Işe gitmeliyim traduction Français
308 traduction parallèle
Şimdi işe gitmeliyim.
Il faut que j'aille travailler.
Şey, ilk olarak yarın sabah işe gitmeliyim.
Je dois être au travail demain matin.
Neyse, artık işe gitmeliyim.
Il faut que j'y aille.
Artık işe gitmeliyim.
- Je vais au bureau maintenant.
Öncelikle, sarhoşlarla uyumaktan hoşlanmıyorum. İkinci olarak, çok geç oldu ve yarın erken kalkıp işe gitmeliyim. Sen de öyle.
Je ne couche pas avec un ivrogne, il est affreusement tard et je travaille demain... et puis il faut arrêter de coucher ensemble tous les jours.
Şimdi işe gitmeliyim.
Je pars travailler.
Şimdi işe gitmeliyim.
Il faut que j'y aille.
- Sabah işe gitmeliyim.
- Je travaille demain matin.
Leo, tatlım, işe gitmeliyim. Norma birazdan burada olur.
Leo, chéri, il faut que j'aille au travail, Norma va être là d'une minute à l'autre.
Her neyse, artık işe gitmeliyim.
De toute façon, je dois aller travailler, là.
Çarşafları değiştiririm, ama sonra işe gitmeliyim.
Je vais le préparer, ensuite, je pars au travail.
- Ben bittim ve yakında işe gitmeliyim
Allez, je dois bientôt travailler.
Evet, fakat işe gitmeliyim.
Je dois aller travailler.
Bak işe gitmeliyim bu yüzden gitmen gerekiyor.
Je vais travailler, pars quand tu veux.
- İşe gitmeliyim. - Tommy, canım.
C'est la vie, mon vieux!
Saat 5 : 00. İşe gitmeliyim.
17 h. Je dois aller travailler.
- Saat 5 : 00. İşe gitmeliyim.
- 17 h. Je dois aller travailler.
Yapamam. İşe gitmeliyim.
Et mon travail?
Hayır, hayır, işe gideceğim. Gitmeliyim.
Non, je dois aller à la caserne.
İşe gitmeliyim.
Il faut que j'aille travailler.
- İşe gitmeliyim.
Il faut que je m'y mette.
İşe gitmeliyim.
Je dois aller travailler.
İşe gitmeliyim.
Faut que j'aille travailler.
İşe gitmeliyim.
Je dois aller bosser.
İşe gitmeliyim. - Arkadaşın mı?
Je dois aller travailler.
Ben gitmeliyim, işe geç kaldım.
Je suis en retard pour le travail.
- İşe gitmeliyim.
- Je dois retourner travailler.
İşe gitmeliyim!
Tu me violeras plus tard.
İşe gitmeliyim.
Je vais travailler.
İşe gitmeliyim, yani...
Je dois aller travailler, alors...
Gitmeliyim. Baba işe gitmek zorunda.
Papa doit retourner au travail.
İşe gitmeliyim.
Il faut que j'aille au boulot.
İşe gitmeliyim.
Je dois aller au travail.
Afedersiniz, Şimdi işe gitmeliyim.
Je dois travailler.
Oh, tanrım, saate bak. İşe gitmeliyim.
Il est tard, je dois aller travailler.
- İşe gitmeliyim. - On dakika.
- Je dois aller bosser.
İşe gitmeliyim ve Mindy'e gözlerimi oydurmalıyım. Gevşe.
Je dois aller bosser et me faire arracher les yeux par Mindy.
İşe gitmeliyim.
Je dois partir au travail.
İşe gitmeliyim. İncelemem gereken büyük bir dinozor kemiği var.
Je file, j'ai un os de dinosaure à examiner.
İşe gitmeliyim.
Il faut que j'y aille.
İşe gitmeliyim.
Je dois y aller.
- Pekala, İşe gitmeliyim, ve... - Fevkalade.
- Mon travail m'attend...
İşe gitmeliyim. Hoşça kal!
Je dois aller travailler...
İşe gitmeliyim.
- C'est-à-dire?
İşe gitmeliyim.
Tenez.
İşe gitmeliyim.
Je vais allez travailler.
İşe gitmeliyim.
Je dois partir travailler.
İşe gitmeliyim.
J'ai du travail.
- İşe gitmeliyim.
- Faut que j'aille travailler.
İşe gitmeliyim.
Il faut que j'y retourne.
İşe gitmeliyim. Bugün ikiz doğurtacağım ama onlardan sadece bir tanesi benim.
Je vais mettre au monde des jumeaux, mais un seul est de moi.