Hepsinin traduction Français
4,776 traduction parallèle
Polisin sadece onlardan birine dava açmasından beri, kolej konseyi hepsinin yollanmasını doğru bulmadı.
Depuis que la police a décidé de poursuivre seulement un de ces garçons, le conseil de l'université ne sent pas justifié de supprimer les 10.
Hepsinin parasını vereceğim.
Je paye pour ça.
Ayrıca... 18 farklı parfüm kokladım,... dokuz farklı pasta tattım, hepsinin tadı aynıydı.
J'ai... j'ai senti 18 parfums différents, goûté 9 parts de gâteaux différents, qui avaient tous le même goût.
Konuşma. Şeyden bahsedelim... Bunların hepsinin anlattığı şey...
Parlons de... tout ce qui concerne... le meurtre!
Geri gelicem ve bi gün hepsinin tadına bakıcam.
Je reviendrai te le dévorer tout entier, tu verras.
Burt hariç hepsinin sicili temiz.
Ils ont tous un casier vierge sauf Burt.
Bu nedenle çocuğu bırakmanızı öneririm yoksa hepsinin gerekli yetkililere ulaşmasını sağlamak zorunda kalırım.
Je vous conseille de lâcher ce garçon, sinon j'enverrai tout aux autorités concernées.
Bugün de adamlar, o ticaret gemisine saldırırken ölecekler ve hepsinin bir yalan için olduğunu bilmeyecekler.
D'autres mourront aujourd'hui, en attaquant l'Andromaque, sans savoir que tout cela n'est qu'un mensonge.
Dönüştüğüm her sefer, ona ulaşmaya çalışıyorum, ve orda kocamı bulacağımı düşünüyorum, ve bunların hepsinin kötü bir rüya olduğunu.
À chaque fois que je me transforme, je tends la main, et je pense que je vais retrouver mon mari là-bas. et cela n'aura été qu'un mauvais rêve.
Peşinde oldukları şey arazimiz, hepsinin uğruna öldürdükleri şey, çamur.
S'ils convoitent la concession, c'est pour ça qu'ils tueront, pour de la boue.
Hepsinin bir hiç için yaşanmış olma düşüncesi...
La pensée que tout pourrait se terminer pour rien
Hepsinin acıklı bir hikayesi vardır.
Ils ont tous des histoires tragiques.
Tek yapmamız gereken hepsinin ne zaman olduğunu öğrenmek ve bir çizelge tutmak.
Il suffit de trouver quand elles ovulent, et de faire un calendrier.
Tam olarak kim olduklarını bilmek istiyorum. Hepsinin parmak izini istiyorum.
Je veux savoir exactement qui ils sont, je veux les empreintes de tout le monde.
Mahalledeki arabaların hepsinin alarmı ötmüştü. Ve sen de tam bana bakıyordun, tamam mı?
T'avais réveillé tout le quartier et toi, tu n'arrêtais pas de me regarder, comme si...
Hepsinin boğazı mı kurumuş?
Ils ont tous soifs?
Daniel, çok iyi biliyorsun ki. bazen tezini kanıtlamanın tek yolu diğer hepsinin yanlışlığını kanıtlamaktır.
Tu sais très bien que parfois, la seule façon de prouver ta thèse c'est de réfuter toutes les autres.
Hepsinin MTV'den nefret etmesini falan sağlamak gibi.
Comme les faire détester MTV Ou quelque chose?
Hepsinin arasında domates, biftek, salata artık ne olursa.
Entre chaque tranche, tu as la laitue, les tomates, la viande, ce que tu veux.
ve hepsinin üstüne, bir de baban...
Et enfin, votre père.
Nesnelerin hepsinin belli bir ortak rünik niteliği var. Bu da bir barona ait olduğuna işaret ediyor. Kral Harold Godwinson'ın maiyetinden yüksek derecede bir asilzadeye ya da.
La qualité des objets et certaines inscriptions montrent qu'ils appartenaient à un membre de l'escorte du roi Harold.
Bulduğu kadınların hepsinin yalnız yaşaması tesadüf olabilir mi?
Ce type est allé chercher 3 femmes mariées qui vivent seules.
Bütün listeyi eşeleyeceğiz ve hepsinin bir açıklaması olacak eminim.
Tous les gens de la liste seront irréprochables.
Bunların hepsinin anneciğinin fikri olduğunu söyleme sakın.
Me dis pas que ta mère est derrière tout ça.
Sadece hepsi korkmuş. Hepsinin sonu Okubo gibi olacak.
Ils ont tous peur de terminer comme Okubo.
Şimdiye kadar öyleydi. İnan bana ilk başlarda böyle iyidir ama daha sonra balıklar özgür kalmalı diyerekten hepsinin üzerine sifonu çeker.
