English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ H ] / Herseyim

Herseyim traduction Français

160 traduction parallèle
Onlar benim herşeyim, çöp değiller.
C'est tout ce que j'ai. Et ça a une valeur.
Ama benim herşeyim!
Mais c'est tout ce que j'ai.
Cüzdan, kimliğim, herşeyim.
Portefeuille... Papiers d'identité.
Yoluma Allison çıkana kadar herşeyim vardı.
Tout allait comme je le voulais, jusqu'à ce qu'Allison arrive. Tout allait comme je le voulais, jusqu'à ce qu'Allison arrive.
Herşeyim var.
Tout le confort.
Herşeyim var.
J'ai tout.
Keşke eskisi gibi herşeyim olsa.
J'avais tout ce que je voulais.
Herşeyim var.
Je ne manque de rien.
Herşeyim var.
Il ne me manque rien.
Artık yaşadığımı hisediyorum. Herşeyim canlı. Bazen inciniyorum ama umrumda değil.
Je me sens vivre enfin.
Pekala, sana söylediğim herşeyim anladın, değil mi hayatım?
Tu as compris ce que je t'ai dit.
Sakın düşürme. Oradakiler benim davadaki herşeyim.
Il y a là-dedans tout mon dossier.
Ailem benim herşeyim.
Ma famille est tout pour moi.
Herşeyim.
Tout.
Henrietta benim herşeyim, Dulcie.
Henrietta est toute ma vie, Dulcie.
Herşeyim var.
J'ai tout ce que tu veux.
Lucinde zaten herşeyim, ve o herşeyimse bir başka "şey" daha eklemek manasız.
Lucinde est tout, on ne peut rien ajouter à tout.
Sevgili annen öldüğünden beri sen benim herşeyim oldun.
Depuis la mort de ta mère, tu es tout pour moi.
Fiyatını söyle, herşeyim var Acele et, bitiyor
Choisis un prix, j'ai de tout Vite, tout disparaît
El çantam, herşeyim içinde.
C'est mon sac à main. Y a toutes mes affaires dedans.
Herşeyim Elaine'in evinde.
Tout est resté chez Elaine.
Başka herşeyim yerinde!
A part ça tout va bien.
Cruchot, herşeyim sana feda.
Cruchot, demandez-moi tout ce que vous voudrez.
Tanrı aşkına, seni seviyorum! Sen benim herşeyim oldun!
Je t'aime, tu es tout pour moi!
Paul... herşeyim sana emanet..... ben geri... alana kadar.
Paul... occupe-toi de mes affaires jusqu'à... mon retour.
"Geri alana kadar herşeyim sana emanet."
"Occupe-toi de mes affaires jusqu'à mon retour."
Herşeyim gitti.
J'ai tout perdu.
Çantalarıma bakabilirsin, herşeyim hazır.
- Rends-la-moi.
Burası benim herşeyim.
C'est tout ce que j'ai.
Zevklerim, herşeyim... sen öldükten sonra bedenimde hapsoldu... ve senin onaylamadığın ve güldüğün şeyleri bile sakladım... kitaplar, fotoğraflar ve diğer şeyler.
Et tous les trucs que j'aime... Après ta mort, j'ai retrouvé des choses dans ma malle... qui avaient été mises là parce que tu n'aimais pas... des livres, des photos, des affaires.
Ben yaşlı bir kadınım. O benim herşeyim. Ona zarar verme, duydun mu?
Il est tout pour moi, ne lui faites pas de mal!
Herşeyim!
Toutes mes affaires!
Babam, bütün dünyamdı ve o gidince herşeyim gitti.
Mon père était tout pour moi et quand il m'a quittée, je n'avais plus rien.
Bunun için donanımlıyım. Yaptığım iş bu. Herşeyim var.
Tout est compris : chaises, ring.
Bütün herşeyim enkaz altında kaldı.
Je n'ai plus qu'une maison en ruine et un tas de malheurs!
İhtiyacım olan herşeyim var.
J'ai tout ce qu'il me faut.
Güneş yağı dışında herşeyim var!
Il y a tout mais l'écran solaire - macache.
Herşeyim buna bağlı. İstatistiklerimin mahvolmasına izin vermeyeceğim.
J'ai beaucoup investi là-dedans.
Muhteşem bir akışkan deri keşfi yapmasına ramak kalmış bir bilim adamıydım ta ki herşeyim benden alınana kadar.
Mon nom est Peyton Westlake. J'étais un scientifique sur le point de découvrir une peau liquide, jusqu'au jour où ils ont tout emporté.
Benim ilk... benim son... benim herşeyim.
Ma première... ma dernière... tu es tout pour moi.
O benim herşeyim.
Je n'ai qu'elle sur terre.
- Zeyna, sen iyisin. - İyiden başka herşeyim, Anne.
- Xena, ça va?
Berlin'de herşeyim vardı.
J'avais tout à Berlin.
Çocukken herşeyim şekerdi. Öyleydi...
C'était mon obsession étant gosse.
Bu ne demek olur ki? Böylece herşeyim olacak, Jerry ile beraber olmuş olacağım ama kadın olduğu için onunla seks yapabilecek miyim?
Ça veut dire qu'elle peut me donner autant que Jerry, et qu'en plus, je peux lui faire l'amour?
Herşeyim bu kadar, Barry.
C'est tout ce qui me reste.
- Aslında benim herşeyim olan.
Qui signifie tout.
O benim herşeyim.
Laisse-le vivre.
Ama 3000 yılında herşeyim vardı.
Mais en l'an 3000, j'avais tout :
Salmadan önce herkesi uyarmalısın. - Ağzım burnum herşeyim açıktı.
Préviens quand tu dois en lâcher un.
Herşeyim tamam zaten... - benimle gelmene gerek yoktu.
Tu n'as pas besoin de venir avec moi, je me débrouillerai.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]