Hatırlıyorum da traduction Français
1,094 traduction parallèle
Saçları ağarmış biraz. Eski halini hatırlıyorum da. Küçük bir çocuk gibiydi.
Ses cheveux virent au gris, tu te rappelles à quoi il....... Ressemblait quand il a traversé pour la première fois?
Hatırlıyorum da bir keresinde giyinmiştim kızın birini basket maçına götürecektim.
Mais je me souviens... qu'une fois, je m'etais mis sur mon 31... pour emmener une fille a un match de basket.
İlk gitarını aldığı zamanı hatırlıyorum da... o zamanlar ikimiz birlikte takılırdık.
Je me souviens de sa première guitare. On jouait tous les deux.
En son Astroid fırtınasıyla karşılaştığımız zamanı hatırlıyorum da, yatakhanemiz havaya uçtuğunda aşağıda sandviç hazırlıyordum.
Je me souviens de la dernière tempête d'astéroïdes. J'étais allé me chercher un sandwich, quand j'ai entendu le dortoir exploser.
Sörf tahtamla ve kıyafetimle kumsalda koşmamı hatırlıyorum da.
Je me revois allant à la plage de bonne heure, avec ma planche et ma combinaison.
O günü hatırlıyorum da...
Et je me rappelle le jour où...
Geçen seferi hatırlıyorum da...
Je me rappelle la dernière fois.
Hatırlıyorum da
Je me souviens
Hatırlıyorum da uzun zaman önce, benim de bir annem vardı içimde, seninki için hissettiğin duygunun aynısını uyandıran.
Je me rappelle qu'il y a longtemps, j'ai eu aussi une mčre qui provoquait les męmes sentiments que vous éprouviez pour la vôtre.
Bir devlet okulu olan bizim oradaki öğretmenleri hatırlıyorum da...
Je me souviens des enseignants de mon école.
İlk buluşmamızı hatırlıyorum da, iki kısa filmi de kaçırmıştık.
A notre premier rendez-vous, on n'a pas pu voir les deux films prévus.
Özel Birlik'te olduğum zaman hatırlıyorum da, yüzyıllar önce olmuş gibi geliyor,
Je me rappelle, quand j'étais dans les Forces spéciales, on dirait qu'il y a un millier de siècles de cela.
Hatırlıyorum da...
Je me souviens...
Tegel'i hatırlıyorum da deneyim kazanacak, gözlemleyecek çoğu şeyi anlayacak bol bol vaktim oldu.
A la prison de Tegel, j'ai eu assez de temps pour vivre et observer les choses.
Berchtesgaden'de senin için verdiği o müthiş doğum günü partisini hatırlıyorum da...
Je me rappelle cette grande fête qu'il avait organisée pour vous à Berchtesgaden.
İlk karşılaşmamı hatırlıyorum da.
Cela me rappelle ma première joute!
Hatırlıyorum da André'nin ekibinde ilk çalışmaya başladığımda aktörlerin birbirlerini kutlamak için sarılmalarına bir türlü alışamamıştım. " Vay canına.
Quand je travaillais avec lui, j'étais sidéré de toujours voir les acteurs s'embrasser.
Hatırlıyorum da inanılmaz karanlık bir gecede... bir vahada kalıyorduk ve palmiye ağaçları rüzgârdan sallanıyorlardı ve uzaklardan Kozan'ın güzel bas sesini işitebiliyordum.
Je me souviens d'une nuit incroyablement noire, dans une oasis. Les palmiers frémissaient au vent, j'entendais Kozan chanter au loin, de sa magnifique voix de basse, et je tentais de repérer sa présence dans les dunes.
Annesi Norveç'te ünlü bir komedyendi. O akşam en az 400 kez "Hatırlıyorum da annem..." demiştir.
Sa mère était une actrice célèbre là-bas, et il a dit "Ça me rappelle maman" au moins 400 fois!
Hatırlıyorum da, Eddie amcanın cenaze yemeğinde Jenny teyze babamıza merhum kocasının nasıl biri olduğunu sormuştu, çünkü babamız onu iyi tanıyordu.
À la veillée pour Eddy, Jenny a demandé à papa ce qu'Eddie avait réellement été, car il le connaissait bien.
Hatırlıyorum da bir piyano barında otururken bir revü parçası istemişti.
Dans les pianos-bars, il demandait des airs de comédie musicale.
Hatırlıyorum da lisedeyken bana şöyle demişti :...
Je me souviens de ses conseils quand j'étais au lycée.
Hatırlıyorum da, başkan suikasta uğradığında başlarımızı eğip yas tutmuştuk ama yine de hayata devam ettik.
Je me souviens qu'après l'assassinat du président, nous nous étions inclinés, avions fait le deuil... et étions repartis de l'avant.
Kendi mezuniyetimi hatırlıyorum da...
Je me souviens de mon bal.
Hatırlıyorum da...
Je me rappelle...
Yani, hatırlıyorum da Walter ne isterse... Walter onu alır!
