Hemen hemen traduction Français
108,757 traduction parallèle
Yürüyün hemen.
Allez. Allez-y
Hemen geliyorum.
Je descends.
- Hemen söyleyin bana!
J'ai l'immunité diplomatique.
Sınıfa, hemen.
Entrez, et en vitesse.
Tabii, hemen geliyorum.
Oui, j'arrive.
Hemen!
Maintenant.
Annen ölmüş. İki sene önce, biz gittikten hemen sonra.
Ta mère est morte... deux ans après notre départ.
Hemen dönerim.
Je vais revenir.
Hemen biletini, vizeni her şeyini gönderdiler.
10 jours!
Hemen Dr. Todd'a yardım etmeye gittim...
Je suis tout de suite allée aider le Dr Todd.
Gemiden atlamadan hemen önce ufaklık Theon'un yüzünü gördün mü?
Tu as vu le petit Théon, avant qu'il ne saute par-dessus bord?
Hemen yanında duruyorduk ama...
Nous étions à côté d'elle et...
Umarım hemen döner.
J'espère qu'il reviendra bientôt.
Hemen sıraya geçin!
La formation maintenant!
Demedim mi sana Clovis, buradan hemen gitmezsek birisi gelip...
Je te l'ai dit, Clovis, si on ne se tire pas d'ici, - quelqu'un va...
Biriniz, diğerine bir şekilde zarar vermeyi planlarsa hemen araya girmez miydi?
Et si l'une d'entre vous complotait Pour nuire à l'autre de quelque manière que ce soit, Ne serait--elle pas Honnorer d'intervenir?
Git! Hemen!
De suite!
Hemen!
Maintenant!
Hemen peşinden izlerler.
Et tous les vêtements derrière lui.
Gidin! Hemen!
Allez y!
Helikopteri getirin hemen.
Amenez l'hélico.
Elinde istihbarat olduğunu düşünüyoruz ve ona hemen ihtiyacımız var.
Tu as sûrement des informations cruciales.
Kocama hemen telefona -
Passez-moi mon mari tout de...
Sınırı geçmeden hemen önce söyleriz.
On leur dira au dernier moment.
İki eyalet uzaklaşsak da etrafımızı sardılar hemen.
Nous avons traversé deux États, ils étaient partout autour.
Hemen döneceğim hem.
Je serai de retour rapidement.
Hemen döneceğim.
Je reviens très vite.
Hemen geleceğim.
Je reviens.
Gitmeliyiz! Hemen şimdi!
Il faut se tirer, et vite!
Onu hemen bir travma cerrahına götürmemiz lazım.
Il lui faut un chirurgien, tout de suite.
Onları bulmalıyız, hemen şimdi!
Il faut les trouver tout de suite!
Evet, bir Manhattan daha ve sonra hemen bir tane daha getir.
Je vais prendre un autre Manhattan, et encore un autre d'avance.
- Toz at, hemen!
- Décolle, maintenant!
Ne olur hemen uyan J'onn.
S'il te plaît, J'onn, réveilles-toi bientôt.
- Hemen kalkıp gezmen normal mi?
Tu devrais être debout et marcher?
Sadece birkaç dakikaya ihtiyacım var. İçki, hemen.
Deux minutes me suffisent.
- Tabii, hemen yazarı suçla.
- Oui, c'est la faute du scénariste.
Duvara dayanın, hemen!
Contre le mur, exécution!
Hemen, dedim!
Exécution, j'ai dit!
Hemen!
Exécution!
Duvara dayanın. Hemen!
Mettez-vous contre le mur.
Dışarı çıkarın. Hemen.
Sortez-le de là.
Hedeflerin hemen girişte olduğu sanılıyor.
On risque de tomber directement sur les cibles.
Hemen döneceđiz.
On revient tout de suite.
Umarım öğle yemeğinden hemen sonra atlayabiliriz.
Nous pourrions les reprendre après le déjeuner.
Bu yüzden, Hennessey gidip bir şeyler yapmadan önce hemen harekete geçmeliyiz.
C'est pourquoi on doit agir avant qu'Hennessey parte et en fasse quelque chose.
Katie, oradan hemen çıkman lazım.
Katie, tu dois sortir tout de suite.
Hemen arabaya bin.
Maintenant montez.
Hadi, hemen gitmeliyiz.
Viens. On doit partir vite.
Hemen hemen.
Presque.
Pekâlâ çatlak. Otu ve şemsiyeyi hemen elinden bırak.
Le barjo, balance ton joint et ton ombrelle.
hemen 2202
hemen geliyorum 1105
hemen getiriyorum 62
hemen gel 42
hemen döneriz 46
hemen mi 140
hemen burada 39
hemen yap 44
hemen efendim 107
hemen buraya gel 121
hemen geliyorum 1105
hemen getiriyorum 62
hemen gel 42
hemen döneriz 46
hemen mi 140
hemen burada 39
hemen yap 44
hemen efendim 107
hemen buraya gel 121
hemen geliyor 182
hemen git 78
hemen geliyoruz 109
hemen dönerim 1049
hemen gidiyorum 89
hemen gelirim 72
hemen geleceğim 88
hemen şimdi mi 34
hemen şimdi 433
hemen döneceğim 450
hemen git 78
hemen geliyoruz 109
hemen dönerim 1049
hemen gidiyorum 89
hemen gelirim 72
hemen geleceğim 88
hemen şimdi mi 34
hemen şimdi 433
hemen döneceğim 450