Görmek için traduction Français
8,667 traduction parallèle
Rodrigo ihanetin bedelini görmek için burada.
Rodrigo est ici pour voir les conséquences d'une trahison.
Rodrigo, ihanetin bedelini görmek için burada.
Rodrigo est ici pour voir les conséquences d'une trahison.
Onun aksiliklerini hoş görmek için kendi mutluluğunu feda etti.
Elle a sacrifié son propre bonheur à tolérer tous ses caprices.
Babam Marcus'ı görmek için.
Pour voir mon père, Marcus.
Gelişmeyi görmek için ayda bir oynayacağız.
On y jouera une fois par mois, pour déterminer progrès ou déficits.
Shirley'i görmek için geldim.
Je suis venu voir Shirley.
Halkın, o lanet şeyleri görmek için iki şilin bayılacağını nereden çıkarıyorsun peki?
Qu'est-ce qui vous fait penser que le spectateur Lambda va donner 2 shillings pour voir ces trucs sanguinolents?
Tüm İspanyol rençperler gözünü dikmiş beni izliyor ve kadife kısa pantolon giymiş küçük beylerinin kıçının üstüne düştüğünü görmek için sabırsızlanıyorlar.
Là, tous les vaqueros, les cow-boys espagnols, me regardent, impatients de voir le petit lord, dans sa culotte de velours, tomber sur le derrière.
Belki rüzgarın hangi tarafa estiğini görmek için bir oylama yapmalıyız.
Peut-être pourrions-nous voter, pour voir ce que tout le monde en pense?
Ahali görmek için ta uzaklardan gelmiş.
Les gens faisaient des kilomètres juste pour voir ça.
Dışarı çıkıp çılgınlaşsan bile yine de en çok eve gidip oğlunu görmek için heyecanlanacaksın.
Et même quand tu sors pour faire la folle, la chose qui t'excite le plus c'est de rentrer voir ton fils.
Görmek için bir fırsat isterdim.
J'aurais aimé avoir eu la chance de le découvrir.
Ghost'u görmek için biraz beklemen lazım.
Tu attendras pour aller voir Ghost.
Seni görmek için cesaretimi topluyordum.
Je cherchais le courage pour venir te voir.
Görmek için biraz beklemen gerekiyor.
Il faut attendre un peu pour le voir.
Tepedeki peri koltuğuna bıraktık ve gece boyunca nöbet tutup küçük halkının onu geri alıp sevgili bebeğimizi bırakıp bırakmayacaklarını görmek için izledik ama sabah olmadan hemen önce şu kadını gördük.
Nous l'avons mis dans le siège des fées sur la colline. et l'avons surveillé toute la nuit, messieurs. afin de récupérer notre enfant chéri une fois que les fées nous l'auraient rendu.
Kocanın ne yaptığı umurumda değil. Seni görmek için geldim.
C'est vous que je viens voir.
Daha iyi görmek için yakınlaştıracak olursak Philadelphia'dayken uğradığı noktaları görebiliriz.
Si je zoome, on voit où il est allé dans Philadelphie.
Gezide gideceğimiz yer, gün batımını görmek için en iyi yerdir.
Pendant la croisière, nous découvrirons le meilleur endroit pour le coucher de soleil.
- Yeni piyesini görmek için can atıyoruz.
- On a hâte de voir ta dernière œuvre.
O inançlı biri olmadığı için, seni görmek için olduğunu tahmin ediyorum.
Vu qu'il n'était pas croyant, ça devait être pour te voir.
O puştu görmek için sabırsızlanıyorum!
De voir ce salopard!
Daha egzotik yerler görmek için yazılmıştım.
Je me suis enrôlé pour voir plus de lieu exotiques.
Bayan Towler'ı görmek için geldim.
Je suis la pour voir Miss Towler.
Sizden neler koparabileceklerini görmek için sizi ölçüp biçiyorlar.
Il cherchent suivant ce qu'ils peuvent vous prendre.
Sizden neler koparabileceklerini görmek için sizi ölçüp biçiyorlar. Yaşamak için sizi nasıl kullanabilecekleri konusunda da.
