Inşa traduction Français
6,330 traduction parallèle
- Batı iskelesinde yeni gemiler inşa ediyorlar ve insanların mallarını pazara götürmesini zorlaştırıyorlar.
Ils fabriquent des navires sur le quai Ouest. Rendant difficile l'accès au marché.
İmparator Hadrian, onların istilalarını engellemek ve bölgeyi kontrol altına almak için ada boyunca duvar inşa etti.
L'empereur Hadrien fit donc ériger un mur traversant l'île pour bloquer leurs attaques meurtrières et mieux régner sur la campagne.
Bizi içerde tutmak için duvarı inşa ettiniz.
Vous avez construit le mur pour nous tenir à l'intérieur.
Bakıldı, etkisiz hale getirildi, yeniden inşa edildi fıstık ezmesinden arındırıldı, çürütüldü kısırlaştırıldı, hadım edildi, yapım aşamasında, yeniden kutsandı suya batırıldı, sınır dışı edildi, kazıp çıkarıldı.
Expertisé, désamorcé, reconstruit. Plus recouvert de beurre de cacahuète, discrédité, stérilisé, castré. En cours, resanctifié, coulé, déporté et exhumé.
Çünkü sokaklarda bu çılgınlığın sona ereceği ve Vali Hutchinson'ın yeniden huzuru inşa etmesi için yardım edeceğiniz sözünü vereceksiniz.
Et bien, parce que en échange, Vous avez promis d'aider à mettre fin A cette folie dans les rues et aider le Gouverneur Hutchinson à restaurer la lucidité à Boston.
Şimdi bu arazi, finanse edilmiş evler inşa etmek için kusursuz yer.
Ce endroit est parfait pour construire des petites maisons subventionnees.
Karım, biz evlenmeden önce, Chicago'daki sanatçılar için böyle evler inşa etmişti.
Mon epouse construisait ce type de maison pour les artistes a Chicago avant notre mariage.
Şimdi bu arazi, finanse edilmiş evler inşa etmek için kusursuz yer.
Ce terrain est parfait pour construire des maisons subsidiees.
Merhum eşimin dernek için inşa ettiği evler bunlar.
Ce sont des maisons que ma defunte femme construisait pour les oeuvres.
Bana bir şeyleri inşa etmeyi öğretmen için.
Pour que vous m'appreniez à construire des choses.
Tabii sana inşa konusunda öğreteceğim şeylerin yanında yani.
Avec tout ce que je vais t'enseigner sur la construction.
Sonra birlikte inşa ettiğimiz yuvamıza geri döneriz.
Et après... on reviendra vivre dans le petit nid qu'on s'est fait
Eski huzurevinin üstüne ne inşa ediyorsunuz?
Qu'est-ce que vous bâtissez?
Ben inşa etmem, sadece yıkarım.
Je ne bâtis pas, je démolis.
Doğal afetlerden acı çekenlere ve yeniden inşa edecek gücü bulması gerekenlere.
Et à toutes les victimes de catastrophes naturelles... et doivent trouver la volonté de reconstruire.
Seni seminere davet ettirmek için elimden bir şey gelmez ama istiyorsan bir kale inşa edebiliriz.
Tu sais, Je ne peux rien faire pour te faire inviter au symposium, mais si tu veux... On pourrait construire un fort.
Ve kazandığınız tüm bahisler size bunu inşa ettirdi.
Et ces paris que vous avez gagné ont construit ceci.
Biz böyle şehirler inşa etmeyi yeniden öğrenene kadar kaç yüzyıl geçecek acaba?
Combien de siècles faudra-t-il pour bâtir à nouveau de telles cités?
Baelor, septini bunun üzerine inşa etti.
Baelor a bâti son septuaire autour d'elle.
Evet, burayı inşa eden insanlar kendilerinden sonra gelecekler için gösteriş yapmak istememiş. Ama Baelor, altın kaplamalı hilkat garibesiyle tam olarak bunu yaptı.
Ceux qui ont bâti cet édifice n'ont pas infligé leur vanité à leurs successeurs, contrairement à Baelor avec cette monstruosité au-dessus de nos têtes.
Henry! Dünya çocuklar tarafından inşa edilmedi. Bunu biz yaptık.
