Iyi değil misin traduction Français
182 traduction parallèle
Sorabilirmiyim, ama sen bu küçük arabayla iyi değil misin?
Vous êtes content de la coccinelle, non?
Neyin var? Bugün iyi değil misin?
Ça ne va pas, aujourd'hui?
Daha iyi değil misin?
Vous n'allez pas mieux?
İyi değil misin?
Qu'y a-t-il ma chère? Vous ne vous sentez pas bien?
İyi değil misin?
Tu ne te sens pas bien?
- Sen iyi bir öğrenci değil misin?
- Ne l'êtes-vous pas?
Sana tost ve kahve getirsem daha iyi hisseder misin? Kahvaltı etmedin farkındasın, değil mi?
Tu te sentirais mieux si je te préparais un café et des tartines?
Sen değil misin? Bu iyi işte.
Elle est bien bonne!
Tatlım, bu iyi değil. Doktora gitmek istemez misin?
Tu devrais peut-être voir un docteur.
Neyin var Rocco? İyi değil misin?
Ça va pas?
Nora, ne oldu? İyi değil misin?
Nora, tu ne te sens pas bien?
Peki, iyi misin, değil misin?
Tu as de la peine ou pas?
Aramızda iyi bir şey olduğunun farkında değil misin?
Ne comprends-tu pas que nous n'avons rien fait de mal?
- İyi değil misin?
- Vous ne vous sentez pas bien?
İyi değil misin?
Tu n'es pas bien?
- Neyin var? İyi değil misin?
Tu es malade?
Sen bu eyaletin en iyi ikinci silahşörü değil misin?
N'êtes-vous pas la 2e fine gâchette de l'Etat?
İyi bir Katolik kızı değil misin?
N'es-tu pas une bonne petite fille catholique?
Sana bu ülkedeki çalışan sınıfın % 6,7 sinin işsiz olmasının gerçek nedeninin, durgunluk veya ücretler ve hayat pahalılığı değil de... iyi tertiplenmiş, hesaplanmış ve akıllıca oluşturulmuş bir entrika olduğunu tartışmasız bir şekilde ispatlamamı ister misin?
Tu veux que je te donne une preuve indéniable... que 6,7 % des travailleurs de ce pays sont au chômage... pas à cause d'une récession, des salaires ou de l'inflation... mais à cause d'un complot organisé, calculé et très bien conçu?
- Benim için yeterince iyi değil misin? - Hayır.
Je ne veux pas entendre ça.
İyi değil misin yoksa?
Tu te sens mal?
Galaksisi'ndeki Googleplex Yıldız Düşünürü'nden daha iyi bir analist değil misin?
Et n'es-tu pas un plus grand analyste encore que le Méga-Superpenseur de la Septième Galaxie des Lumières Immaculées?
Sen iyi adam degil misin?
Le Bon, ce n'est pas toi?
İyi değil misin yoksa?
Ça ne va pas?
Sen iyi bir avukat değil misin!
C'est toi, le foutu avocat!
Bunun olabildiğince iyi olmasını istemiyor musun? Arkamda değil misin?
Tu ne veux pas t'assurer que l'émission est la meilleure?
Hastings, birden soldun? İyi değil misin?
Vous êtes tout pâle.
İyi değil misin?
Tu es malade?
İyi değil misin?
Tu as mal au coeur?
İyi değil misin?
Dis donc, tu ne vas pas bien?
İyi değil misin? Başın mı ağrıyor?
T'as mal au crâne ou quoi?
Sam, iyi misin? Hey, Tommy Gunn! Bazı silahların var değil mi?
hein?
İyi misin? Sana zarar vermedi, değil mi?
Il t'a fait du mal?
İyi bir konuşma modunda, mısın, değil misin?
Bon, dis-moi : en termes fleuris, tu es de mauvais poil, ou quoi?
Lordun, bu ülkede Nazilerin en değerli piyonu olduğunun ve bunun tek sebebinin iyi ve dürüst olması olduğunun farkında değil misin?
Comprenez que sa Seigneurie est le plus... précieux des pions dont les Nazis disposent... parce qu'il est droit et estimable.
- Ne? Çok iyi bir zaman değil biliyorum, ama... -... kenara çekebilir misin?
Le moment est mal choisi, mais si tu pouvais t'arrêter...
- İyi Ruh sen misin? - Tam olarak değil.
Êtes-vous la bonne fée de la forêt?
İyi değil misin?
Ca n'a pas l'air d'aller fort, hein?
- İyi misin? Sorunun yok değil mi?
- Allez, Albert.
- Sen iyi misin? Evet, bu benim kanım değil.
Oui, ce n'est pas mon sang.
- Solgunsun. İyi değil misin?
- Mais que vous êtes pâle!
İyi değil misin?
- Ça ne va pas?
Ona nazik olacaksın, değil mi Peder? Peder, sen iyi misin?
Vous serez sympathique avec lui, mon Père? Mon Père, vous vous sentez bien?
İyi değil misin?
- Juste pas mal?
En iyi arkadaşı sen değil misin?
Elle n'avait pas de meilleure amie que toi.
Tamam... hepsini duymak istiyorum... ama şimdi değil... iyi misin?
Tu me raconteras tout, mais pas maintenant. Tu vas bien?
Pekâlâ, şimdi iyi misin diye sorabilirim değil mi?
Bon, je peux te demander si ça va maintenant, hein?
Sen onun en iyi arkadaşı değil misin?
Moi? C'est pas toi, son meilleur ami?
İyi değil misin?
Mais ça va pas?
İyi değil misin?
Ça ne va pas?
- Bu yargılama aşaması değil.-Tamam. - Paul, sen iyi misin?
Paul, ça va?
iyi değilim 99
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi değilsin 46
iyi değildi 25
değil misin 154
değil misiniz 34
misin 24
mısın 19
iyi de 203
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi değilsin 46
iyi değildi 25
değil misin 154
değil misiniz 34
misin 24
mısın 19
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi davran 17
iyi dedin 60
iyi düşün 86
iyi de neden 21
iyi dinleyin 52
iyi düşünmüşsün 27
iyi durumda 31
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi davran 17
iyi dedin 60
iyi düşün 86
iyi de neden 21
iyi dinleyin 52
iyi düşünmüşsün 27
iyi durumda 31