English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Korkuyordum

Korkuyordum traduction Français

1,821 traduction parallèle
Bunu söylemenden korkuyordum.
Je craignais cette réaction.
Galiba kötü haber alırsam, seni hüsrana uğratacağımdan korkuyordum.
Je crois que j'avais peur que... Si j'avais eu des mauvaises nouvelles, ça aurait été te lâcher.
Yıllardır karanlıktan korkuyordum ve o bunun için hiçbir şey yapmamıştı.
Ça fait des lustres que j'avais peur du noir, et mon père a rien fait contre.
Bunu söyleyeceğinizden korkuyordum.
Je craignais que vous ne disiez ça.
Korkuyordum.
J'avais peur.
Çok korkuyordum.
J'avais tellement peur.
Ben de bunun olabileceğinden korkuyordum.
C'est ce que je craignais.
Ama kimse benimle gelmek istemedi, ben de tek başıma gitmekten çok korkuyordum.
Mais personne ne voulait y aller avec moi.. Et moi j'avais la trouille d'y aller tout seul.
Düşürmek istedim, ama korkuyordum.
J'ai voulu le faire passer, mais j'ai eu peur.
Bana para vermeyeceğinden korkuyordum.
J'avais peur qu'il ne me double.
- Ben de bundan korkuyordum. Neden korkuyordun?
- C'est bien ce que je craignais.
- "Cehennemde" gibi korkuyordum.
- J'avais les chocottes de l'enfer...
Ama ben onlardan daha çok korkuyordum.
Mais j'ai encore plus peur qu'eux.
Çünkü benim üstümdün ve senden korkuyordum.
Parce que vous étiez mon supérieur et que je vous craignais.
Önceleri inanmak istemiyordum. Belki yine hayal kırıklığına uğrayacağımızdan korkuyordum.
J'avais peur d'une nouvelle déception.
Şey, bu haberden sonra sende şok etkisi yaratmasından korkuyordum.
J'avais peur que la nouvelle te fasse un peu un choc.
Son anda kaçmandan korkuyordum.
J'avais peur que tu te dégonfles.
Ve, ben neyi bekliyordum bilmiyorum. Neden korkuyordum bilmiyorum ama artık korkmuyorum.
Je ne sais pas ce que j'attendais, je ne sais pas de quoi j'avais peur, mais c'est fini.
Böyle bir şey olmasından korkuyordum.
Quand il a commencé à traîner avec ces garçons des favelas,
Bir şey söylemeye korkuyordum.
J'avais peur d'en parler.
Ses çıkarıp çocuğu uyandıracam diye korkuyordum bende.
Je craignais de le réveiller en bougeant.
İşte ben de bundan korkuyordum.
C'est exactement ce que j'essayais d'éviter.
Dün, annemlerin ayrılığım hakkında verecekleri tepkiden korkuyordum, değil mi?
Je veux dire, hier soir je redoutais la réaction de maman et papa à la rupture, exact?
Oraya gitmeye korkuyordum ancak görevim için hazırdım.
J'avais peur d'y aller, mais j'étais prête à faire mon devoir.
Üşüyordum ve korkuyordum.
J'avais froid... et j'avais peur.
Marta'dan korkuyordum ama sanırım onu kaybetmek istemedim.
Marta me faisait peur, mais je suppose que je ne voulais pas la perdre.
Söylemek istemediğim şeylerden korkuyordum.
J'avais peur des choses, que je ne voulais pas dire.
ben senin üzerine fazla gitmiyordum, geri duruyordum, çünkü kalçanı kırmandan falan korkuyordum.
Tu vois, j'y suis allé doucement avec toi, je me suis retenu, parce que j'avais peur de te casser une hanche.
Çok korkuyordum.
J'étais terrorisée.
Bense beceriksizdim, yanlış şeyi yapacağımdan korkuyordum.
J'étais mal à l'aise, terrorisée. J'ai tout fait de travers.
Çok güzel. Alkolik toplantılarından sonra bir şeyler yemen için peşinden koşacak olmaktan korkuyordum.
J'avais peur d'avoir à t'obliger à manger un truc de la catégorie des aliments alcoolisés.
- Ben de bundan korkuyordum.
Je craignais que ça arrive.
Gelmeyeceğinden korkuyordum.
J'avais peur que tu ne viennes pas.
Karar vermekten korkuyordum.
J'avais peur de prendre une décision.
Seni bir daha göremeyeceğim diye korkuyordum.
J'avais peur de ne jamais te revoir.
Yeşil kart ya da genel af için başvurmadım, çünkü beni geri göndermelerinden korkuyordum.
Hilda, je vais les faire. Ecoute, il faut que j'y aille. Depuis que j'ai commencé ici, elle agit comme si tout d'un coup je ne m'occupais plus de notre famille.
Önceleri, Marshall'ın ailesiyle yüzleşmekten korkuyordum. ... ve bütün işleri yapmak istemiyordum, ama şimdi buradayız... Marshall'ın ailesiyle yüzleşmek zorunda olduğumu anladım.
Ecoutez, avant j'avais peur d'affronter la famille de Marshall et je ne voulais pas me donner toute cette peine, mais... maintenant qu'on est là... je me rends compte qu'il faut que je fasse face à la famille de Marshall
Telefonlara cevap vermeye korkuyordum.
J'avais peur de répondre au téléphone.
Önceleri, Marshall'ın ailesiyle yüzleşmekten korkuyordum.
J'avais peur d'affronter la famille de Marshall et de faire tout ce boulot.
Son birkaç gündür sapık tecavüzcü beni takip ediyor diye korkuyordum.
J'ai passé ces derniers jours terrifiée à l'idée qu'un violeur timbré me suive.
Çünkü bilhassa sana ne kadar çok ihtiyacım olduğunu itiraf etmekten korkuyordum.
Surtout, car j'étais effrayé d'admettre à quel point j'avais besoin de toi.
O benim babam. Ve korkuyordum...
C'est mon père... et j'ai peur.
Beni tekrar görmek istemeyeceğinizden korkuyordum.
J'avais peur que vous ne vouliez plus me voir.
Tanrım, senden öyle korkuyordum ki...
Putain, j'avais si peur de vous.
Polisten korkuyordum, elde ettiğim herşeyi kaybetmekten korkuyordum.
J'avais peur de la police, peur de perdre tout ce que j'avais gagné.
Çünkü bekliyordu. Ayrıca çok korkuyordum.
Parce qu'elle attendait, puis parce que j'avais trop peur
- Doktor'dan korkuyordum.
- du Docteur. - Pourquoi?
Çok korkuyordum ve senden çıkardım,... özür dilerim.
J'étais tellement morte d'angoisse, je me suis défoulée sur toi.
" Seni görürsem uçağa binememekten korkuyordum.
" Mais je craignais que si je te voyais, je n'aurai pas pu monter dans l'avion.
Ölmelerinden korkuyordum.
Je ne les ai pas arrêté.
Söylemek istemediğim şeylerden korkuyordum.
A Kitty, avec toi à la maison, le cercle est complet. J'avais peur des choses que je ne voulais pas dire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]