English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kurbağalar

Kurbağalar traduction Français

405 traduction parallèle
Hatta kurbağalar bile.
Même les grenouilles.
Şampanyanın, ağaç kurbağalarının, gece çiçeklerinin ya da hatıraların araya girmesine izin vermemelisin.
Tu ne peux pas laisser le champagne ou... les crapauds ou les fleurs nocturnes ou les souvenirs interférer.
Gelin, sizi gidi küçük kurbağalar!
Venez petits crapauds.
- Kurbağalar orada durur.
- C'est la place des grenouilles.
Balıkların ölmesi ve kurbağaların sudan çıkışı tanrının mucizesi mi?
Est-ce par l'action de ton dieu que les crapauds ont quitté le fleuve?
- Evet! Kurbağalar için.
Pour grenouilles.
Ya zavallı minik kurbağalar?
Et les pauvres grenouilles? Comment fuiront-elles?
Bütün o kurbağalar.
Pour les... toutes les grenouilles.
Dünyanın sonu gelince, kurbağalar aya nasıl gidecek?
Heu, non, laissez-moi expliquer. A la fin du monde, comment les grenouilles iront sur la lune? Avec ça.
- Neyi? Kurbağalar için model tuvaleti.
Les toilettes du vaisseau spatial.
- Küçük kurbağalar çok mutlu olacak!
- Les grenouilles seront heureuses. - Quelles grenouilles?
- Ne kurbağası? Aya gidecek olan kurbağalar.
Celles qui iront sur la lune
Kurbağalar uzay gemisiyle aya gidecek... Kimse onları almazken uçacaklar...
Elles iront pour la lune avec... elle vont...
Kurbağalar, vıraklamaya devam edin. Neden yukarı bakmayı düşünmediniz?
Et vous, grenouilles de l'étang, Où regardiez-vous, ingénues?
Bizim oralarda kurbağalar zıpkınla avlanır.
On les harponne les grenouilles, dans ma région.
Eleanora Giardinelli kurbağalar havuzunda beyaz bir kuğu.
Eleonora Giardinelli... un cygne blanc dans un étang de grenouilles!
Kurbağalar.
Des crapauds!
Evet, evet. Kurbağalar.
Si, si, des crapauds.
Hayır. Airedale'le uğraşıyorum sonra da sırada kurbağalar var.
Non, je suis déjà en train de m'occuper d'un airedale, et ensuite, il faut que j'aille élargir les grenouilles.
Kurbağalar.
Des grenouilles.
Kurbağalar?
Des grenouilles?
Kurbağalar, evet.
Des grenouilles, oui.
Arılar, yarasalar kurbağalar, kan fareler dolu, yaratıklar çekirgeler ve tabii ki ilk doğanın ölümü ve son olarak karanlık.
Ia malédiction des furoncles, des chauves-souris, des grenouilles, du sang, des rats, de la grêle et des bêtes sauvages, des sauterelles, bien entendu, de la mort du premier-né et, pour finir, celle de l'obscurité.
" Kentleri çömelmiş kara kurbağalar gibi
" Et leurs cités, crapauds noirs, sont tapies
Niyetimiz, politikacıların kararsız siyasi mahkumlar olduklarını kişisel öç ve güç mücadelelerini devlet sorunlarından önemli gördüklerini kastetmek ya da önemli konularda tartışmayı reddederek itibarlarını zedelediklerini parti birliğinin temsil ettikleri halkın refahından önce geldiği yanılgısında olduklarını ya da önemli sosyal sorunları hiç umursamayan gürültücü kurbağalar olduklarını ima etmedik.
Nous ne voulons pas insinuer que les politiciens délaissent la politique pour mener leurs vengeances personnelles et luttent pour le pouvoir plutôt qu'autre chose, ni suggérer qu'ils font le sacrifice de leur crédibilité en refusant le débat sur les vrais problèmes en pensant que l'unité du parti passe avant le bien-être des gens qu'ils sont censés représenter, ni insinuer que ce ne sont que des crapauds vindicatifs peu concernés par les problèmes sociaux d'aujourd'hui.
Kurbağaların resimlerini çektiniz mi?
Vous avez pris des photos de grenouilles, dernièrement?
Tüm bilgimizle ve tüm paramla... hala bu kurbağaları uzak tutamıyoruz.
Avec toute notre technologie et tout mon argent... on ne peut toujours pas se débarrasser de ces grenouilles.
Kurbağalar cama saldırıyor... yılanlar avizelerde.
Des grenouilles attaquant les fenêtres... des serpents dans les lustres...
Şu kurbağalar beni de çıldırtıyor.
Les grenouilles me rendent folle.
Tüvit takımlı kısa boylu adamlar kurbağaları doğrar, bağış toplar.
Des petits gars vêtus de tweed découpant des grenouilles sur des subventions.
Kurbağalar için iyi değil.
C'est mauvais pour les bouffeurs de grenouille.
Bay Giovanni kurbağalarıma karşılık bana bunu verdi.
Je lui ai vendu mes grenouilles.
- Bana tabağı ver. - Kurbağalar çok güzel.
- Les grenouilles sont juteuses.
zehirli kurbağalar... kaçın!
Partez vite!
"World Wide Stüdyoları, zengin ve ünlü olmak isteyen kurbağalar için yetenek sınavı açtığını ilan ediyor."
"Les studios World Wide tiennent des auditions pour les grenouilles " qui souhaitent devenir riches et célèbres. "
Yani, kurbağalar sıçrayamasalardı bisikletle birlikte ezilirlerdi.
Si je n'avais pas sauté, j'y serais passé, comme ma Schwinn.
Umut verici kokusu yok ama kurbağalar da yemek yemeli.
L'odeur n'est pas appétissante, mais il faut bien manger.
Gelecek hafta, kurbağalar için yetenek sınavı yapıyorlar.
Il y aura des auditions pour grenouilles la semaine prochaine.
Siz kurbağaların büyüdüğü gibi.
Tout comme vous, les grenouilles.
- Kurbağalar büyümüyor mu?
Les grenouilles se gonflent, non?
Kurbağaları öldürmek.
Je tue des grenouilles.
Kucaklaşan kurbağaların müziğini dinliyorsunuz.
Vous avez entendu de la musique pour câliner une grenouille.
Süslü Hollywood kurbağalarınızdan biri olmayabilirim ama bir şansı hak ediyorum.
Je ne suis pas une grenouille raffinée d'ici, mais je mérite ma chance.
Dinleyin, kurbağalar şarkı söylüyor.
Écoute, les grenouilles chantent.
Bu kurbağalar için.
C'est pour les grenouilles.
Bak, kurbagalar...
Regarde, des grenouilles...
Şimdide kurbağalar düşünüyor.
Les grenouilles pensent, maintenant.
Ye bu kurbağaları, yoksa cehenneme gidersin.
Sinon tu iras en enfer.
Biri ne zaman ağzını açsa dışarı elmaslar ve yakutlar çıkıyormuş. Diğeri ne zaman ağzını açsa, dışarı su keleri ve kurbağalar çıkıyormuş.
quand l'une ouvrait la bouche, il en sortait des diamants et des rubis.
Su keleri ve kurbağalar çıkıyormuş.
quand l'autre ouvrait la bouche, il en sortait des vipères et des crapauds.
Kurbağaları dinlemek isteyen kim?
Les grenouilles! Mais je me fiche des grenouilles!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]