Kaybedecek bir şeyim yok traduction Français
112 traduction parallèle
Çok şanslıyım. Kaybedecek bir şeyim yok.
J'ai de la chance et rien à perdre.
Biz mutluyuz, Bayan Romari. Çünkü sizin her şeyiniz var benim ise kaybedecek bir şeyim yok.
Nous sommes heureux parce que vous avez tout et que je n'ai rien à perdre.
Kaybedecek bir şeyim yok.
Je n'ai rien à perdre.
İnanmazsan kaybedecek bir şeyim yok.
J'ai rien á perdre si vous ne me croyez pas.
Daha fazla kaybedecek bir şeyim yok.
Je n'ai plus rien à perdre.
Kaybedecek bir şeyim yok, hayatımdan başka.
Je n'ai rien à perdre, hormis ma vie.
Kaybetmem çünkü hayatım dahil kaybedecek bir şeyim yok.
Je ne perds pas car je n'ai rien à perdre, même la vie.
Nasılsa kaybedecek bir şeyim yok!
Et bien, qu'ai-je à perdre?
Kaybedecek bir şeyim yok Thorn.
Je n'ai rien à perdre, Thorn.
- Öyle yapsalar bile, kaybedecek bir şeyim yok.
Ce sont eux qui ont quelque chose à perdre.
Eğer onu öldüremezlerse, kaybedecek bir şeyim yok.
Laissons faire ce samouraï vagabond, et tant mieux s'il tue Zatoichi.
Kaybedecek bir şeyim yok.
Je n'ai plus rien à donner!
Artık kaybedecek bir şeyim yok!
Je n'ai plus rien à perdre.
Bak, kaybedecek bir şeyim yok, tamam mı?
J'ai plus rien à perdre.
Umurumda değil. Kaybedecek bir şeyim yok.
J'ai rien à perdre.
Kaybedecek bir şeyim yok, kumandan.
Je n'ai rien à perdre, commandant.
Tamam. Kaybedecek bir şeyim yok.
J'ai rien à perdre.
Kaybedecek bir şeyim yok.
J'ai rien à perdre.
Kaybedecek bir şeyim yok, değil mi?
- Je n'ai rien à perdre.
Kaybedecek bir şeyim yok.
Je n'ai plus rien à donner.
Kaybedecek bir şeyim yok.
J'ai rien sur moi.
Kaybedecek bir şeyim yok, kazanacak da.
Rien à perdre, rien à gagner.
Yani kaybedecek bir şeyim yok.
J'ai rien à perdre, tu piges?
Kaybedecek bir şeyim yok.
J'ai trop de choses à perdre.
- Kaybedecek bir şeyim yok.
- J'ai rien à perdre.
Ve hukuk fakültesine gidemeyeceğim yani kaybedecek bir şeyim yok.
Je ne pourrai pas aller non plus en fac de droit... alors, je n'ai plus rien à perdre.
- Kaybedecek bir şeyim yok!
- Je n'ai rien à perdre.
- O halde kaybedecek bir şeyim yok.
- C'est peut-être parce que je n'ai pas grand chose à perdre.
O hâlde kaybedecek bir şeyim yok, değil mi?
Autant en finir pour de bon!
O şişkoyla görülecek bir hesabım var ve kaybedecek bir şeyim yok.
J'ai un compte à régler avec ce gros lard, et rien à perdre.
Şimdi söylerim. Kaybedecek bir şeyim yok.
Les autres peuvent en parler maintenant.
- Ne kaybederim ki? - Kaybedecek bir şeyim yok, dostum.
Bel instrument.
Zayıf bir ihtimal, bu farkederdi... ve kaybedecek bir şeyim yok.
Au cas où je pourrais jouer un rôle et parce que je n'ai rien à perdre.
- Kaybedecek bir şeyim yok.
J'ai rien à perdre.
İçinde ne varsa, kaybedecek bir şeyim yok.
quoi Que dans lui, j'ai rien à rien perdre.
- Benim kaybedecek bir şeyim yok, ha?
- Et je n'ai rien a perdre, c'est ça?
- Kaybedecek bir şeyim yok bebek.
- Je n'ai rien à perdre.
Yani Bay Logan, anladığınızı umuyorum ki... kesinlikle kaybedecek bir şeyim yok.
C'est pourquoi, M. Logan, vous comprenez bien que je n'ai absolument rien à perdre.
- Kaybedecek bir şeyim yok.
Je n'ai plus rien à perdre.
Artık kaybedecek bir şeyim yok, değil mi?
Je n'ai plus rien à perdre maintenant, hein?
Hayatım dışında kaybedecek bir şeyim yok.
" Ma vie étant compromise, je n'ai plus rien à perdre.
Hmmm.Kaybedecek bir şeyim yok.
- Je n'ai rien à perdre.
Kaybedecek hiç bir şeyim yok.
Je n'ai rien á perdre.
Marina, hiç bir şeyim yok. Kaybedecek hiç bir şeyim yok.
Marina, je n'ai rien à perdre.
Ben hayali bir karakterim. Kaybedecek çok şeyim yok.
Que m'importe, je ne suis qu'un personnage de fiction.
Sana yardım etmenin bana bir getirisi yok, ama kaybedecek çok şeyim var.
J'ai tout à perdre en vous aidant.
Kaybedecek bir şeyim yok!
- Je n'ai rien à perdre.
Kaybedecek bir şeyim yok ama senin var. Özellikle de, kolundaki izlerle.
Surtout avec ces belles traces sur ton bras.
Kaybedecek hiç bir şeyim yok.
Je n'ai rien à perdre
Tabi ki hayır. Kaybedecek bir şeyim yok.
Au contraire, c'est ce que je voulais.
Çünkü ben bir yahudiyle evliyim, Kaybedecek hiçbir şeyim yok.
Mon mari est juif, je n'ai rien à perdre.
bir şeyim yok 220
kaybettim 177
kaybettik 72
kaybettin 183
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybettiniz 25
kaybettim 177
kaybettik 72
kaybettin 183
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybettiniz 25