Long traduction Français
20,570 traduction parallèle
Desi ve ben birbirimizi uzun süredir tanıyoruz.
Desi et moi nous connaissons depuis un long, long moment.
gözlerim bağlıydı.
Ils m'ont bandé les yeux tout le long.
Biraz işim var Uzun sürmez.
Je dois vérifier quelque chose. Ce ne sera pas long.
Çok uzun sürdü.
T'as été long.
Onca zaman boyunca kontrol odasında kaçak bir kabloyu tamir ediyorum sanıyorum.
Tout le long de ma sortie, la salle de contrôle pensait que je réparais un câble détaché.
Başkan o kadar uzun bir şifreyi nasıl hatırlayabilir?
Comment le président peut retenir un chiffre si long?
Önünde uzun bir yolculuk var.
Tu as un long chemin à parcourir.
Babam yaşadığı sürece onun yanında oldun.
Tu as toujours été aux côtés de mon père tout au long de sa vie.
Ne kadar uzun sürüyor.
C'est long.
- Bu daha ne kadar sürecek?
- Ça va être encore long?
Savage hamlelerini tarihten gizli tutmuş. Ama Profesör Boardman, dünyanın önde gelen Vandal Savage uzmanı.
Savage a caché ses agissements tout au long de l'Histoire, mais le professeur Aldus Boardman est le premier expert au monde.
Tamam ama uzun vadedeki sağlık sorunları ne olacak?
Oui, mais concernant les conséquences sur la santé sur le long-terme?
Bak, 4 bin yıl çok uzun bir süre, ilişkimize kesin gözüyle bakıyor bana aşık olmanı bekliyor olabilirim çünkü 206 defa yaptın bunu ama sen haklısın.
4 000 ans c'est long, et peut-être que je nous ai pris pour acquis, m'attendant à ce que tu tombes amoureuse de moi parce que c'est ce que tu as fait les 206 dernières fois. mais tu as raison.
Uzun bir arama mı kısa mı?
Long ou bref, l'appel?
"Hiçbir şey için teşekkürler." Bu ne kadar uzun?
"Merci, mais non merci." C'est long, ça?
... hatta genç guguk kuşu yaralanmış numarası yapar ve Doğu Afrika'ya göçleri sırasında yetişkin alakarganın kendisini taşımasını sağlar.
... le jeune coucou n'hésitera pas à simuler une blessure, ce qui pousse le geai adulte à porter le coucou pendant le long trajet migratoire jusqu'en Afrique orientale.
Rayları takip edersek tam önüne çıkacağız gibi.
C'est tout droit le long des voies.
Tüm bunların üzerinden enine boyuna geçtik.
On a parcouru cette route en long et en large.
Yeterince zaman geçince tanıdığın herkes sana karşı olur.
Sur le long terme, tout ceux que vous connaissez se retournerons contre vous.
Yol boyunca 50 ilan falan bıraktım.
Non, j'ai... J'ai laissé des photos partout le long de la route.
Tanıtım boyunca John hep yanınızda mıydı?
Est-ce que John était au rassemblement avec vous tout le long?
Tabi ki daha kat edecek çok yolumuz var ama sonunda aşacağımıza inanıyorum.
Vous savez, nous avons un long chemin à faire, mais je sais que nous y arriverons.
Bir radyoaktif bomba, Patlama etkisinin ötesinde... Etrafa radyasyon yayan bir patlayıcı türüdür..
Une bombe sale désigne tout engin détonnant disséminant autour de lui des éléments radioactifs qui auront des effets à long terme.
Eldivenlerle zor oluyor fakat... Fermuarı çekip şuraları tutturuyorsun.
- C'est pas facile quand on a les gants, mais ça se ferme jusqu'en haut et ensuite, on rabat ça tout du long.
Axe, Kemlot'ta yüklü ve uzun süreli pozisyon aldığında önceden haber aldığı için hisse rakamlarıyla ters düştüğünü ispatlayan anahtar delilimiz olacak.
