Gördük traduction Français
4,492 traduction parallèle
Gördük.
On a vu.
Ölü insanlar gördük. Bir sürü ölü insan.
Il y avait des morts, beaucoup de morts.
Araba kazasında ne yaptığınızı hepimiz gördük.
On a tous vu ce que vous avez fait à l'accident.
Bunu birkaç gece önceki gökyüzünde gördük.
On a vu ça dans le ciel il y a quelques nuits.
Bazı yeni kan lekeleri gördük.
On a vue des... des éclaboussures de sang.
Bir kaplan gördük!
On a vu un tigre!
- Ormanda bir kaplan gördük!
- On a vu un tigre dans les bois!
Önceki ölümlerden, ağabeylerim Kol ve Finn'den bunu daha önce gördük.
On l'a appris par la mort de mes frères Kol et Finn.
Seni gördük, Mike.
On t'a vu, Mike.
Günümüzde ise şehirin yeni bir kralı olduğunu gördük.
À notre retour, la ville avait un nouveau roi.
Sonuçlarını gördük.
Nous en avons vu certains résultats.
Hepimiz gördük...
Nous le savons déjà tous.
Seni hayal kırıklığına uğratmak istemezdim ama bileğindeki bıçağı aldığını gördük.
Désolé de vous décevoir, mais on l'a vue prendre le couteau à votre cheville.
Elena ve ben aynı gece aynı rüyayı gördük.
Elena et moi avons eu exactement le même rêve la même nuit.
E-Mail yazışmalarını ve Ms. Locke'un ABD başkanı hakkındaki hislerini itiraf ettiğini gördük.
Nous avons vu les mails On a vu Ms Locke elle-même admettre avoir des sentiments envers le président des États Unis.
Adam her kimse onu gördük.
Qui que se soit, on l'a vu.
Adamın depoya girdiğini kendi gözlerimizle gördük.
Nous l'avons vu rentrer dans l'entrepôt de nos propres yeux.
Gördük ve tahmin et hangi deha Gravitonyum ve olası uygulamaları hakkındaki her teoriyi yayımladı... yıllar önce?
Ouais, et devine quel génie a publié chaque théorie au sujet du Gravitonium et d'applications possibles... au fil des années?
Hepimiz gerçek Koca Ayak'ı gördüğünü söyleyen ev hanımları gördük.
Nous avons tous vus de vraies ménagères Bigfoot.
Yaratığı hepimiz gördük.
Nous avons tous vu la créature.
Vince ve ben bir canavar gördük.
Vince et moi avons vu un monstre. - Es-tu avec Vince?
Neyse, Amsterdam'da kanallar gördük.
Peu importe, alors, à Amsterdam on a vu les canaux.
Hayvan maskesi takanların çektiği filmi gördük ve amacımız için iyi bir fikir olduğunu düşündük.
On a pensé que les masques et la vidéo étaient une bonne idée, pour la cause.
- Sapıklık zulanı gördük Ian.
Nous avons trouvé votre cachette de harceleur.
Hepimiz gördük.
Nous l'avons tous vu.
Reggie, daha önce silah gördük herhalde, emniyetin açık mı kapalı mı...
Reggie, j'ai déjà manipulé des armes et je sais quand le cran de sécurité est mis...
Beş kişi gördük sadece.
On n'a vu que cinq mecs.
- Neyi gördük? - Ne? Ne diyorsun?
De quoi parles-tu?
Evinin halini gördük.
J'ai vu ton appartement.
Onu gördük.
Agents fédéraux!
Fırtınadan biz de zarar gördük hem de bayağı kötü.
Après la tempête, on a été touchés, aussi... gravement.
Hepimiz gördük.
On l'a tous vu.
Sherlock ve ben onu gördük
Sherlock et moi l'avons tous les deux vu.
Kayıtlarını gördük.
Nous avons vu tes comptes.
- Biz de dalavere gördük mü anlarız.
Ouais, et on sait reconnaître une embrouille quand on en voit une!
Ev ödevlerini gördük.
Nous avons vu ses devoirs.
Telefonda da demiştim. Onu bu bölgede gördük.
Comme je vous ai dit au téléphone, c'est dans ce quartier que nous l'avons croisée par hasard.
Hepimiz gördük.
Si, on t'a tous vue.
Senin bize verdiğin güvenlik kamerası kayıtlarında sabaha karşı saat 3 : 00'de dükkana gelen adamı gördük.
Vous devez vous foutre de moi. La vidéo surveillance que vous nous avez donné, montre ce mec entrant dans votre établissement peu après 03 h 00.
Evet gördük. Güzel iş Sabatino.
Oui, beau travail, Sabatino.
Bir adam gördük uydurma bu açıklama, onu yanımıza çağırdık.
On a vu un homme correspondant à la description, on l'a appelé.
Son olarak Brooks'u bu yerin yukarısında gördük.
Nous avons vu Brooks ici la dernière fois.
Onunla nerede tanıştın? Birlikte eğitim gördük.
On s'est entraîné ensemble.
Pardon, polis arabasını gördük de
Désolé, on a vus la voiture de police.
Bir gecede bebekten çıkan çöpleri gördük. Ateş ettikten sonra o binayı ne anda temizlediler ve tahliye ettiler? O çöplerin nereye gittiğini merak ediyorum.
Vu le nombre de déchet qu'un bébé peut faire en une nuit, et combien ils ont vite nettoyé et libéré l'appartement après la fusillade, je me demande où sont tous ces déchets.
- Camdan gördük seni.
On t'a vu par la fenêtre.
Lütfen, dans edişini hepimiz gördük.
Calme-toi, on a tous vu tes mouvements de danse.
Bizi atlattı sandık ama sonra bunu gördük.
On pensait qu'il nous avait échapper. Puis on a vu ça.
- Hayır. - Az önce gördük işte.
- On vient d'y aller.
Orman yakınlarında birkaç dev gördük ancak henüz bu yöne doğru harekete geçmediler.
Il faut partir immédiatement. Transmets à toutes les escouades.
Onu gördük Eric.
On l'a, Éric
gördüm 831
gördün 90
gördünüz 57
gördü 16
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördün 90
gördünüz 57
gördü 16
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803