Gördüm traduction Français
49,067 traduction parallèle
Onu gördüm.
Je l'ai vu.
Eşim Anne, ve O'nu en son Atalanta'da Robert Clark adlı... insan tacirinin satış kafesinde gördüm.
Ma femme est Anne, et la dernière fois que je l'ai vu, elle était dans un contrat de vente d'un trafiquant d'homme appelé Robert Clark, d'Atlanta.
Tren istasyonunu terk ederken gördüm.
Je l'ai vu quitter la gare.
Ben gördüm, kocaman.
Je l'ai vu. Il est énorme.
Gördüm gördüm.
Il est tombé en sortant de la douche.
Ben bir sürü pasta gördüm.
J'ai vu beaucoup de gâteaux.
Ben bir sürü pasta gördüm.
Je vois plein de gâteaux.
Odamızın kapısından annemin kahve ikram ettiğini gördüm. Jack oturmadan içti kahveyi. Yağmurdan yemiş kıyafetleriyle sandalyeyi ıslatmak istemiyordu.
Par la porte de ma chambre, j'ai vu ma mère lui apporter une tasse de café, que Jack but debout, car il ne voulait pas mouiller la chaise avec ses vêtements trempés.
Afyon tohumlu simit ve meyve suyundan afyon yaptığını gördüm.
Je l'ai vu fabriquer de l'opium avec des graines de coquelicots et un Lacroix
Rüyamda Meksika'da ki teyzemi ve amcamı gördüm.
J'ai fais un rêve à propos de mon oncle et de ma tante à Mexico.
En iyi arkadaşımın bir despot olup beni çalışmam için sabaha kadar uyutmadığı bir kabus gördüm.
J'ai fait un cauchemar où mon meilleur ami était un tyran qui me forçait à rester debout toute la nuit pour travailler.
Ben de seni yatağına taşıdığımda kafanı duvara çarpmana güldüğüm bir rüya gördüm.
J'ai fait un super rêve où quand je te portais au lit, tu te cognais la tête au mur et ça me faisait rire.
Hala gün gibi.. O kalabalık odada onu gördüm,
Vous savez, j'ai l'impression que c'était hier que je l'ai vu dans une pièce bondée...
Gördüm, Marcus. Gördüm.
J'ai vu, Marcus, j'ai vu.
Jackson'ın dosyasına bakıyordum da sekiz sene deni-aşırı görevlere gittiğini gördüm.
Tu sais, j'ai regardé le dossier de Jackson, et il a été déployé à l'étranger pendant huit ans.
Nasıl geçindiğinizi gördüm.
Vu comment vous vous êtes entendus.
Seni haberlerde gördüm.
Je vous ai vu à la télé.
Raims, yani gördüm derken nasıl görmüş?
Qu'est-ce que ça veut dire "elle l'a vu"?
Yüzünü gördüm dedi.
Elle m'a dit avoir vu son visage.
Çantada altı şişe olduğunu gördüm, beynim ihtiyacım olanı aldığımı sanmış ama aslında almamışım.
J'ai vu que j'avais 6 bouteilles, mon esprit a conclu que j'avais ce qu'il me fallait, ce qui n'est pas le cas
O filmlerde ne gördüm George... her şeyin sonunu.
Ce que j'ai vu arriver dans le film... la fin de tout.
Bu yüzden ikinizi birlikte davet etmeyi uygun gördüm.
Il était donc important que je vous invite.
Birini gördüm.
Je vois l'un d'entre eux.
Bu çifti yarım saat önce gördüm,
J'ai vu ce couple il y a une demi-heure.
Gördüm onu.
J'ai un visuel sur elle.
1 saniye, sanırım gördüm!
Attendez, je crois que je l'ai!
Gördüm!
Je l'ai!
Virüsün içinde derinlere saklanmış Beijing kodlama imzaları gördüm.
j'ai vu une signature de code de Pékin cachée dans le virus.
Görmemi istediğin şeyi gördüm.
J'ai vu ce que tu voulais que je vois.
Seri numarasını gördüm.
J'ai vu le numéro de série.
- Toby'nin bana dikkat etmemi söylediği emarelerden iki tanesini taşıyan bir adam gördüm.
- J'ai vu un homme avec deux des marqueurs que Toby m'a apprit à repérer.
O adamın boynunda bir işaret gördüm.
J'ai vu une marque sur la poitrine de ce gars.
Arabadan indigini gördüm.
Je t'ai vue descendre d'une voiture.
Bir eserle ilgili sahsi olarak öfkelendim ve arkami dönüp baktigimda, 20, 30 kisinin iPhone'lariyla ayni görüntüyü çektiklerini gördüm.
Une photo me contrariait personnellement, puis j'ai vu 20 ou 30 personnes avec des portables qui faisaient, en gros, la même vidéo.
Kendi ölümümü gördüm.
Je me suis vu mourir.
Pazar günkü 20 / 20 makalesini gördüm.
Oui. J'ai vu le reportage sur vous.
Ve okul kayıtlarına bakınca gördüm ki ikisi de "taciz edici davranışlar" sebebiyle şikayet edilmiş.
J'ai donc étudié leur dossier scolaire. Matt et Amanda ont tous les deux été accusés de "harcèlement."
Onun yüzünü gördüm.
J'ai vu son visage.
Cape Breton'da kan nakli olurken gördüm.
Je l'ai vu recevoir une transfusion sanguine à Cape Breton.
Gördüm, bodrumda sektör 5'te.
J'ai un visuel... la cave, secteur 5.
Evet, gördüm.
Oui, je l'ai vu.
Daha önce geçit açtığını gördüm.
Je t'ai déjà vu ouvrir des portails.
Umarım orada değilsinizdir ama Büyükanne'nin yerinde aynada bir şeyler gördüm. Ve eğer buradaki Kötü Kraliçe ise o zaman tablonun değiştiğinden endişeliyim.
J'espère que vous n'êtes pas là-dedans, mais j'ai vu quelque chose dans le miroir chez Granny, et si la méchante reine est dehors, alors je crains que la situation ait changé.
Çıkmak üzereyken bu zarfı gördüm.
J'allais m'en aller quand j'ai vu cette enveloppe.
Ölüm ilanını gördüm, adresi de orada gördüm, sonra da...
dans les avis de décès donc, j'ai pensé...
Ama rejimin saldırılarının sivilleri hedef aldığını gördüm.
Mais j'ai vu que les opérations du régime ciblaient les civils.
Bombalamalarda ölen bir sürü insan gördüm.
J'ai vu beaucoup de monde mourir dans les bombardements.
Bir sürü insanın da kurtarıldığını gördüm.
J'ai aussi vu beaucoup de gens vivants secourus.
Kardeşimin fotoğrafını gördüm.
Je me suis connecté et j'ai vu la photo de mon frère.
Gördüm!
( énorme bruit ) PAIGE :
Neyin işe yaradığını neyin yaramadığını gördüm. Aklımı en iyi gemiyi tasarlamaya zorladım.
J'ai forcé mon esprit à imaginer le bateau idéal.
gördüm seni 25
gördüm onu 79
gördüm onları 17
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördüm onu 79
gördüm onları 17
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördüğüm kadarıyla 80
gördüğünüz üzere 29
gördüğün gibi 275
gördün mü onu 18
gördüğünüz gibi 306
gördüğün üzere 21
gördün işte 29
gördünüz mü 803
gördüğüm kadarıyla 80
gördüğünüz üzere 29
gördüğün gibi 275
gördün mü onu 18
gördüğünüz gibi 306
gördüğün üzere 21
gördün işte 29