Kabul etti traduction Français
2,997 traduction parallèle
Ellen Tanık Koruma Programı için tekrar ortadan kaybolmadan önce babamı bulmamda bana yardım etmeyi kabul etti.
Ellen était d'accord pour m'aider à retrouver mon père avant qu'elle ne disparaisse dans le cadre de la protection des témoins.
Özrümü kabul etti. Saf olma, Dexter.
Ne sois pas naïf, Dexter.
Max Morris ilk kez görüşmeyi kabul etti.
Max Morris a accepté sa toute première interview.
Sylvia, Duke'ün Northumberland'daki evinde verdiği partiye katılmayı kabul etti.
Sylvia a accepté de rejoindre la partie de campagne du Duc chez lui à Northumberland.
Saldırı ve Daniel'ın artan namı nedeniyle ev hapsi savımı yeniden düşünmeyi kabul etti.
Avec cette attaque et la popularité grandissante de Daniel, elle a accepté de reconsidérer l'assignation à résidence.
Douglas kampanyamda yöneticilik yapmayı kabul etti.
Douglas est d'accord pour être mon directeur de campagne.
Georgia Gibbons'la şirketi hakkında şişme yazılardan biri için görüşmeyi kabul etti.
Elle a accepté de discuter avec Georgia Gibbons pour une partie de commérages à deux.
-... ifade vermeyi kabul etti.
- Je vais le préparer.
Bireysel Emeklilik Fonu vergi davanda Teklif ve Uzlaşıyı kabul etti demek.
Donc, le compte de retraite individuel est d'accord pour une offre de compromis, sur ton dossier fiscal.
Daha yeni kabul etti.
Il vient de confirmer.
Britanya muhalefet için silah temin etmeyi kabul etti.
L'Angleterre veut bien fournir des armes à l'opposition.
Ona nakit 500 dolar yolladığımız takdirde Los Angeles'a gelmeyi ve Rusty'e tekrar annelik yapmaya başlamayı kabul etti.
Là, elle est d'accord pour venir à L.A. et reprendre son rôle de mère de Rusty tant qu'on lui vire 500 $ en espèces.
Aynen öyle. Adele beni arkadaş olarak kabul etti ama kızlarım etmiyor.
Et oui, Adèle a accepté d'être mon amie, et mes propres filles refusent.
Şu peşinde koşturduğum dövüşçü nihayet benimle buluşmayı kabul etti.
- Hmm? Le combattant que j'essaie de signer a enfin accepté de me rencontrer. Ça va arriver, bébé!
Şansıma kabul etti.
À mon grand étonnement, elle a accepté.
Brizia ona gerçeği söylemeyi neden kabul etti?
Pourquoi elle lui a dit la vérité?
Clay ısrar etti, ben de kabul ettim.
- Non, non, non. Cley a insisté, et j'ai accepté.
- Dorneget'in dişine dinleme cihazı taktığını kabul etti mi?
- A-t-il avoué avoir mis un micro à Dorneget?
Tek görgü tanığı, 10 yaşındaki çocukları, ifadesinden caydıktan sonra polis nihayet bulunan kanın tamamına DNA testi yapmayı kabul etti.
Aprés que le seul témoin, une enfant de 10 ans, se soit rétractée, la police a finalement accepté de faire des tests ADN pour tout le sang
Baban anlaşma yapmayı kabul etti.
Votre papa a consenti à passer un accord.
Torrio dışında herkes gelmeyi kabul etti.
Ils ont tous confirmé pour ce soir excepté Torrio.
Cinayetten 3 gün önce Leron'la kavga ettiğini kabul etti.
Il a avoué s'être battu avec Leron trois jours avant le meurtre.
Walter Harris, adam öldürme suçunu kabul etti.
Walter Harris est accusé d'homicide involontaire, crime passionnel.
- Kabul etti.
Elle a dit oui.
- Kabul etti!
[Ils scandent] Tous :
- Kabul etti.
Elle a dit oui! Elle a dit oui.
- Kabul etti!
Tous : Elle a dit oui!
Bayağı bir tartışmadan sonra yarın uğrayıp birkaç giysi almayı kabul etti.
Même s'il n'était pas bien d'accord, il viendra prendre des habits demain.
