée, un prêtre répand un liquide sur une tombe, et le zombie sort de terre.
Gece vakti ormana girilemeyeceğini biliyorsun.
C'est bientôt l'aube. - On ira à sa recherche.
Genellikle, sizin gibi güzel bir kızın gece vakti otostop yapması tehlikelidir.
En général, c'est dangereux pour une belle femme de faire du stop la nuit.
Gece vakti senin yatağında kestiriyor.
Elle a couché à droite et à gauche.
Tüm temsillerden çıkış vakti. İnsanlar gece kulüplerine, lokantalara gidecekler.
Sortie des théâtres, soupers, boîtes de nuit!
Gece vakti mi?
La nuit?
Birçok gece için olamayacak. Big Jim'in bütün vakti dolu.
Jim n'est pas disponible.
- Gece uçuşunun vakti...
- Que vont-ils chercher?
Dün de gece kuşu, güpegündüz, öğle vakti ötüp durmuş çarşının ortasında çığlık çığlığa.
Hier, un hibou s'est posé au marché en plein midi. Il hululait.
Güzel bir gece. Yola çıkmadan önce biraz yürüyüş vakti.
- Je vais me promener avant le départ.
Ayrılış vakti bu gece yarısı.
Le départ est prévu pour minuit.
Olabilir ama ayrılış vakti bu gece yarısına ayarlandı ve ayrılışınız bu gece yarısı olacak.
Je vous l'accorde. Mais votre départ est prévu pour minuit. Et ce départ aura lieu à minuit.
Gece vakti.
C'est la nuit.