English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Küçük joe

Küçük joe traduction Français

137 traduction parallèle
Kavgacı Küçük Joe...
C'était PetitJoe le cow-boy
Küçük Joe!
PetitJoe
Küçük Joe! Küçük Joe! Küçük Joe!
PetitJoe
Küçük Joe!
PetitJoe PetitJoe
Bir sabah keşfe çıkmış... - Küçük Joe! Küçük Joe!
Il était parti en reconnaissance, et s'est retrouvé face à face... avec une tribu d'Indiens.
Küçük Joe!
- PetitJoe!
Küçük Joe!
- PetitJoe - PetitJoe!
- Yine sende Küçük Joe.
- Encore à toi, petit Joe.
Senin için, Marian ve Joe ve küçük Joe.
Pour vous, Marian... pour Joe et le petit.
Hoşçakal, küçük Joe.
Au revoir, mon petit Joey.
Bana küçük Joe'mu getirin!
"Allez me chercher mon petit Joe!"
Küçük Joe'mu seviyorum.
" J'adore mon petit Joe.
Küçük Joe.
Eh, Little Joe.
Buraya gel Albay. Küçük Joe, bana konyak şişesini verir misin?
Petit Joe, passe-moi cette bouteille.
Küçük Joe! Bir bar yapmanı istiyorum!
Installe un bar!
"Küçük Joe'nun özel terapi için İsviçre, Basel'deki ünlü Nordbach Sanatoryumu'na gönderilmesine karar verildi."
" La décision fut prise d'envoyer Joe au célèbre Sanatorium Nordbach... à Bâle, en Suisse, pour un traitement spécial.
Küçük Joe'yu zar zor tanıyabildim.
J'ai à peine reconnu Little Joe.
Küçük Joe, adamım!
Little Joe, mec!
Küçük Joe.
Little Joe.
- Küçük Joe mu? - Evet.
Joe Young?
Ama inanmıyorlar. Çünkü küçük Joe, Dukey'i vurdu dediğimde yalan çıktı.
Ils me croient pas parce qu'un jour, j'ai accusé Petit Joe à tort.
Ama küçük Joe'nun benz...
Mais je l'avais confondu avec...
Küçük Joe, birader işte bu kadar.
"4"... C'est tout bon.
Küçük torbada Joe.
Il est dans la trousse de couture.
Joe, çantamdan alsana. En üstte küçük bir kutuda.
Joe vous en trouverez dans ma trousse, une petite case, en haut.
Bir sene önce, Joe Brody adındaki bir adama küçük kızımı rahat bırakması için 5000 dolar verdim.
II y a un an, j'ai payé un certain Joe Brody 5000 $... pour laisser ma fille cadette en paix.
Elbette Joe, çok büyük bir şey değil bu. Küçük kamerayı bana ver.
Bien sur, donne-moi ta caméra.
Bu küçük partiyi iyi giderken bölmekten nefret ediyorumi... fakat Art ve ben söylemek zorundayız.
Désolé d'interrompre cette petite fête qui devient très intéressante, mais on nous appelle, Art et moi. Un vieil ami de Joe Sam.
Çünkü o küçük bir adamdı, Joe.
Parce que c'est un minus.
Çölde küçük bir grubuz, Joe.
Nous formons un petit monde dans le désert.
Küçük bir çocukken Joe'nun hali.
C'est Joe, quand il était gamin.
Pekala, küçük kız nasıl bakalım? Hiç fark ettirmeden St. Joe'ya yollanmak zorundayım.
Et comment va la petite fille que j'expédierais bien à St Joe avant qu'elle le regrette?
Küçük Joe, zor yöntemle başardık.
Allez, vas-y.
Joe düştü, kafasında küçük, kırmızı bir delik vardı.
Joe s'écroule, un trou rouge à la tête.
Küçük kızımla birlikte St Jo'ya gidiyoruz.
Ma fille et moi, on va à St Joe.
Sevgili Junior, Makineli Tüfek Joe Chicago'da küçük bir çocukken, üç tekerleklisi ile gezdirdiği ve çok sevdiği bir yılanı varmış.
Vous savez Junior, lorsque Machine Gun Joe était encore un bambin il adorait écraser les serpents avec son tricycle.
Bay Joe Spah da bu küçük eğlencemizde yer almayı nezaketle kabul etti.
Et M. Joe Spah... a aimablement accepté d'y collaborer.
- Martha? - Öteki uca uzanan bu küçük yolu yaptım. Sadece Joe için.
J'ai fait ce petit chemin jusqu'au bout, juste pour Joe.
Giuseppe Verdi'ye İngilizce'de Joe Green denileceğiyle ilgili... küçük şakayı ya da eskiden küçük çocuklara Latince öğrettiğinizle... ilgili hikayeyi bana anlatmamanız gerekirdi.
Il ne fallait pas me faire cette blague sur Giuseppe Verdi... qui se serait appelé Joe Green, en anglais. Ni me dire que vous aviez enseigné le latin.
Joe, o daha küçük bir çocuk.
C'est une gamine.
Küçük Jo'yu unutma.
N'oublie pas le petit Joe.
Biliyor musun, orada küçük bir şey var, Joe.
J'ai un petit problème, Joe. - Prenez ça.
Çevrede dolaşan küçük bir Joey Junior'ın olduğuna inanıyorum.
Il y a un petit Joe Junior quelque part.
Lütfen Tanrım, beni küçük bir Joey'le ortalarda bırakmasın.
Seigneur, faites qu'il me jette par terre et me fasse un autre Joe junior.
Joe DiMaggio'yu Dinky Doughnuts'ın küçük, dar, kirli, kokan tezgahında oturmasını anlayamıyorum.
Joe DiMaggio ne mangerait jamais dans un endroit aussi miteux que Dinky.
Küçük dostlarım, rakibim Quimby sizin okul sistemiz konusunda kafası karışmış.
Mon adversaire Joe Quimby a les idées embrouillées concernant l'éducation.
Joe Louis ve Jesse Owens Hitler'in "üstün ırk" ını küçük düşürdüklerinde duyduğum alkışlar sadece gururlu renkli halktan gelmemişti.
Les acclamations que j'ai entendues quand Joe Louis et Jesse Owens ont humilié Hitler et sa "race supérieure" ne venaient pas uniquement de gens de couleur pleins de fierté.
Ve Joe Martin, aynı zamanda akşamları küçük çocuklara boks yapmayı öğretiyordu ve ona boks öğrenmeyle ilgilenir mi diye sordu o da evet dedi, çünkü bisikletini kimin çaldığını öğrendiğinde nasıl dövüşüleceğini öğrenmek istedi ki böylece onu dövebilsin.
Joe Martin enseignait aussi la boxe aux enfants, le soir. Il lui a proposé de lui apprendre à boxer. Il a dit oui, parce que s'il retrouvait son voleur, il voulait savoir se battre pour le corriger.
Keşke Ben ve Hoss ve Küçük Joe ve Hop Sing ve Şerif Roy ve diğer favori kahramanlarınız da...
J'aurais aimé que Ben, Hoss, Little Joe...
Joe Louis'in çok küçük elleri vardı.
- Joe Louis avait des petites mains.
İşte Joe, o küçük Paul'a hastalığnı atlatıp yeni bir hayata kavuşması için yardım etti.
LA PALOURDE POMPETTE À Joe, qui a permis à Paul d'avoir un nouveau foie, et, sauf infection grave, de prolonger sa vie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]