İşi kabul etti farz edelim, ortaya ne çıkmış olacak?
Et si il accepte, on suppose qu'il est quoi?
Solis davadan vazgeçmenin yanında emekli olmayı da kabul etti.
Solis n'a pa seulement abandonné les poursuites, mais il se retire définitivement du jeu.
- Anlaşmayı kabul etti.
- Il a accepté l'accord.
Onunla konuştum, ve hastanede yaptıklarının uyuşturucuyla bir alakası olmadığından dolayı sana bir şans daha vermeyi kabul etti.
J'ai parlé avec lui, et puisque ce que vous avez fait à l'hôpital n'a rien à voir avec la drogue, il est d'accord pour vous donner une autre chance.
Hem kulüp hem de kartel kabul etti.
Le Club et le Cartel on signé
Hepsi kabul etti.
Ils sont tous d'accord.
Romeo kabul etti.
Roméo a signé.
Erkekler bana çıkma teklif etti, ve ben de kabul ettim, evlenme teklif ettiler, ben de kabul ettim.
Les hommes me demandaient de sortir, et je disais oui, les hommes me demandaient en mariage, et je disais oui.
İngiliz Parlamentosu'ndan birkaç üst düzey üye bize yardım etmeyi kabul etti.
Nous avons plusieurs membres haut placés au Parlement britannique qui sont prêts à nous aider au Royaume-Uni.
Öyle görünüyor ki aniden Fas'dan sonra Dubai'deki turnuvaya davetini son anda kabul etti. İşte böyle.
Eh bien, il semble qu'elle a accepté une invitation de dernière minute pour jouer à un tournoi à Dubaï et un suivant au Maroc
Kurul sana daha agresif bir tedavi uygulama önerimi kabul etti.
La commission d'examen a approuvé ma recommandation de vous traiter avec une forme de thérapie plus agressive.
Aslında Ali'ye evlenme teklifi ettim, o da kabul etti.
En fait, j'ai demandé Ali en mariage et elle a accepté.
Francine'nin dairesinde olduğunu kabul etti, ancak bana onu öldürmediğini de söyledi ve onu inanıyorum.
Il a dit qu'il était dans l'appartement de Francine, mais il m'a dit qu'il ne l'a pas tuée, et je le crois.
O kadar sıra dışıydı ki, kız onunla evlenmeyi kabul etti.
Si éclatant, en fait... qu'elle accepta de devenir son épouse.
Kuzey-Güney Zirve Toplantısı'nda yetkililer, WTTC'de yarışmak üzere tek takım kurulmasını kabul etti ve temel prensipte anlaştılar.
Au cours du sommet nord-sud, nos dirigeants se sont mis d'accord pour les championnats du monde de tennis de table et ont posé des principes de base
Buranın yeri bende ayrı, çünkü buradaki insanlar beni olduğum gibi kabul etti ve sevdi.
Je prendrai en compte qu'il y a des personnes qui croient en moi, et il y a des gens qui m'aimeront pour ce que je suis.
dedi ama 10.doktor görüşmeyi kabul etti.
' Mais le 10e a approuvé.
Bobby amcam sondajı kabul etti.
Maintenant, oncle Bobby est d'accord pour forer.
Christopher zaten Venezuelalılara, gaz haklarını satarak ödemeyi kabul etti.
Christopher est déjà d'accord pour payer les Vénézuéliens avec ses droits de gaz.
Tiny Tony. BabasÄ ± onu inkar etti hatta, onun varlÄ ± Ä Ä ± nÄ ± kabul etmeyi bile reddetti.
Mini Tony, le père qui l'a renié, et qui refusait même de reconnaître son existence.
Parti olacağı sabah onunla konuşup para teklif etti ama o kabul etmedi.
Il lui a parlé le matin de la soirée sur le bateau, et lui a offert de l'argent, mais elle ne voulait pas le prendre.
Kabul etti mi?
A-t-il accepté?
O da kabul etti.
Elle a accepté.
kabul ettim 24
kabul etti mi 16
etti 29
ettim 71
ettin 18
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ediyoruz 31
kabul etti mi 16
etti 29
ettim 71
ettin 18
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ediyoruz 31