English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Ne olacak ki

Ne olacak ki traduction Français

1,144 traduction parallèle
- Başka ne olacak ki?
- Que faire d'autre?
Olmasa ne olacak ki...
Il pourrait être ton fils. C'est pas moi qui ai commencé.
Kazansan ne olacak ki, burada harika vakit geçirip, eğleniyoruz.
Pourquoi voulez-vous gagner? Nous sommes là pour passer un bon moment.
Olsa bile, ne olacak ki?
Et même si ca l'était, et alors? !
Bir dahaki sefere ne olacak ki?
Et la prochaine fois?
Biraz daha yaşlı sizden, ne olacak ki?
Il est un peu plus âgé, et alors?
Harcamak istediğimden fazlaya mal oldu ama ne olacak ki.
J'ai dépensé plus que prévu, mais tant pis!
Neden, ne olacak ki, Rahul?
- Pourquoi, que se passe-t-il, RahuI?
Ne olacak ki?
Et alors?
- Kazansan ne olacak ki?
- Et si tu gagnes?
Pasaportuna baksam ne olacak ki?
Et qu'est-ce que j'en aurais fait, de son passeport?
Sadece birkaç kurus. Ne olacak ki!
Il m'a piqué deux dollars.
Evet, ne olacak ki.
Pourquoi pas?
Jerry'e benzese ne olacak ki?
Et même si elle lui ressemble?
Yani normal değil dense bile ne olacak ki?
Je veux dire... disons que ça n'est pas à cause du... alors qu'est-ce qu'il se passe?
Ne olacak ki yani?
Ou est le probleme?
Ne olacak ki?
Alors quoi?
Sadece başka bir erkekle birlikte çıktı. Ne olacak ki?
Elle est seulement partie avec un autre type.
- Ne olacak ki?
C'est un foutu producteur d'oignons!
Russell'a de ki, eğer çenesini kapatmazsa lanet olası CD'leriyle gaz odasında oynuyor olacak.
Dis à Russell que s'il ne la ferme pas, il pourra écouter ses putains de CDs dans une chambre à gaz!
Eğer bebeği, şu anda çıkartamazsak, anne karnında ki pozisyonundan dolayı, iç kanamaya neden olacak.
Si on ne fait pas naître le bébé, on risque une hémorragie interne.
... fakat önümüzdeki 100 yıl içinde bilgisayarlar 2 kat daha güçlü, 10,000 kat daha büyük, ve o kadar pahalı olacak ki, Avrupa'nın en zengin beş kişisi sadece alabilecek.
Je me suis inscrit à l'institut de technologie de Springfield, où j'ai eu pour tuteur le brillant professeur John Frink. Bien sûr, le Frinkiac 7 est impressionnant. On ne touche pas!
Teddy'lere ne olacak bilmiyorum. Ne diyebilirim ki?
Je ne sais pas ce que vont devenir les Teddys.
Öyle ki birçok evrak işim olacak. - Bunu daha önce söylemedin bana.
Pourquoi ne me l'as-tu pas dit plus tôt.
Nesi yanlış ki bunun.. Peki başka birisi senin oğlun ile birlikte olmak istediğinde ne olacak?
Mais que diriez-vous si on couchait avec votre fils?
Gerçek hayatta ne zaman bilgisayara ihtiyacımız olacak ki?
Pourquoi donc on utiliserait des ordis?
Hayır işi olacak, ne fark eder ki?
Peu importe, c'est pour la bonne cause.
Yıldız Filosu kurallarını ihlal ederek Komuta subayıma yalan söylememi ve Gama Çeyreği'ne seninle bir göreve gitmemi mi istiyorsun? Ki bu muhtemelen ikimizin de ölmesine sebep olacak.
Vous voudriez que je mente à mon supérieur, que je viole le règlement et que je vous accompagne dans une mission qui risque de nous tuer?
Ee, bir sonra ki edebi ortaklığınız ne olacak?
C'est une belle journée.
Ama bu hemen olacak anlamına gelmez ki. Yani, herkes bunun hakkında düşünür.
Je ne dis pas que ça va arriver lâ, mais on y pense tous de temps â autre.
