English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ G ] / Güzellik

Güzellik traduction Français

3,504 traduction parallèle
Güzellik salonu var ve ve işimi yönetmekle oyalanırım.
J'ai le salon et.. .. et je commence à me faire à la gestion.
Ama erkekler elde edemeyecekleri bir güzellik görünce öyle derler.
Mais les mecs disent ça quand quelque chose est beau mais inaccessible.
Hey, en azından güzellik yarışmasını kazanmam istenilmiyor.
Hà ©, au moins on ne m'a pas demandà © de gagner un concours de beautà ©.
Sanki güzellik yarışmasında.
Il s'agit d'un concours de beautà © pour eux.
Tamam, güzellik.
On se retrouve sur la piste de danse.
Ne güzellik.
Quelle beauté.
Clayton Tekstil'in Bayan 1959 güzellik yarışması ya tüm ülkede canlı yayınlanır ya da...
Clayton textile, Miss 59 reconstitution historique L'un comme l'autre vivrons côte a côte ou non... Hoss.
Güzellik yarışması yüzünden hala inceleme altındayız.
Depuis le concours on essaie de se sortir du trou.
Geçen haftanın boks maçının ve canlı yayınlanan 1959 yılı güzellik yarışmasının reytingleri çok yüksekti.
Notre match de boxe la semaine dernière et l'évènement télévisé live de Miss 59 ont été hautement suivi.
"Gizemli Güzellik" kulağa hoş geliyor, değil mi?
La beauté mystérieuse, ça sonne bien, non?
Benim de böyle bir güzellik karşısında dilim utulmuştu.
- Je sais, devant tant de beauté, je reste coi.
Bu ne güzellik...
Une si jolie...
Güzellik değil.
Pas la beauté.
Nadide bir güzellik.
Une rare beauté.
Amigo, Mystic Falls güzellik kraliçesi 3 sınıf seksek şampiyonu.
Pom-pom girl, Miss Mystic Falls, championne de marelle.
Gerçek güzellik.
D'une beauté authentique.
Şahsen Mystic Falls Güzellik Kraliçesi'yim de.
J'ai été miss Mystic Falls.
Onu duydun, üzgün güzellik falan.
Tu l'as entendu, beauté épineuse, bla bla.
- Önemli olan güzellik değil.
Ce n'est pas pour être joli.
Yani, zeka ve güzellik onda bir araya gelmiş.
Je veut dire, cerveaux et beauté pour celle la.
Şu güzellik salonlarından birine girmiştim.
Tu vois, travailler dans un salon et...
İşte oldu. - N'aber güzellik.
Te voilà.
Güzellik ve inek.
La belle et le geek.
"Jaguar, nihayet. Tamamen sahip olabileceğiniz bir güzellik."
" Jaguar, enfin, quelque chose de beau que vous pouvez réellement posséder.
Ama içten gelen bir güzellik çıktığında karşınıza derin duygular uyandırır. Çünkü, bir arzu yaratır. Doğası gereği, elde edilemez bir şeydir o.
Mais lorsque l'on rencontre une beauté profonde, cela éveille de profondes émotions parce que cela crée le désire, parce que c'est, par nature, inaccessible.
"Jaguar." "Nihayet. Tamamen sahip olabileceğiniz bir güzellik."
" Jaguar, enfin quelque chose de beau qu'on peut vraiment avoir.
Ben de sana bir güzellik yapayım.
Je vais te faire la même faveur.
- Selam güzellik!
- Salut, ma belle.
Biraz bana da ver güzellik.
Donne-moi ça, jolie dame.
- Hey güzellik!
Salut!
Çünkü sen güzellik ve zekayla lütuf edildin. Kadınlığına ve kültürüne, dünyada yükselebildiğin kadar yükselmeyi borçlu gibi hissediyorsun.
Comme tu es belle et intelligente, tu te sens obligée, pour les femmes et ta culture, de réussir coûte que coûte.
Yine de bazıları en çok arzulanan güzelliğin saklı güzellik olduğunu söyler.
Bien que... Certains disent que la beauté désirée est la beauté cachée.
Güzellik, koşulsuz sevgi, bedeninizle çevreniz arasında bir sınır olmadığını hissetmeye başlarsınız.
Ce sentiment de beauté et d'amour inconditionnel... il n'y a plus de limites entre ton corps et l'environnement.
Ve Mısır'dan başka bir güzellik daha geldi.
Et l'année où une merveille plus grande encore arrivait d'Egypte,
Fotoğrafçılıkta çok fazla güzellik var.
Donc... Il y a tant de beauté dans la photographie
Kız güzellik uzmanlığı olan bir Hitler.
C'est Hitler avec un BEP coiffure.
Güzellik yarışmalarına uygun olmak için bekçiler katılmıştım, ama 6 yaşındaki birisi için matematiği ağır kaçtı.
J'ai commencé le régime pour garder la taille mannequin mais c'était trop dur vu que je n'avais que 6 ans.
Baskı dediğin yedi yaşındayken Bayan Emekleyenler Panama Şehri güzellik yarışmasında kendini dört yaşındaymış gibi göstermektir.
La pression c'est de faire croire que tu as 4 ans alors que tu viens d'en avoir 7, au concour de "Miss Bambin Panama city".
- Hayatım güzellik tesadüf değildir.
La beauté n'arrive pas par accident.
Ne diye güzellik salonuna gidiyor ki?
Pourquoi diable doit-elle aller à l'institut de beauté?
Güzellik abidesi resmen.
C'est une beauté.
- Güzellik. - Selam.
Salut, poupée.
Cinayet için imkânı olduğunu da biliyoruz çünkü köpek güzellik yarışmasında basın kartı da varmış.
Il aurait pu être le meurtrier, il était accrédité au concours canin.
Benim adım Honey Boo Boo ve ben bir güzellik kraliçesiyim!
et je suis une reine de beauté!
Özellikle bu 8.5 metrelik güzellik 100bin dolardan fazla ediyor.
Avec cette beauté de 8 mètres, qui coûte environ 10 000 dollars.
Bu kıymetli güzellik bir zamanlar şehirdeki bir sürü kölenin sahibesiydi.
Le précieux bijoux était autrefois la Domina de nombreux esclaves dans cette ville.
Tanrılar böyle bir güzellik görmüş müdür hiç?
Les dieux ont-ils jamais admiré pareille beauté?
güzellik ya da erdeme sahip olamamışlardır.
"mais de la vérité, la bonté, la beauté et l'areté, que..."
Selam güzellik.
Salut, beauté.
Güzellik bu değil mi?
Elle est pas superbe?
Merhaba güzellik. - Merhaba.
Salut beauté.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]