Kapı kilitli traduction Français
1,082 traduction parallèle
Hayatım, kapı kilitli.
Chéri, la porte est fermée.
Girin, kapı kilitli değil.
Entrez.
- Kapı kilitli değildi.
- La porte était entrouverte.
Kapı kilitli mi?
Le verrou est-il mis?
Umarım bu kapı kilitli değildir.
J'espère qu'elle s'ouvre.
Kapı kilitli.
C'est fermé.
Kapı kilitli. Kırın kapıyı.
- La porte est fermée à clé.
Dış kapı kilitli.
La porte est verrouillée.
Kapı kilitli, stor inikti.
- Porte fermée et stores baissés.
Girin, kapı kilitli değil.
Entrez. La porte n'est pas fermée.
Kapı kilitli ve içeriden sürgülüydü.
La porte était verrouillée de l'intérieur.
Kapı kilitli.
La porte est fermée.
- Gelemem. Kapı kilitli!
- Je ne peux pas, je suis enfermée.
- Bu kapı kilitli, neden?
Pourquoi est-ce fermé?
Springfield'e gidiyorum, bu ne demek biliyor musun? Kapısı kilitli olmayan bir odada uyuyacağım.
Je vais à Springfield, et vous savez, je dormirai dans une chambre sans verrou.
Kapıyı kilitli tut.
Fermez la porte.
- Kendi odamda ve kapım kilitli olarak.
- Dans ma chambre, le verrou fermé!
Kapı kilitli.
- C'est verrouillé.
- Burada olduğuna emin misin? - Kapı içerden kilitli.
- C'est fermé de l'intérieur.
İstersem arabasını çekebileceğini söyledi, ama iki kapıyı da kilitli bırakıp gitti.
Mais elle a fermé les deux portières.
Tora, arka kapının kilitli olduğundan eminsin değil mi?
Tora, la porte de derrière est bien fermée, n'est-ce pas?
Gelsinler. Camlar buğulu, kapılar kilitli.
Les vitres sont pleines de buée, les portières fermées.
Kilitli kapıları hiç sevmediğimi biliyorsun.
Tu sais que je déteste les portes fermées.
Kapı kilitli.
Venez..
Kapıyı kilitlemiş. İçeride kilitli kaldık.
Il a ferme la porte cle.
Hala içerideyse arka kapıyı aç, kilitli olabilir çünkü.
S'il y est encore, ouvre-nous la porte de derrière.
Bu gece hayatta kalmak istiyorsan, bu kapıyı da, pencerelerini de kilitli tutarsan iyi olur!
Si tu veux passer la nuit, mieux vaut pour toi fermer ta porte á clé et tes fenêtres aussi!
Tüm kapıların kilitli olduğunu göreceksin.
Toutes les portes sont verrouillées.
Plândaki sorun, bu kilitli kapı ve arkasındaki koruma.
Oui, mais cette porte est fermée à clé et il y a un garde derrière.
Kilitli bir kapının beni durduracağını sanıyorsa, yanılıyor!
Ce n'est pas une porte verrouillée qui va m'arrêter!
Sen ve Charles'ın dışarı çıktığı... bahçeye bakan mahzen kapısının... arkadan kilitli olup olmadığını hatırlıyor musun?
Qu'est-ce qui vous tracasse? La porte de la cave qui donne sur le jardin...
Evde biraz para var, kapılar kilitli uyumalıyız.
Celle par laquelle vous êtes sortis... êtes-vous sûr de l'avoir bien verrouillée?
Tüm kapılar sıkıca kilitli. Şimdi yat uyu.
Avec autant d'argent dans la maison, une porte ouverte!
Hep o kilitli kapıya vuruyorsun.
Tu frappes toujours aux portes condamnées!
Tanrım. Hep kilitli... -... kapılara vurduğumu söyledi.
Elle dit que... je frappe toujours aux portes condamnées.
Kilitli kapılar ardında bu kadar çok vakit geçiren birini daha görmedim.
C'est pas possible de passer sa vie à s'enfermer!
Ama kapılar kilitli kaldı.
Mais les portes restaient fermées.
Teras kapısı kilitli değildi, Ben de içeri girdim.
La porte de la terrasse était ouverte, je suis entrée.
Onu dışarı çıkardığında, derhal çık, tüm kapıların kilitli olduğundan emin ol.
En assurez-vous en le sortant de bien fermer la porte.
Ön kapı ve pencereler kilitli.
La porte d'entrée est verrouillée et la fenêtre est trop haute
İhanete uğramış hissediyorsun, ışığın çekimine kapılıp bir eve giren ve sonra içeride kilitli kalan bir kelebek gibi.
Et un jour, je suis partie. Madère, Corfou...
Öncelikle kapının kilitli olduğunu ve zincirin takılı olduğunu biliyoruz.
Mais... et la chaîne de la porte?
Acaba odanızla Bay Ratchett arasındaki kapı uyuduğunuz sırada kilitli miydi?
Est-ce que la porte donnant chez M.Ratchett était verrouillée de votre côté? Je crois que oui.
Onların iki kapısı var, biri ön, öteki arka, ve bir tane de tenis kortunun yanında asma kilitli olanı var.
Il y a 2 portails, devant et derrière, et un autre au court de tennis.
Şu memur bey kilitli kapıyı kırıp, içeri girdiğinde ahizeyi yuvasının dışında buldu.
Cet agent a trouvé le combiné décroché, en entrant chez elle. Félicitations!
Ağzına ateş edip bir yıllık dolgunu yapacağım. Kafana ateş edip, tek atışla bu kilitli kapıyı açabilirim.
Ferme ta gueule ou je te fais un plombage.
Geride kaldı artık kilitli kapılar ve boğulurcasına çığlıklar.
Plus de portes verrouillées ni de cris étouffés
Yarın kasvet görünüyor Kapısı kilitli bir oyun parkı gibi
Demain... Demain a l'air sombre, Un terrain de jeux toujours fermé
Kapısını neden kilitli tutuyorsun?
Pourquoi fermes-tu sa porte à clé?
Anahtar bende değil, kapı da kilitli.
Je ne l'ai pas. C'est fermé à clé.
Bak bakalım Ön ve arka kapıla kilitli mi Ben de o sırada yeni kambur kılığıma bürüneyim.
Vérifie que toutes les portes soient fermées tandis que je me glisse dans mon nouveau déguisement.
kilitli 171
kilitli mi 29
kilitli değil 17
kapı çalıyor 27
kapı açık 188
kapı açıldı 20
kapı çaldı 17
kapı orada 19
kapı açılır 17
kapı zili 19
kilitli mi 29
kilitli değil 17
kapı çalıyor 27
kapı açık 188
kapı açıldı 20
kapı çaldı 17
kapı orada 19
kapı açılır 17
kapı zili 19