English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Ne yapacaksın ki

Ne yapacaksın ki traduction Français

363 traduction parallèle
Polislerden uzak dur. Poliste ne yapacaksın ki?
Pourquoi vous voulez voir la volaille?
İhtiyacın yoksa ne yapacaksın ki?
Vous n'en avez guère besoin.
- Masanı ve sandalyelerini aldın. - Onun parasını ne yapacaksın ki?
Tu as tes meubles, peu importe son argent!
- Ne yapacaksın ki?
- Que vas-tu faire?
Ne yapacaksın ki? Orada biraz eğlenmeyi düşün.
Tu l'entretiens tant que tu peux et tu parles, tu parles.
Ne yapacaksın ki?
"Faire"?
- Ne yapacaksın ki?
- En faisant quoi?
O kâğıtla ne yapacaksın ki?
pourquoi prenez-vous cette carte?
Sen ne yapacaksın ki, kendine ait bir bölüm mü istiyorsun?
Tu as peut-être envie d'écrire un chapitre à toi tout seul?
Ne yapacaksın ki?
Inutile.
Golf sopası alıp, ne yapacaksın ki?
Laisse tomber l'idée du golf.
İyi de Anthony, burada ne yapacaksın ki onunla?
À quoi te servira-t-il ici, Anthony?
Bundan başka bir şey yok değil mi senin için? Zaten yeterince oğlun var. Daha fazlasını ne yapacaksın ki?
C'est la seule chose... dont'3'auras cru... que tu avais soupé.
Orada ne yapacaksın ki?
Pour y faire quoi?
Ne yapacaksın ki?
Qu'est-ce que tu vas faire?
Ne yapacaksın ki onunla?
Elle les presse de s'exécuter
- Onunla ne yapacaksın ki?
- On va en faire quoi?
Ne yapacaksın ki?
Qu'est-ce que tu vas faire? Tu reviendras!
Ne yapacaksın ki Tonto?
Je veux dire, qu'est-ce que tu vas faire, Tonto?
İşi ne yapacaksın ki?
Pourquoi t'aurais besoin d'un boulot?
- Hem eve gidip ne yapacaksın ki?
- Qu'allez-vous faire?
- Ne yapacaksın ki?
- Et qu'est-ce que tu vas faire?
Clark, çekiçle ne yapacaksın ki?
Pour quoi faire, le marteau?
Ne yapacaksın ki?
- Pourquoi?
Tüfekle ne yapacaksın ki şimdi?
Que ferais-tu d'un fusil maintenant?
" Bununla ilgili, ne yapacaksın ki?
"Que comptez-vous faire?"
Ne yapacaksın ki onu?
Pourquoi as-tu besoin de lui?
Ne yapacaksın ki?
Et tu travailleras où?
- Yeni ayakkabıyı ne yapacaksın ki?
Pourquoi?
Ne yapacaksın ki?
Qu'allez-vous faire?
Kira'yla sanal odada ne yapacaksın ki?
Que voulez-vous faire de Kira dans une holosuite?
Farz et ki, söylemiyorum. Ne yapacaksınız? Keyfin bilir.
Et si je disais rien, vous feriez quoi?
- Diyorum ki, haberi sürdürmek için ne yapacaksın?
- Qu'avez-vous pour la suite?
Fakat ben sanıyorum ki ne yapmak zorundaysan, onu yapacaksın.
Mais je suppose que tu feras ce que tu dois faire.
- Tabii ki yapacaksın.
Je ne le verrai pas.
Tek bir kez yanlış yapma hakkın varsa neden alıştırma yapacaksın ki?
Vous ne vous casserez le cou qu'une seule fois.
Sen ne yapacaksın ki parayı?
Qu'en ferais-tu?
Adını da değiştirmeyeceksin, sinema yıldızı da olmayacaksın sadece ben sana ne diyorsam onu yapacaksın ve ben de sana diyorum ki :
Tu garderas ton nom. Tu ne seras pas actrice. Tu feras ce que je te dis.
Peki, bu konuda ne yapacaksın? Niye burada dikilip duruyorum ki?
Qu'est-ce que tu comptes faire?
Bunlarla ne yapacaksınız ki?
Qu'allez-vous faire de tout ça?
O kadar kaba bir kızsın ki şu andan itibaren ne söylersem yapacaksın.
Tu es une petite fille insolente, mais tu vas faire ce que je te dis.
Diyelim ki kartımız yok, ve içeri girip çalmaya başladık? O zaman ne yapacaksın? Bizi durduracak mısın?
Et si on n'a pas de cartes et qu'on joue quand même, tu feras quoi?
Üç koltuk ayarladık. Ne yazık ki canlı kümes hayvanlarıyla yolculuk yapacaksınız.
Nous avons pu vous trouver trois places, mais malheureusement dans un avion-cargo bourré de volailles.
Ve bu da demek oluyor ki ne söylersem, ne zaman söylersem, nasıl söylersem, onu yapacaksın.
Donc, vous ferez ce que je dirai, quand je le dirai et comme je le dirai.
Hayır tabii ki birşeyler yapacaksın ama bu seni mahcup olmaktan kurtarmayacak
Tu ne t'es pas plantée mais tu as quand même une dette envers moi.
Yatağı ne yapacaksınız ki!
Vous n'avez pas besoin de lits.
Raul'la ne yapacaksınız ki?
C'est un branleur! Ne gâche pas ta vie
- Onu ne yapacaksın ki?
Pour quoi faire?
Pekala, varsayalım ki benim esirim değilsin Şimdi ne yapacaksın?
Si vous n'étiez pas mon prisonnier, que feriez-vous?
Onu ne yapacaksın ki?
Je voulais vous épargner.
- O halde delilikle savunma yapacaksın ki eğer yeni bir kariyer arayışına girmediysen bunu davanın ortasında yapamazsın.
Oui, mais pour le prouver, il faudrait plaider la folie, et on ne peut pas faire ça au milieu du procès.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]