Jusqu'ici, mais je te dis, elle commence a être bien, et elle videra tout les poissons dans les toilettes car ils doivent être libres.
Biliyorsun, hepsinin bağlantılı olduğunu düşünüyorum.
Je crois que tout est connecté :
Annesinin birçok kişiliği vardı ve hepsinin kendi olduğuna inanıyordu.
Toutes les 4 formaient son identité.
Hepsinin canı cehenneme.
Qu'ils aillent tous se faire voir.
Hepsinin sebebi neydi?
Quel était-il?
Hepsinin hain olduğunu duymuştum.
J'ai entendu dire qu'ils étaient tous des traîtres.
New Orleans'ı hepsinin elinden almam için bana yardım etmeni istiyorum.
Aide-moi à leur reprendre la ville, juste sous leur nez.
Tek sorun, Esther'in büyüsüne olan kanallar olarak hepsinin ayine katılması gerek.
Mais en tant que transmetteurs de la magie d'Esther, ils doivent participer au rituel.
Dikkatlilik, bağlılık, fedakârlık. Hepsinin yolu keşfin güzelliğine uzanıyor.
Précision, responsabilité, sacrifice, qui mènent tous au plaisir de la découverte.
- Yani okulum kapandığı için,... her sabah 6.00'da kalkmamın,... otobüste 45 dakika oturmamın,... arkadaşlarımdan ayrılmamın,... hepsinin senin yüzünden olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
- Et ce que tu essaies de dire, c'est que je me lève à 6h, m'assois dans le bus pendant 45 mins, me retrouve sans mes amis parce que mon école est fermé, tout ça à cause de toi?
Hepsi birer şeytandı. Hepsinin tek istediği psikolojik ve finansal temel arzularını bir çocuğun dudakları ve poposu yoluyla tatmin etmekti.
Tous des démons ne pensant qu'à satisfaire leurs désirs physiques et financiers les plus primaires grâce au rectum et aux lèvres d'un enfant.
Erkek kardeşim, nişanlım ve hepsinin botları çamurla doluyor.
Mon frère, mon fiancé, et la pensée qu'ils soient avec des bottes qui laissent entrer la boue...
Hepsinin ailesine mektup yazdım.
J'ai écrit des lettres à toutes leurs familles, et je suis très heureux de vous voir.
Hepsinin ölmesini istiyorum.
Je les veux tous morts.
Bence bunların hepsinin seninle bir ilgisi var.
Je pense que ça a tout à voir avec toi.
Hepsinin vaftiz babası gibi, okuduğumuz hiçbir bilgi... hiçbir şekilde objektif değil.
C'est genre le parrain, et aucune des informations que nous lisons ne peut prétendre à la moindre objectivité.
Hepsinin denetçisi sendin.
Vous avez été leur Whip.
Sanki aşağıda serin sulardan su fıskiyesi açılmış. ... ve aynı zamanda yukarıda havai fişekler patlıyor. Biz de hepsinin ortasında sallanıyoruz.
Comme si on était pris entre des cascades d'eau froide et des feux d'artifice.
Festivalde 22 kişinin enfekte olduğunu söylemiştin... bu kişilerin hepsinin ilk hasta ile direkt teması mı oldu?
22 personnes ont été contaminées au festival et toutes ont dû avoir été en contact avec le patient zéro?
Hepsinin yanında biri var.
Ils ont quelqu'un.
Şey, hepsinin bir çekiciliği var.
Ils ont tous leur charme.
Hepsinin 58'den sonra öldüğünü sanıyordum.
Ils n'ont pas disparu en 1958?
Hayır! Hayır, lütfen! - Bana hepsinin...
Pitié!
Şimdi hepsinin bir işi, maaşı ve doktorları var.
Maintenant, ils ont du travail, une retraite, des médecins.
O kardeş değil, hepsinin annesi!
Elle est à l'origine de tout!
Hepsinin.
Chacun d'entre eux.
hepsinin canı cehenneme 35
hepsi 500
hepsi burada 182
hepsi bu 3203
hepsini 400
hepsi yalan 92
hepsi bu kadar 752
hepsi benim 57
hepsi bu mu 684
hepsi senin olsun 16
hepsi 500
hepsi burada 182
hepsi bu 3203
hepsini 400
hepsi yalan 92
hepsi bu kadar 752
hepsi benim 57
hepsi bu mu 684
hepsi senin olsun 16
hepsi senin 86
hepsini istiyorum 28
hepsi mi 80
hepsi o 61
hepsine 52
hepsi bitti 104
hepsi doğru 60
hepsi o kadar 88
hepsi geçti 70
hepsi gitti 84
hepsini istiyorum 28
hepsi mi 80
hepsi o 61
hepsine 52
hepsi bitti 104
hepsi doğru 60
hepsi o kadar 88
hepsi geçti 70
hepsi gitti 84