Ils t'évaluent par ce qu'ils peuvent tirer de toi, et comment ils peuvent t'utiliser pour survivre.
Sizden neler koparabileceklerini görmek için sizi ölçüp biçiyorlar.
Ils vous évaluent suivant ce qu'ils peuvent vous prendre.
Sizden neler koparabileceklerini görmek için sizi ölçüp biçiyorlar. Yasamak için sizi nasil kullanabilecekleri konusunda da.
Ils vous évaluent suivant ce qu'ils peuvent vous prendre, comment ils peuvent vous utiliser pour survivre.
Ben de hemfikir olduğumuzu görmek için sana aktaracağım.
Je vais vous le répéter pour voir si nous sommes d'accord.
Annemi görmek için eve gidiyorum.
Je rentre chez moi voir ma mère.
Hey Maggie. Bayan Greggory seni görmek için burada.
Maggie, Mlle Greggory vient te voir.
Ta Ohio'dan o kadar yolu sırf beni görmek için mi geldiniz?
Vous avez fait le chemin depuis l'Ohio pour me voir?
İkinizin annesinin de ödül alışınızı görmek için buraya gelmesi çok iyi.
C'est sympa que vos deux mères viennent à votre remise de prix.
Herkesin uçabildiğini bildiği bir adamın uçtuğunu görmek için 10 yıl bekledim be.
J'ai attendu dix ans pour voir un gars dont tout le monde sait qu'il peut voler, voler.
Beni görmek için çok uzun bir yoldan geldiler.
Ils viennent de loin pour moi.
Annen seni görmek için sabirsizlaniyor.
Ta mère se désespère de te voir.
Sör Fletcher'ı görmek için geldik, bizi bekliyor.
Nous sommes ici pour voir Sir Fletcher, il nous attend.
Şehrin Parlak Işıkları'nı görmek için kim can atıyor?
Donc, qui meurt d'envie d'aller voir Brigh Lights?
Buraya seni görmek için gelmedim.
Je ne suis pas vraiment là pour te voir.
- Beni görmek için uğramışlar.
- Ils sont passés me voir.
Bono ile yapacağı konseri görmek için sabırsızlanıyorum.
J'ai hâte de voir son concert avec Bono.
Kimi görmek için koşturuyordun?
Tu es partie en courant pour voir qui?
Onu bir daha görmek istiyorsan, benim için bir şey yapacaksın.
Si tu veux le revoir, tu feras quelque chose pour moi.
Hayır, seni görmek istediğim için geldim.
Non, je suis venu parce que je voulais te voir
Nico'yu görmek ve doğum gününü kutlamak için hızlı bir ziyaret yapayım dedim.
C'est un voyage imprévu, pour voir Nico, et fêter son anniversaire
Liam'ın beyninde bu toksinlerin var olup olmadığını görmek istiyoruz ve bunu yapmak için de omurgasından bir miktar sıvı almamız gerek.
Nous voulons savoir si certaines de ces toxines sont dans le cerveau de Liam, et pour le découvrir, nous devrons prélever du liquide de sa colonne vertébrale. Désolée.
Bu senin için zor olmalı. Oğlunu bu kadar duyarlı görmek ve benimkinin kaba bir dil kullanması.
Ce doit être dur pour toi de voir que ton fils si impressionnable traîne avec le mien qui jure comme un charretier.
Bu rezalete son vermek için Chester'ı hemen görmek istiyorum!
Tu sais quoi? J'ai trop hâte de voir Chester!
Babanı çaresiz ve kan kaybederken iki serseriye kızını bağışlamaları için yalvarırken görmek.
Regarder ton père qui est impuissant et blessé, Ils ne l'ont pas fait
Bu acı dolu Babalar Günü'nde hepinizi burada görmek benim için çok anlamlı.
Cela compte beaucoup pour nous de vous avoir ici en ce très douloureux jour de la Fête des Pères.
Bunu görmek zorunda kaldığın için üzgünüm.
Je suis désolé que tu es su cela
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
görmek 28
görmedim 301
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
görmek 28
görmedim 301