Hareket ediyorlar traduction Français
296 traduction parallèle
Kendi başlarına hareket ediyorlar.
C'est d'avoir une vie à elles.
Sadece o insanların kuralları var ve bunlara göre hareket ediyorlar.
Non. Ils ont des principes comme vous et moi.
Neden böyle hareket ediyorlar?
Pourquoi s'agitent-ils comme ça?
Çok zekice hareket ediyorlar.
Ils sont intelligents.
Karanlık olduğunda hareket ediyorlar.
Ils bougent quand il fait sombre.
Askeri kurallara göre hareket ediyorlar, Frank. Bunu bana bırak.
Les tribunaux militaires ont leurs règles.
Peki neden göremiyoruz? Saatlerin kadranlarının ilerleyişini de görmüyorsun ama hareket ediyorlar.
On ne voit pas bouger les aiguilles des pendules, pourtant elles avancent.
Sanki bir suçluymuşum gibi hareket ediyorlar.
Ils me traitent comme un criminel.
Çok sessizce hareket ediyorlar.
Ils s'en vont très discrètement.
O ve Spangler birlikte hareket ediyorlar.
C'est un ancien complice de Spangler.
Hareket ediyorlar.
Ils bougent.
Bize göre çok hızlı hareket ediyorlar.
Ils se déplacent trop vite.
Hızlı hareket ediyorlar.
Ils bougent vite.
- Çok uzaklar ve hızlı hareket ediyorlar.
- Ils sont trop loin et trop rapides.
Hareket ediyorlar, canlılar mı?
Ils bougent, ils sont vivants?
- Şimdi hareket ediyorlar.
- 15 heures. Ils entrent en action.
Japonlar, Fransız Çinhindi'ni işgal etmek üzere güneye hareket ediyorlar.
Les Japonais marchent sur l'Indochine française.
Kocaman kütleler, dev savaş makineleri gibi karanlıkta hareket ediyorlar ve bir başka istila için manevra pozisyonu alıyorlar.
Des masses se déplacent dans le noir telles des machines de guerre. Elles se mettent en position en vue d'une autre invasion.
Doğuya doğru hareket ediyorlar sanıyorum, Midway'in uzağına.
ils ont du se deplacer vers l'est et s'eloigner de Midway.
Hareket ediyorlar ve sen de izliyorsun.
Les gens, les gens, les gens. Tout est violet.
Ama bombacılarının sayısına bakılırsa 3 üs gemisi ile hareket ediyorlar.
D'après le nombre de bombardiers, il y a trois bases astrales.
Hareket ediyorlar.
Ils nous font signe de nous poser.
Sanki hareket ediyorlar.
C'est comme s'ils bougeaient.
Birlikte uyumlu hareket ediyorlar, değil mi?
Ils bougent bien ensemble, n'est-ce pas?
Eski kilisenin orada. Ama onları yakalamak çok zor. Çok hızlı hareket ediyorlar.
A la vieille église, c'est dur de les attraper, ils glissent tout le temps.
Hareket ediyorlar!
Ils bougent.
Neden bu şekilde hareket ediyorlar?
Pourquoi tant de simagrées?
Beş oyuncu bir kişi olarak hareket ediyorlar.
Les cinq joueurs sur le terrain forment une unité. L'équipe.
O yüzden ha bire hareket ediyorlar.
C'est pour ça qu'ils bougent autant.
Daha tedbirli hareket ediyorlar.
- Leur méthode est plus subtile.
Birlikte hareket ediyorlar.
Ils fonctionnent ensemble.
- Yavaş mı hareket ediyorlar?
- Dites-moi, chef, ils vont au ralenti?
Şu Flannery'ler, hepsi birer yılan. Gecenin karanlığında hareket ediyorlar. Ve herkesi de suçluyorlar.
Les Flannery sont des serpents qui se faufilent dans la nuit et attaquent tout le monde par surprise.
Bakın, Pleistosen alüvyonda çok rahat hareket ediyorlar.
Ils se déplacent très facilement sous les alluvions du pléistocène.
Zirvesi 800 km olan bir yörüngede hareket ediyorlar gibi.
Il semble qu'ils soient en mouvement sur une voie orbitale.
Boyutlar arasında hareket ediyorlar.
Ils se déplacent dans une autre dimension.
Korkmadıkları zaman çok yavaş hareket ediyorlar.
Ils avancent lentement quand ils ne craignent rien.
Sanki sadece hoşlarına giden müzikle hareket ediyorlar.
C'est comme si uniquement une musique qui les touche peut les faire bouger.
Hayır, onlar sadece içgüdüyle hareket ediyorlar.
Non. Ils... ne suivent que leur instinct.
- Ama ağır hareket ediyorlar.
pinces sorties, elles ont l'air ralenties.
- Ve hızlı hareket ediyorlar ve savaş için toplanıyorlar.
Et ils se déplacent rapidement. Une expédition guerrière.
O taraftan hareket ediyorlar.
Ils viennent par là.
Ve sürekli sola doğru hareket ediyorlar.
Ils se déplacent vers la gauche.
Hâlâ hareket ediyorlar.
Ils avancent.
Daha güzel konuşup, daha zarif hareket ediyorlar.
Les gens sont plus doux, plus pacifiques. Leurs mots sont plus raffinés, leurs gestes plus gracieux.
Tamamen yabancı insanlara sadece hareket ediyorlar diye el sallama isteği güçlü değil mi?
Ce besoin qu'on a de saluer des inconnus qui ne font que passer est incontrôlable.
Yani aslında hareket mi ediyorlar?
C'est possible.
Çok rahat hareket ediyorlar.
Il semble prendre son temps. Ils ignorent peut-être notre présence.
Anladım, Pastor Kardeşler Maria Sokağı'na hareket ediyorlar!
Je vois, les Pasztor se déplacent vers la rue Maria!
- Hareket mi ediyorlar?
- Ils bougent?
Hareket ediyorlar.
En piste.