Onların ne kadar büyük yere ihtiyacı olacak ki?
Grand comment?
Yanlış şeyi getirdiysem ne olacak? - Diyelim ki cacık getirdim. - Kim takar?
Mince, et si j'ai pris de la soupe au concombre?
Liste başı olacak bir oyun bile yazabilirim. İstiyorsam neden bir içki içmeyim ki?
J'écris des pièces et je ne peux pas boire un verre?
Aramızda ne olacak sanıyorsun ki? !
Que crois-tu qu'il va se passer, entre nous?
Ne kadar paraya ihtiyacı olacak ki kendisi için çok harcama yapmıyorsa?
Ils habitent tous ensemble. A moins qu'elle ne dépense beaucoup pour elle.
Çünkü eğer öyle değilse başka ne zaman öyle olacak ki?
Car si ça l'est pas... quoi d'autre le serait? Hein?
Ne faydası olacak ki?
Qu'est-ce que cela a de bon?
Gerçek dünyada kimyaya, tarihe, matematiğe ve edebiyata ne için ihtiyacım olacak ki?
A quoi ça sert de connaîtî re l'histoire, les maths, ou ma propre langue?
Bu ne demek olur ki? Böylece herşeyim olacak, Jerry ile beraber olmuş olacağım ama kadın olduğu için onunla seks yapabilecek miyim?
Ça veut dire qu'elle peut me donner autant que Jerry, et qu'en plus, je peux lui faire l'amour?
Acaba sırada ki ne olacak? Hatta Amerika'da bile bütün erkekler aygır değil.
Meme en Amerique, ils ne sont pas tous des mustangs.
Eminim ki "Operation Bananarama" da çok iyi olacak. Ne diyorsun?
Je suis sûr qu'"operation Bananarama" serait parfait.
malesef kurşun önden girdi ve kemiğe gelmeden durdu ameliyata gerek olmadığını söyediler problem şu ki doktorun dediğine göre bir kaç gün içinde bacağım iyi olacak ve bu değneklere ihtiyacım kalmayacak güzel peki benden ne istiyorsunuz?
Malheureusement, la balle est ressortie. Ils n'ont pas eu à m'opérer. Le problème, c'est que bientôt, ma jambe sera guérie.
Ama geri dönmedim, işte bu kadar. Ve aramadığım için kesinlikle fark edecek. Bu da demek oluyor ki eğer bir bok bulamazsak birileri bizi arıyor olacak.
Mais je ne rentre pas à temps, je ne l'appelle pas, elle va s'en rendre compte ce qui veut dire que si ce d'ici à ce soir, on n'a trouvé que dalle, quelqu'un commencera à nous chercher!
Ne var ki bu çok zor olacak.
Mais ça risque d'être difficile.
Şunu bilin ki bu, sizi sadece daha iyi bir insan yapmayacak ayrıca işinizdeki değişken durumları etkisiz hale getirmenizde size yardımcı olacak.
Les comprendre ne fera pas de vous des gens meilleurs... mais vous permettra d'évaluer les situations de facon lucide.
Ki bunu yaptık ve sonra katili olacak kişiyi, bir büyücüyü evimize getirdik.
On l'a fait. Et tu as ramené son agresseur, un démon, ici. Comment sais-tu qu'il ne va pas nous tuer?
Bakın, eğer gelecek haftaya kadar ödemezsem, okuldan atacaklar. Bu da takımda yüzemem ve-ve bu dönem aldığım hiçbir ders sayılmayacak demek ki bildiğiniz gibi açıkçası gayet kötü olacak.
Si je n'ai pas payé d'ici une semaine, je suis viré, donc plus de natation et mon semestre ne sera pas validé.
İşte öyle olacağım. O kadar çok olacak ki, o kadar kızı ne yapacağımı bile bilemeyeceğim.
Je ne saurai plus quoi en faire, tellement j'en aurai.
Ne faydası olacak ki? - Bana faydası olur!
Pour mon bien!
Ne olacak ki? Düşünsene :
Pouvoir t'aider, même morte?
Pişman olacak ne var ki, değil mi?
Pourquoi? C'est vrai, je veux dire...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]