Görmek traduction Français
59,455 traduction parallèle
Seni görmek güzel.
C'est si bon de vous revoir.
Seni görmek çok güzel, Mack.
Content de te voir, Mack.
Beni görmek onları görmek demek.
Me voir, c'est les voir, eux.
Ben sadece Papayı öğrenerek insanların değişmesini görmek istiyorum.
Je veux juste voir les gens changer en connaissant Papa.
Ve arasıra Mack ayakkabılarını çıkarıp beni şaşırtmasa... Sadece görmek için...
Et ça ne m'étonnerait pas, de temps en temps, que Mack enlève ses chaussures... juste pour voir si...
Bay Wentworth, Bay Styvesan sizi görmek istiyor.
M. Wentworth, M. Styvesan veut vous voir.
Tekrar görmek isterim.
Je veux le voir de nouveau.
Evet. Bunların ne kadar kötü olduğunu görmek enerjimi artırıyor.
Tous ces trucs sont tellement nuls que ça me stimule.
- Seni görmek güzel.
- Content de te voir.
Yatmadan önce Jude'u görmek istiyorum.
Je veux voir Jude avant qu'il s'endorme.
- Seni görmek güzel.
- Content de vous voir.
Tanrım, Wolverine seni böyle görmek kalbimi kırıyor.
Seigneur, Wolverine, vous voir comme ça me brise le coeur.
Arkadaşlarını görmek istersin değil mi?
Tu veux voir tes amis, pas vrai?
Hep yollara düşüp, taşrayı görmek isterdim.
On a toujours voulu visiter le pays en voiture.
Görmek ister misin?
Tu veux qu'on le découvre?
Nasıl biriyim, görmek ister misin?
Tu veux me voir à l'œuvre?
Albay seni görmek istiyor.
Colonel veut te voir.
Çocuk gibi muamele görmek istemediğini sanıyordum. Parmak yeminde çocukça bir şey yok.
- C'est très sérieux, le serment avec le petit doigt.
Başarısız olursak... Eğer başka bir gün görmek için yaşarsa... Her görüştüğünüz avlanacak ve öldürülecek...
Si elle survit, si nous n'arrivons pas à la tuer ils vont se mettre en chasse de chacun d'entre vous et vous tuer.
- Toby'yi görmek için.
- Pour voir Toby.
Yavaşça dışarı çık, ellerini başının üzerinde görmek istiyorum!
Sortez calmement, les mains au dessus de la tête.
Altın görmek istiyorum.
Je suis intéressé... par l'or.
- Sizi görmek güzel komutanım. - İyiyiz.
Content de vous voir, Colonel.
Sadece onları görmek için son bir fırsat istiyorum.
Je voudrais juste pouvoir le voir.
Sizi görmek çok güzel beyler.
Salut, les gars.
Aynaya bakıp başka birini görmek istediğiniz oluyor mu hiç?
Ça vous arrive de vouloir voir un autre dans la glace?
Efendim, bunu muhtemelen görmek isteyeceksiniz.
Il faut que vous voyiez ça.
Kaslarımın nasıl çalıştığını görmek istemiştim. - Tanrım!
Je veux voir comment mes muscles fonctionnent.
Nasıl olduğunu görmek istiyorum.
J'aimerais voir comment ça marche.
Onu görmek için üç kez Dünya'ya döndüm.
Je suis retourné trois fois sur la Terre pour la voir.
O manyetik implant organlarının büyümesini görmek için. Geçiş anahtarı değil. Bunu yapmayı nasıl öğrendin?
Cet implant magnétique c'est pour surveiller la croissance de tes organes.
Dünya'yı görmek istiyordun.
Tu voulais voir le monde.
Bu şekilde görmek başımı ağrıtıyor.
Ça me peine de le voir comme ça.
Seni bütün gün o domuzla oynarken görmek hoşuma gitmiyor.
Je n'aime pas te voir avec ce cochon toute la journée.
Önce Okja'yı görmek istiyorum.
Je veux voir Okja d'abord.
Bunu görmek istersiniz.
Vous devez voir ça.
Parmak izlerini görmek istiyorum lütfen.
J'aimerais voir les empreintes.
Seni tekrar görmek güzel Diane.
C'est bon de te revoir, Diane.
Sizi görmek ne harika! Bize katılın!
M. Wayne, quel plaisir, venez!
- Evet. - Seni görmek harika Bruce.
- Quel plaisir!
Baksana Sauron, senin şu alevli gözünün zaman ve mekânda ileriyi görmek gibi eşsiz bir becerisi yok muydu?
Dis, Sauron! Ton œil de feu, il voit à travers l'espace-temps?
Sihirli bir numara görmek ister misin?
Un tour de magie?
Harold Meachum'ı görmek istiyorum.
Je viens voir Harold Meachum.
"Gerçeği görmek istiyorsan ön yargılarından kurtul."
"Si tu veux voir la vérité, n'aie aucun avis."
Seni yeniden görmek güzel Jeri.
Ravi de vous revoir, Jeri.
Gelip kendim görmek istedim.
Non, je devais te voir de mes yeux.
Yanıldığımı görmek beni üzdü.
Je suis triste de voir que je me suis trompé.
İstediğim tek bir şey var. O da El'in yok olduğunu görmek.
Je ne veux qu'une chose, détruire La Main.
Bir müvekkilin seni görmek istiyor.
Un client a besoin de vous.
- Bay Wayne, sizi görmek ne güzel.
- M. Wayne, quel plaisir!
Haydiii Haydiii - Sizi görmek ne güzel Sayın Elçi.
Au plaisir, M. l'ambassadeur.