Güneyden traduction Français
349 traduction parallèle
Sarı El'in Cheyyenleri ile beraber güneyden.. Oturan Boğa'ya katılmak için geldiğini söylüyor.
Il dit que Main Jaune arrive du sud avec ses Cheyenne... pour rejoindre Sitting Bull.
Eski bir arkadaş olduğunu söylersin. Güneyden. Niye, elini yüzünü yıkamadın?
Dites que je suis une amie d'enfance... du Sud.
Güneyden 200 adam geliyor ve hepsi bu işi alırlar.
On a d'autres candidats.
Bir kuşa güneyden kuzeye giden yol anlatılmıyor ki.
Il ne distingue pas le Nord du Sud.
Jeb Stuart güneyden kuşatma yapacak. Kuşkusuz.
L'ordre est de se concentrer au pied de cette colline à Big Round Top.
Barbarlar güneyden işgal ediyor.
Les barbares arrivent du sud
Anguilla'nın rüzgar alan kıyısına güneyden yaklaşacaksınız. Yaklaşık 3 kilometre kadar.
Vous longez la rive d'Anguilla à 3 km de la pointe...
Ama savaş bütün parayı Güneyden alıp götürdü.
Mais la guerre a pris tout l'argent du Sud.
Sabahleyin güneyden Silver City'ye bir posta arabası var.
Il y a une diligence pour Silver City demain matin.
- güneyden gelen mimarlarız.
- Nous sommes architectes.
Ve bahar geldiğinde, Kuzeyden yapılacak saldırı hazırlığı güneyden olacak.
C'est une offensive du Sud, et non du Nord, qui aura lieu.
Kuzey veya güneyden sıkı bir hamle olursa Diaz ihtiyar bir öküz gibi yıkıIır.
Une poussée et Diaz tombe comme un toro estoqué!
Huerta, Pancho Villa'nın desteği ile kuzeyden ve sen General, güneyden bastırınca
Huerta et Villa poussant au nord...
Güneyden geldiğinden beri... sürekli bela peşinde koşar.
Depuis qu'il est arrivé du Sud, il n'a pas arrêté de chercher la bagarre, ça le démange.
Doğudan ve batıdan, kuzeyden ve güneyden, her şeyleriyle geldiler, koyunlarını sığırlarını ve develerini önlerine kattılar.
De l'est et de l'ouest, du nord et du sud, ils vinrent chargés de tous leurs biens, conduisant leurs moutons, conduisant leurs bœufs, et leurs chameaux devant eux.
Kuzeyden, doğudan ve güneyden, aynı anda, şaşırtacağız.
Par le nord, l " est et le sud en même temps.
General Della Rovere burada! Güneyden Badoglio ile birlikte.
Le général Della Rovere est arrivé, un partisan de Badoglio, il vient du sud.
General Santa Anna, zorba saltanatına karşı koyan herkesi ezerek, güneyden onlara doğru yaklaşıyordu.
Le généralissime Santa Anna déferlait vers le nord dans leur direction... écrasant quiconque s'opposait à son régime tyrannique.
Yanında, 1000 tane adamı var gelecek hafta güneyden buraya hareket edecekler.
Il a réuni près de mille hommes... et devrait prendre la route du sud au début de la semaine. Mille?
Pompey'in şu anda 20 mil batımızda kamp kurmuş olduğunu... Lucullus'un ordusunun da cebri gece yürüyüşüyle... güneyden buraya doğru yaklaşmakta olduğunu... bilmek, cesaretinizi takviye edebilir.
Ça peut fortifier votre courage de savoir... que Pompée bivouaque à quelque 30 kilomètres à l'ouest de nous... et que l'armée de Lucullus approche du sud... par marche forcée de nuit.
Onlar bize Güneyden aldığımız eski model tüfeklerin yerine yeni model tüfekleri devamlı tedarik etmeyi teklif ediyor.
Ils fourniraient régulièrement des armes récentes à la place des vieux fusils qui arrivent du sud.
Güneyden çok uzaklarda.
A des lieues d'ici, vers le sud.
Nereden döndün? Güneyden mi?
Où as-tu fait la guerre?
Adamlarınız güneyden bizi korur mu?
- Nous le savons. Conduisez vos hommes vers un abri plus au sud.
Güneyden alamaz mısın?
Prélevez-en au sud.