Lorsque Axe prend une grosse position sur Kemlot, long, cette vérification va être un élément clé de la preuve prouvant qu'il est allé contre les numéros parce qu'il savait quelque chose.
Yaptıkları işin tümü sürekli kısa ve uzun vadeli plan yapmaktan geçiyor.
Toute leur industrie est construit en allant à long et court en même temps.
Ne zamandır?
Dans quelle mesure le long?
Mini için fazla uzun olduğum için gülümsedim.. ... ve gergin olduğunda neredeyse tatlı olmaya başlamıştın.
Je souris parce que je suis trop long pour un Mini, et vous avez presque l'air mignon quand vous êtes nerveux.
Kimileri, Fidalgo'nun hayaletinin metal kancayı duvarlarda sürüklediğini iblislere durmaları için yalvardığını ama hiç durmadıklarını söyler. Artık o geri döndü ve sıradaki kurbanını arıyor!
On dit que c'est le fantôme de Fidalgo qui traîne son crochet métallique le long des murs, priant les démons d'arrêter, mais ils ne l'ont jamais laissé, et il est de retour cherchant sa prochaine victime!
Neden şu West Point'te sevdiğin kulübene hafta sonu için gitmiyorsun?
Ce chalet que vous aimez à West Point... pourquoi ne prendriez-vous pas un long week-end?
Ne kadar sürer bilmiyorum ama
Ça va être long? Je ne sais pas, putain.
Eğitimde ve yaşamlarımızda.
Dans l'éducation et tout au long de la vie.
Mesajı bizzat iletmek için uzun bir yolculuk.
C'est un long voyage pour remettre ça.
Uzun bir yolculuk olacak.
Le voyage sera long.
Sen ve serseri arkadaşların tarih boyunca yakıp yıktınız.
Toi et ta bande de voyous êtes partis en rampant tout au long de l'histoire.
Babam cam'a vurana kadar lambanın altında uzun bir öpüşürüz sonra ben içeri girerim sen eve gidersin.
"merci pour cette soirée" et on échange un long baiser, jusqu'à ce que mon père tape à la fenêtre.
Patoloji uzmanı çok kalmadı.
- Le légiste n'a pas été long. - Ca va?
Çok uzun bir zaman.
C'est long.
Bu konuda ne yapacağıma henüz karar vermedim.
Je n'ai pas décidé de ce que je ferais sur le long terme.
Eminim uzun sürmez.
Je suis sûr il ne sera pas long.
İşte bu yüzden kaçırıldı ve siz tüm bu süre boyunca biliyordunuz.
C'est pourquoi elle a été emportée et vous avez su tout le long de!
Bu uzun sürecek gibi görünüyor.
Je signifie que cela revient un long chemin.
Uzun sürmez.
Ça ne sera pas long.
Tetiği çekmediğin gerçeği bunu gösteriyor.
Le fait que tu n'as pas pressé la détente en dit long.
Göçebe yaşamak ve tam olarak uzun zamanlı arkadaşlar edinememek. Yine de, 3 dil biliyorum.
J'ai été nomade et n'ai pas eu d'amis sur le long terme, mais je parle trois langues.
Seni görmek için uzun yoldan geldik.
Nous avons parcouru un long chemin à vous rencontrer.
Seni suçlamıyorum, bazılarının hayat dediği bu kiraz kâsesinin Cehennem çukuru olduğu ortaya çıkmışken suçlamam.
C'est normal, quand le long fleuve tranquille qu'on appelle la vie se transforme en chemin des enfers.
"Binaların arasındaki boşluğun üzerine ışık tutayım sen de ışının üstünden yürüyüp, yanıma gelirsin."
"Je vais éclairer le vide entre les deux bâtiments " et tu pourras marcher le long du rayon de lumière. "
Zamanında binlerce Lily gördüm ben.
Au long de ma vie, j'ai vu mille Lilys.
Uzun süreliğine mi gideceksiniz?
Ce sera long?
- İki kat uzak olur böyle.
- C'est deux fois plus long.