English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Küçük serseri

Küçük serseri traduction Français

267 traduction parallèle
Seni, seni... küçük serseri!
Non mais... jeune voyou!
- Ne istiyorsun? Seni küçük serseri.
- Tu veux quoi, sale petite vermine?
Bana boğazını kestirtme, seni küçük serseri!
ça m'évitera de lui trancher la gorge.
Kendine bir bak, seni küçük serseri.
Regarde-toi, espèce de petit con.
Pekâlâ küçük serseri. Uslu uslu karakola gel bakalım.
Viens là, sale garnement, on va aller faire un tour au commissariat.
- Küstah. - Küçük serseri.
- Quel culot.
Burası çok derin küçük serseri!
Trop profond, sale petit traître!
Küçük serseri denebilir bence.
Pourquoi pas "le mouchoir-qui-fait-mouche"?
Senin derdin ne, küçük serseri?
Que nous vaut cette querelle, voyou?
Bu sefer yakaladım seni, küçük serseri!
Cette fois, je te tiens, saligaud!
Küçük serseri.
Le petit saligaud.
- ( Telefon ) - ( Erkek ) Niçin, sen küçük serseri, sen.
Espèce de petit voyou.
Defol buradan, seni küçük serseri.
Débarrasse-moi le plancher, petite ordure.
Seni küçük serseri!
Petit coquin!
Kalk ayağa, küçük serseri!
Lëve-toi, minable!
- Küçük serseri beni kahrolası balesinde kalmam için ikna etmeye bile gerek görmedi. Yavaş iç.
ce salaud n'a même pas cherché à me garder!
Küçük serseri beni ürpertiyor.
Ce petit merdeux me fout la gerbe.
Benim, Irving. Ralph, seni küçük serseri.
- Espèce de crétin, où es-tu?
Seni küçük serseri!
Petit crétin!
Seni yakaladım, seni küçük serseri!
Je t'ai, petit nabot!
Aç gözlerini, seni küçük serseri!
Ouvre la porte, demi-portion.
Hadi seni küçük serseri.
Attendez...
Küçük serseri.
Putain. Il l'a fait.
Küçük serseri benden bir an önce kurtulmak istiyorsun öyle değil mi?
Je savais que tu m'abandonnerais!
Küçük serseri kendini hâlâ Hukuk Fakültesi'nde sanıyor. Tüm vaktini aşırı sağın propagandasını yaparak geçiriyor.
Ce petit merdeux se croit toujours à la faculté d'Assas, il passe son temps à faire de la propagande d'extrême droite
Seni küçük serseri. Halamer ve Trousinski onları tuzağa düşürdüğünü biliyorlar ve bu hiç hoşlarına gitmedi.
Halamer et Trousinski savent que tu les as piégés et je peux te dire qu'ils sont furax.
Beni dinle küçük serseri.
Ecoute, connard. J'ai arrêté de me défoncer.
Haydi, durma küçük serseri.
Vas-y, chochotte, fais-le.
Hey, buraya gel seni küçük serseri!
Salut, Rachel. Reviens ici, petit con!
- Bu küçük serseri yalan söylüyor.
- Cette petite ordure ment.
Seni yakaladım küçük serseri!
T'as compris, vagabond? Fous le camp!
Dinle şimdi, küçük serseri, dinle!
Toi, tu vas m'écouter, petite peste.
Seni küçük serseri.
Imbécile.
On iki yaşındaki o küçük serseri layığını bulacak.
Ce voyou de 12 ans va avoir ce qu'il mérite.
Küçük serseri.
Abruti.
- Ne biliyorsun? Küçük serseri burnumu kanattı!
- Oui, Donnelly, t'es un costaud.
Seni küçük serseri!
Petit voyou.
Bak, geçen ay küçük pis bir serseri Bizim bankayı soydu ve sonra sınırdan kaçtı.
Le mois dernier, un sale petit bâtard a dévalisé notre banque et s'est sauvé en traversant la frontière.
Elini likörümden çek hemen, seni küçük serseri!
Touche pas à mon alcool!
Devlet serseri, kayış tiz, dikit yasa, statü manevra oğlan enik küçük çocuk, bebek, yavru şerit, çatlak, hassas, cezalı yırtıcı, vahşi, öfkeli evcil bukolik, idilik arkadyen, pastoral otlak pastörizasyon sınırdışı, ayırma yok etme masturbasyon özlem, abartılı ruhsuz, donuk baba babalık, büyük baba babadan kalma, aile reisi himaye elektron, nötron, sigorta lamba, radyo lambası... çeşitli elektronik parçaların içine vakumlanarak yerleştirildiği camdan yapılmış bir tüptür.
Etat... plombier... fouet... balance... stalagmite... éternuement... statut... enclos... jeune homme... garçon... enfant... bambin... bébé... livide... contracté... craquelé... rapace... sauvage... agreste... alpestre... bucolique... idyllique... arcadien... pastoral... élevage... pasteurisation... déportation... séparation... exclusion... masturbation... libido... mamelles gonflées... languide... obscène... père... patriarche... parrain... patron... père éternel... saint patron... électron... nucléus... fusible... valves... La valve est constituée par une enveloppe de verre... à l'intérieur de laquelle est fait le vide... et sont placées les composantes essentielles d'une valve :
Küçük bir serseri.
Une petite crapule.
O küçük bir serseri. Franz'ın başını belaya sokacak.
Willy est un voyou, et il entraîne Franz.
Demek ki artık küçük çaplı bir serseri değil... devlet nezdinde bir suçlusun.
Tu n'es donc plus un petit délinquant, tu fais partie des biens publics.
Ben Harlem'in şogunuyum ve aradığım Leroy Green kendini kung fu ustası sanan küçük bir serseri.
Je suis le Shogun de Harlem, et le Leroy Green que je recherche est un petit rigolo qui se prend pour un maître du kung fu.
Seni küstah, küçük serseri!
Et grande gueule, le fumier!
Kendini düşünmek, küçük serseri?
Une petite traînée ingrate?
Hadi küçük serseri.
Allez.
- George Newman burnunu ait olmayan yerler sokan küçük bir serseri ve seni buraya gönderip bir anlaşmaya varmaya çalışıyorsa...
George Newman est un petit crétin qui n'aurait pas dû se mêler de ce qui ne le regardait pas. S'il vous a envoyée ici pour négocier...
O adam bir serseri. Küçük bir yumruğu bile hak etmiyor.
Il mérite pas le combat pour le titre.
Ve sen, seni küçük habis serseri!
Je le savais!
Bu küçük Serseri'ye.
Ce vagabond

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]