Henry, c'est nous qui avons bâti tout ça.
Kale inşa ediyoruz.
On se construit une forteresse.
Burayı babam inşa etti biliyor musun?
Mon père a construit cet endroit, tu sais.
# Duvarlarını inşa etmişsindir #
♪ Tu construis un mur ♪
İki adam Brooklyn Köprüsü'nü inşa edebilir miydi?
Peut-on construire un pont à deux?
Bu yüzden bir roket gemisi inşa etti.
Il a construit une fusée.
Satürn 5, insanoğlunun inşa ettiği en büyük roket.
Saturn 5, la plus grande fusée jamais construite par l'homme.
Son sekiz aydır onun her parçasını ellerimle inşa ettim.
Il m'a fallu huit mois pour la fabriquer.
Sizce bunların hepsi kendi kendine mi inşa oldu?
Tu crois que tout ça s'est construit par magie?
Yeniden inşa etmiyorlar.
Ils ne vont pas reconstruire.
Başkan bir susturma ve korku imparatorluğu inşa etti.
Le Président a bâti une culture du silence et de la peur.
Ama bu bizim seçtiğimiz hayat. Üzerine inşa ettiğimiz bağımız.
Mais c'est la vie que nous avons choisie.
oraya gideceğimizi söylerdik, yürüyüşe çıkıp, iyi bir yer bulup, bir kulübe inşa etmek.
On voulait y faire de la randonnée, construire une cabane.
Sana Taj Mahal gibi bir saray inşa edeceğim.
Je vous construirai un Taj Mahal, un palais.
Bana bir saray inşa edeceğini söylerdi.
Il avait dit qu'il me construirait un palace
- Eğer inşa ederseniz, gelecekler.
Si tu le construis, ils viendront. ( citation d'un film )
Yani, bir şeyler inşa ettim.
J'ai bâti quelque chose.
Birçok şey inşa ettim.
J'ai bâti un tas de choses.
Halkımızın şerefli ve huzurla yaşayacağı yeni bir dünya inşa etmelisin.
Vous devez en construire un nouveau où notre peuple vivra dans la dignité et en paix.
Vander'ın ne olduğunu bilmem ama onu inşa ettiği için memnunum.
Paraît que ce Vanderbilt, y se fait pas de bile.
Everett bence ailemizi yeniden inşa etmemizin vakti geldi.
Everett... Il est temps pour nous de reconstruire notre famille.
Cilve ve gülümsemelerle bir kale inşa etmiştim, oysa...
J'ai cru à une idylle, avec ces sourires et ces regards, et tout ce temps...
Şimdi, İkiz Kuleler inşa edildiğinde görünüşleri hakkında herkes karışık duyguların içindeydi fakat teröristler kuleleri yıkınca şehrimizin sembolü oluverdiler.
"Quand les tours jumelles ont été construites " il y avait des sentiments partagés sur leurs apparences, " mais quand des terroristes les ont détruites,
Hepimiz bir araya gelerek yeniden inşa ettik.
" Nous nous sommes regroupés, et nous avons reconstruit le site.
Yahudi yargıç o çöplüğü asla inşa ettiremeyecek. - Bakın...
Ce juge juif construira pas ces horreurs.
Güneş sistemlerini sırtımıza inşa ettiler ve bir milyon kardeşimizin kanı döküldü ama onların gözünde artık insan bile değiliz.
Ils ont bâti leur système solaire sur notre dos, en répandant le sang de millions de nos frères. Mais à leurs yeux, nous ne sommes même plus humains.
Hava kubbeleri için bir kafes inşa ediyordu.
Elle avait gravé des arbres sur le dôme.
Okulun içine bir bar inşa ettiniz.
Vous avez ouvert un bar dans une école.
İnşa edilmesi uzun sürmüş bir itibar.
Une réputation qu'elle a mis du temps à bâtir.
İnşa edecek bir duvarımız var.
On a un mur à construire.
İnşa et, insanlar gelecektir.
On le construit, et ils viennent.
insan 293
insanları 60
insanın 25
insanlar 521
insanların 77
inşallah 117
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanları 60
insanın 25
insanlar 521
insanların 77
inşallah 117
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51