Peki, güneyden adam al, üç bölümden birini. Kuzeyi takviye et.
Bromhead, une section du rempart sud... pour renforcer le rempart nord.
Ya yine güneyden gelirlerse?
Mais s'ils attaquent au sud?
Hayır, daha güneyden.
Oh non, plus au sud.
Efendim, güneyden yaklaşan bir atlı var.
Un cavalier arrive par le sud.
- Bunu güneyden kuzeye söyleyebilirim.
- Je connais le Sud et le Nord.
- Güneyden Milliyetçi Parti...
- Le parti nationaliste...
Rüzgar, güneyden saatte 25 kilometre hızla esecek.
Vent du sud-est soufflant à 25 km / h.
Güneyden ve kuzeyden dar sokağa ayrılıyor.
Il donne sur une avenue. Descendez l'avenue Bloomingdale.
Bir kurdun çağrısını duydum. Vahşi yaban domuzu ve geyik sürüsü... güneyden yaklaşıyor.
J'ai entendu les cris de loup, du côté du soleil, approchent sangliers
Biz, 1500 yıldan bu yana Roma'ya güneyden giren ilk işgal ordusu olacağız.
Nous serons la première armée victorieuse... à entrer dans Rome par le sud depuis 1500 ans.
Delilik bu... 1500 yıldır güneyden giren ilk fatih sen olacaksın.
C'est de la folie. Tu seras le 1 er conquérant à entrer dans Rome par le sud en 1500 ans.
Nil nehrine güneyden gelecek olan bu taşlar asla buraya ulaşmamalı.
Numérobis attend des pierres qui arrivent du sud par le Nil.
Göster. Efendim, eğer suya köprünün iki mil aşağısından yada yukarısından girebilsek Santa Elia'ya güneyden...
Si nous pouvions passer le ruisseau trois kilomètres avant ou après le pont, autour de la colline 418, puis entrer dans Santa Elia par le sud...
İki gün içinde Villa ve Zapata güneyden ve kuzeyden aynı anda saldırıya geçecek.
Dans 2 jours, Villa et Zapata attaqueront en simultané au Nord et au Sud.
Amerikalı ve güneyden gelen suçluların eylemleri sonuç yani güneyden gelip kuzeyde yaşayan ayaktakımı kimsenin yapmayacağı en pis işleri yapıyor.
Que l'Américain et les criminels venus du Sud soient un effet vient du fait que... les gens du Sud viennent dans le Nord faire les sales boulots dont ceux d'ici ne veulent pas.
'Rüzgar güneyden esmeye başlar...'Hadi, oku.
"Le vent du Sud se lève!" Déclame!
Earl Williams'a benzeyen birinin güneyden Cottage Grove ve Austen'e giden tramvayda olduğu rapor edildi..
Un homme répondant au signalement d'Earl Williams a été vu montant dans le tram Sud, coin Cottage Grove et Austen.
3-67, şüpheli görüş alanımızda güneyden, Venice'e doğru gidiyor.
WK7, nous avons localisé le suspect. On a pris au sud Vaness St., en quittant Sepulveda.
Rüzgâr güneyden esiyor.
Le vent dominant vient du sud.
Daha da beteri, güneyden geliyor olması.
Pire encore, il vient du sud.
Gulf Stream'den, güneyden geliyor.
Il a remonté le Gulf Stream depuis le sud.
Sen güneyden ben kuzeyden!
Au secours! Qu'y a-t-il?
Bronsky'nin adamlarını helikopterle güneyden getirmesini sağla.
Faites venir des hommes en hélicos.
Güneyden hızla yaklaşan bir araç var.
Il y a un véhicule arrivant à toute vitesse du sud.
Ama rüzgar kuzeyden değil, güneyden esse bu konuşmayı yapamayız.
Si les vents dominants avaient soufflé du sud au lieu du nord... Cette conversation n'aurait pas lieu.
İşte güneyden geliyor.
Le vent du sud se lève.
güney 137
güneyde 29
güneye 48
güney afrika 87
güneybatı 23
güney pasifik 33
güney amerika 163
güneydoğu asya 29
güney carolina 23
güney dakota 18
güneyde 29
güneye 48
güney afrika 87
güneybatı 23
güney pasifik 33
güney amerika 163
güneydoğu asya 29
güney carolina 23
güney dakota 18