Rappelle-toi : ce-que-veut Walter... est-sans-mystère!
Hatırlıyorum da, bir defasında, genç bir İtalyan tenor arka arkaya 5 defa "let me like a soldier fall" u söylemişti. Her defasında tiz mi'yi çıkarmıştı.
Et je me rappelle qu'un soir, un jeune ténor italien fut bissé cinq fois, dans "Que je tombe en soldat", et qu'il atteignit le contre-ut à chaque fois.
Bir de onu arkadan takip edip aslında amacım bu olmasa da biraz casusluk yaptığımı hatırlıyorum çünkü onu hastalık derecesinde çok seviyordum.
Je la suivais alors à distance... et je l'espionnais...
Şimdi küçük bir kızken kendimi kanıtlamak için bir ya da iki kere patladığımı hatırlıyorum.
"souple, " arrangeante. " Enfant, je me rappelle avoir fait
Hatırlıyorum da, bir seferinde...
Je me souviens d'une fois...
Hatırlıyorum da, hemen gece yarısından önce
Bien avant ça
Trenimiz Riga'da istasyona yanaşırken... bana nasıl sık sık tutunduğunu hatırlıyorum.
Je la revois s ´ agrippant á moi dans le train, quand nous arrivâmes en gare de Riga.
İnsanlar için çok zor olmalı. Bir çocuk olarak hatırlıyorum, insanlar çok sayıda sevdiğini kaybettiler. Ama sen çıkma yaşındaydın.
Cela a dû être pénible de voir disparaître des proches, à l'âge où on sort.
Kendi balomu hatırlıyorum da.
À la fête de promo, j'étais accompagnée du capitaine de l'équipe de basket.
Afrika'da olduğum zamanlardan hatırlıyorum onları.
Je me souviens d'eux, lorsque j'étais en Afrique.
Molly'yi hatırlıyorum da...
Je me souviens, Molly...
Charles'ın doğduğu zamanı da hatırlıyorum. Yine çıkıp içmiş ve zom olmuştuk.
À la naissance de Charles, on a remis ça.
Sizi orayı soymak vazgeçirmeye çalıştığımı da hatırlıyorum.
Je me souviens aussi avoir essayé de t'en dissuader.
Özellikle Corinto'da spagetti yemek istedi, iyi hatırlıyorum, bir de yaban çileği tatlısı.
Elle avait commandé des spaghetti aux fraises des bois!
Seni kapıya kadar geçirdiğimi, sana güle güle dediğimi... dışarıda kaldığımı hatırlıyorum.
Je me souviens de t'avoir vue à la porte et de t'avoir dit au revoir, de m'être embarré dehors.
Hatırlıyorum da, beraberce bir taksi tutmuştuk.
Comme lors de notre arrivée à Cambridge où nous avions partagé un taxi.
Küçük bir kızken... hatırlıyorum, yatakta uzanmış... annemin aşağıda çaldığı piyanoyu dinlerdim. Ve babamın daktilosunun sesini.
Quand j'étais petite fille... je me souviens, je m'étendais sur le lit... et j'écoutais ma mère jouer du piano... et le bruit de la machine à écrire de mon père.
Hatırlıyorum da bütün erkek arkadaşlarım onun garnizondaki en sevimli kız olduğunu düşünüyorlardı.
Tous les hommes de ma compagnie trouvaient qu'elle était la plus belle fille de la garnison.
Onların o coşkusu ve enerjisi karşısında afalladığımı hatırlıyorum, ve ayrıca çok da dakiktiler.
Je me rappelle avoir été renversé par son exubérance... son énergie brute et sa ponctualité.
Hatırlıyorum da, bir at vardı, altın renginde bir tay.
un golden palomino.
Ve ertesi gün uyanıp da şaşkınlığa düşüşüşümü hatırlıyorum Hiçbir şey değişmemiş.
Le lendemain, j'ai eu un choc. Rien n'avait changé.
Hatırlıyorum da dışarı çıkardık ve " Sam, bak.
Dans la rue, elle disait toujours :
Hatırlıyorum ben çocuktum. - Bana da. - Barda oturuyorduk.
Il était décoré de la légion d'honneur.
Eğer tüfeği ateşlerse içeride yarım düzine insan var ve herhangi biri ölebilir ya da sakat kalabilir. " diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Je me souviens m'être dit que s'il tirait, les gens dans la salle pouvaient être tués ou estropiés à vie.
Hatırlıyorum, Central Park'da, bir sonbaharda nasıl da elbiseni yırtmıştın amma işti, itiraf etmeliyim...
Je me souviens De Central Park en juin De ta robe en lambeaux Quel fiasco, in-extenso.
Uzun zaman önce olsa da, Solveig..... Bana bir keresinde ne kadar kötü davrandığını çok iyi hatırlıyorum.
Bien que cela remonte à longtemps, Solveig, je me souviens très bien qu'une fois, tu m'as très mal traitée.