Merak ediyorum da traduction Français
877 traduction parallèle
Merak ediyorum da, kafeslerine girdiğimde Oscar ve Minnie beni tanıyacaklar mı acaba?
Je me demande si Oscar et Minnie me reconnaîtront dans la cage.
Merak ediyorum da ; adamlarım verdiğim talimatları yerine getirirken olağanüstü insanlarla ayaktakımını ayırmalarını sağlayacak bir işaret olsa iyi olmaz mıydı?
Comment expliquer à mes hommes Ia différence entre Ies génies et Ie troupeau?
Merak ediyorum da, Wilson'un suçsuz olduğu duyulduğunda ne çeşit telgraflar alacağız acaba?
Qu'écriront-ils quand ils sauront que Wilson était innocent?
Merak ediyorum da acaba yanlışlıkla savunma makamının tanıklarını mı çağırdım?
Aurais-je appelé les témoins de la défense?
Onunla konuşmak ister misiniz diye merak ediyorum da.
Je voulais savoir si vous aimeriez lui parler.
Merak ediyorum da... Eugene ve Lucy eve döndüğümüzü biliyorlar mı acaba?
Je me demande si Eugène me sait de retour?
- Merak ediyorum da dostu..
- ll est... - ll est là.
Merak ediyorum da radyoda bununla ilgili bir haber var mı?
Je me demande si on en parle à la radio.
Polis Marriott davasında hiç yardımcı olmuyor. Merak ediyorum da...
La police est muette sur l'affaire Marriott.
Son konuşmamızdan beri merak ediyorum da... "
Depuis notre conversation, je me demande...
Pencerenin sadece 18 inç altında asılı duruyordu. Ve merak ediyorum da, dışarıda, bu büyük betonarme ormanda... benin gibi olan daha kaç kişi var acaba? Susuzluktan kavrulan zavallı, azap çeken insanlar.
Et la dehors, dans cette grandejungle de béton... je me demande combien il y en a comme moi... de pauvre types rongés avec la gorge en feu... des personnages tellement cocasses pour le reste du monde... alors qu'ils chancellent, aveugles, vers une autre beuverie... une autre cuite, une autre bringue.
Merak ediyorum da mecbur musun...
Je me demandais juste, si vous devez...
Merak ediyorum da, sence verdiğim ceza çok mu ağırdı?
Je suis curieuse, tu penses que ma sentence était trop dure?
Merak ediyorum da, ne kadar kötü bir rehber olduğundan hiç haberi olacak mı acaba?
Je me demande s'il saura jamais qu'il était mauvais guide.
Merak ediyorum da Bayan Garland...
Je me demandais, Mlle Garland...
Efendim, merak ediyorum da...
Je me demandais si...
Merak ediyorum da...
Je me demandais...
Merak ediyorum da, insan neden Inisfree'ye gitmek ister ki?
Que peut-on vouloir à Inisfree?
Merak ediyorum da... Atlarınızdan birini alabilir miyim?
Peut-être pourriez-vous... me céder un cheval de selle?
Ben... merak ediyorum da...
Je... Je me demandais si...
Merak ediyorum da
Je voudrais
Merak ediyorum da acaba yeni gecelik de dedi mi.
Je me demande si elle m'achètera aussi des jupons.
Bir şey olduğunu sanmıyorum. Ama merak ediyorum da...
Sans doute rien d'alarmant, mais...
Merak ediyorum da ona ne oldu.
Je me demande ce qu'elle est devenue.
- Merak ediyorum da belki...
- Je me demandais si par hasard vous...
Baron merak ediyorum da size şunu sorabilir miyim? Siz kapıya gelmeden önce pencerede duran genç bayan kimdi?
Puis-je vous demander qui était la jeune femme à la fenêtre avant que vous ne veniez à la porte?
Aşk mektubu olmadığını söyledi, merak ediyorum da
Ce n'est pas une lettre d'amour, mais je me demande ce que...
Merak ediyorum da.
Tu crois?
- Merak ediyorum da...
- Je me demande...
Tabiki. Merak ediyorum da, acaba bize ne hazırladılar?
Je me demande ce qu'ils nous mijotent.
Merak ediyorum da, acaba Pentagon bu ifadenizi kınadı ve bu yüzden mi amirallik rütbesini size vermedi?
Le Pentagone a pu s'en irriter. Et vous n'êtes pas passé Amiral.
Merak ediyorum da....
Je me demande...
Affedersiniz merak ediyorum da sizde bir parça konyak bulunur mu?
Excusez-moi, vous n'auriez pas du cognac?
Mumyayı sizden çok merak ediyorum. Şu kutu daha da çok merak uyandırıcı.
Je suis plus curieux que vous à propos de cette momie... et encore plus à propos de cette boîte.
Tam olarak inançsız biri sayılmam, ama bir hekim olarak, nasıl oluyor da sizin gibi biri, insan ruhunu sezebiliyor ve onun sezdikten sonra çürüdüğünü söyleyebiliyor merak ediyorum doğrusu.
Je ne suis pas vraiment antireligieux, mais l'homme de science que je suis se demande souvent où situer l'âme et surtout comment pouvoir la qualifier de corrompue.
Biliyor musun, Horace'da benim bulamayıp da senin bulduğun şeyi merak ediyorum.
Que voyez-vous dans Horace que je n'ai pas vu?
Ben bir tek şeyi merak ediyorum. Orada da yardım fonu var mı acaba?
Quelque chose me tracasse :
Ama şimdi sizi görüyorum da... Sizi buraya çağırmamın doğru olup olmadığını merak ediyorum.
Maintenant, je me demande si j'ai eu raison de vous inviter.
Merak ediyorum da...
Non.
Merak ediyorum ve dikkat ediyorum da.
C'est ce soupçon permanent.
Cevap verin lütfen. Merak ediyorum. Eminim Bay Lermontov da merak ediyordur.
Votre réponse intéressera aussi M. Lermontov.
Merak ediyorum Colombus'a Amerika'yı keşfedip ardından da kaybedince ne yapmışlardı.
Imaginez si Colomb avait découvert l'Amérique et qu'il l'avait perdue.
Bazen bu haritalara bakarken benim mezarım da planlandı mı diye merak ediyorum.
Parfois, quand je regarde des cartes, je me demande si ma propre tombe ne s'y trouverai pas.
Neredeyse evi kapatmanın zamanı geldi sonra da partin başlayacak ama nasıl biteceğini merak ediyorum.
Il est bientôt l'heure de fermer la maison. Et votre réception va vraiment commencer. Je me demande comment elle finira.
Buna tarantulaların da dahil olup olmadığını merak ediyorum.
Je me demande si cela comprend les tarentules.
Mayını hangi salak icat etti, onu da çok merak ediyorum.
Je voudrais bien savoir l'imbécile qui a inventé ces engins-là.
Merak ediyorum da...
Je me demande...
Saat 10'da nerede olacak merak ediyorum.
Et lui? Il sera où, à 10 h?
Düşünüyordum da. İki şeyi merak ediyorum :
Je me posais la question au sujet de deux choses :
Düşündüğün kadar iyi olup olmadığını merak ediyorum yatakta ya da yatağın dışında.
Êtes-vous aussi fort que vous le croyez? Au lit, ou sorti du lit.
Merak ediyorum acaba van Gogh da çalışmaları sırasında bu kadar zahmete giriyor muydu?
Je doute que Van Gogh se soit donne tant de mal pour ses ouvres.